Kuracağım Medresinin ismi “ma’rifet” yani “ Bilgi” Medresesi olacak.
Bir dağın eteğinde – imkân olsa dağ ile deniz/göl arasında bir yer- geniş bir arazi içerisinde inşa edilecek. Beton, demir, çivi ve petrol ürünleri kullanılmayacak; Ahlat taşı, Mermer, ahşap ve benzeri tümüyle doğal yapı malzemeleri kullanılacak. Selçuklu Mimarisine uygun iki katlı bir bina olacak.
Arazinin bir kısmı mümkün olabildiğince zengin bitki türlerinin bulunduğu bir Bitki/Botanik Bahçesi- Meyve ve sebze türleri dahil-, diğer kalan alanın bir kısmında ise olabildiğince hayvanatın yaşayabileceği şekilde düzenlenmiş- kafessiz- Hayvanat bahçesi- öğrencilerin et, yumurta, süt ve süt ürünleri ihtiyaçlarının sağlanacağı evcil hayvanlar dahil-, geriye kalan kısımda ise spor, oyun ve mesire alanı/dinlenme alanı şeklinde dizayn edilecek.
Medresenin ısı, aydınlatma ve benzeri ihtiyaçları çatıya döşenecek güneş enerjili kiremitlerden elde edilecek enerji ile sağlanacak; böylece hem doğal ve hem de ucuz bir enerjiye sahip olunacak.
Arazinin ve Medresenin su ihtiyacı, arazinin değişik yerlerine inşa edilecek yer altı depolarına kar ve yağmur sularının depolanmasıyla sağlanacaktır.
Böylece medresenin bütün ihtiyaçları medresenin arazisinden doğal ve Medresenin öğrencileri ile öğretmen ve diğer hizmetlileri tarafında- bir açıdan ücretsiz- karşılanacak.
Medresenin yerleşkesinin/Kampüs giriş kapısının üst kısmında “ el mülku lillah/ Egemenlik Allah’ındır” yazılı levha asılı olacaktır. Böylece mevcut/ var olan her şeyin hem sahibi ve hem de hükmedenin Allah olduğu takrir edilmiş olacak.
Medresenin giriş kapısına da " inna lillah ve inna ileyhi raacıun/ Allah için yaşarız ve kendisine dönüp hesap vereceğimiz de Allahtır" levhası yazılacaktır. Bununla da varoluş ve yaşam gayemizin hem gerekçesi ve hem de hedefi tescil edilmiş olur.
Medresenin iç düzenlenmesi ve müfredatı ise bir sonraki yazıya inşaallah...
