Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Aziz DARICI


Maşaallah, Sorunlarımız Eksik Olmuyor!

Cemaat ve tarikatların yaptıklarını laik ve seküler sisteme uygunluğu ile değerlendirmek, devlete olan bağlılıkları ile ölçmek onların misyonuna ve hareket tarzına olan yabancılığın bir göstergesidir.


Bu ülkede bir konu hakkında yazı yazmak çok zor olmasa gerek. Çünkü malzeme bolluğu yaşıyoruz. Bu malzeme bolluğu yüzünden bazen hangisini alıp yazmak gerek ona karar veremiyor insan. Yalnız hangi konuya el atarsak atalım oradan sağlıklı bir şey çıkmıyor. Çünkü bunca malzeme bolluğuna rağmen her türlü fakirliğin-çaresizliğin dibini yaşıyoruz. Sorun malzemede mi, sorun ustada mı, sorun ortamda mı, sorun kullanılan araçlarda mı? Çok bilinmiyor. Biliniyorsa da çok temiz malzeme çıkmıyor. İnsanın bilmesine rağmen bir şey yapamaması en üzücü durum olsa gerek.

İşte Müslümanların durumu bu?

Daha öncede belirtmiştik. Kur´an ve Sünnet gibi bir kaynağımız olacak ama insanlık adına söyleyecek sözlerimiz, nitelikli toplum olmayı başaramadığımız için sadra şifa olmuyor. Kur´an ve Sünnetin hakkını veremediğimiz için dosdoğru yolumuz zikzaklarla geçiyor. Niyetlerinde Allah derdi olmayanların aramızdaki hainlikleri ise yol sapmalarına yol açıyor. Allah´a olan adanmışlığın zaafa uğraması ile basiret ve ferasetimiz bağlanıyor. Kur´an´dan her uzaklaşma toplumun ahlaki olarak çöküntülere sebep oluyor. Sadece ahlaki sapmalar değil fikirsel ve imani sapmalar  bu toplumun gündemine geliyor. Son yaşadığımız cemaat ve tarikatlar üzerindeki tartışmalar aslında bunu gösteriyor.

Daha önceki bir yazımızda ?Değerlerimiz ve Değerliler´imiz? konusuna değinirken; değersizlerin değerlileri tanımlamasına olan rahatsızlığımızı dile getirmiştik. Değersizler üzerinden tanımlama yapmak, algı oluşturarak değerli olanları değersizleştirmek, İslam gibi dertleri olmayan bazı gruplar üzerinden İslami cemaat ve grupları tanımlamaya çalışmak, kategorize etmek, bunların faaliyetlerine şüphe düşürmek, toplum nezdinde itibarını düşürmek, kendi ayağına kurşun sıkmaya eş değerdir. Bu camialar asırlardır bu coğrafyanın dertleri ile derlenmektedir. Bu toplumun ?iyiliği emreden, kötülükten sakındıran? özneleri olmaya çalışmışlardır.

Cemaat ve tarikatların yaptıklarını laik ve seküler sisteme uygunluğu ile  değerlendirmek, devlete olan bağlılıkları ile ölçmek onların misyonuna ve hareket tarzına olan yabancılığın bir göstergesidir.

Cemaat ve tarikatların işlevselliği, niteliği, doğruluğu gibi tanımlamalar herkese göre farklılık arz ettiği gibi tek bir akıl tarafından değerlendirilecek kadar bir otoriteye veya otoritelere sahip değiliz. Diyanet´in bu işe el atmasını bekleyenler, Diyanet´in bile laik sistem içindeki durumu bile tartışılırken nasıl işe el atacak, el atarken hangi fikirsel çerçevede çözecek merak konusudur.

Cemaat ve tarikatların devlete yakınlığı ve uzaklığı mevzusu, bağlılığı veya aykırılığı mevzusu konuyu çok farklı boyuta çekilmesine ve bunun sonucunda bir çok cemaat ve tarikatların toplum nezdinde tartışılmasına yol açacaktır. Tartışılmasından korkmaya gerek yok ama tartışılacak zemini kaybedince maksat hasıl olmayacak. Cemaat ve tarikatların değerlendirmenin en iyi yolu İslam´a olan yakınlığı ve uzaklığı ile ölçülür. Helal ve haramlara olan mesafesi ile ölçülür. Hak-hukuk ve adalete olan bağlılıkları ile ölçülür. Yoksa laik sistem içerisindeki rol tanımlamasına, kavram terminolojisine, tarihsel gelişimlerine bakarak tarife kalkışmak çok sağlıklı bir sonuç çıkarmaz. Bir çok değerli şahsiyetlerin, devlet adamlarının yolunun geçtiği-yetiştiği bu ortamlar, hala sivil alanın yegane itici gücü ve lokomotifidir.

Devlet bu toplumun terbiyesi, ahlakı için yapması gereken ne varsa  yapsın. Bir çok alanda sivil inisiyatif alınması gerektiğini söyleyen devlet aklı, yüzyıllardır sivil inisiyatif alan cemaat ve tarikatların çalışma alanını daraltmamalı. Doğal olarak İslam, içindeki çürük ve yanlış yapıları zaman içinde gündem dışına çıkaracaktır ve bu toplumun hafızasından silecektir. Çünkü İslam paktır ve pak kalmaya devam edecek. Yeter ki stratejik planlar adına İslam zenginliğin görünürdeki farklılıkların temsili olan cemaat ve tarikatları değersizleştirmeyelim.

Değişim ve dönüşüm konusu ise bu cemaat ve tarikatların kendi öz eleştirisidir. İslam´ın ön gördüğü şekilde hareket edenler çağa taşınacak, yapamayanlar İslam ümmetinin gündeminden düşecek. Kur´an ve Sünnet çerçevesinde hareket edenler 28 Şubat darbesi yemiş olsalar bile bu ümmetin gündeminde oldular ve bu ümmetin gündeminde olmaya devam edecekler. Çünkü bu camialar bu toplumun vicdanı ve aklıdır.

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR