Malcolm X, Elijah Muhammed’in hatalarından dolayı, İslam Ulusu’nun içeriden yıkılmasını istemiyordu. Fakat kurtarma çabaları doğru görülmemişti. Hatta Elijah Muhammed başta olmak üzere İslam Ulusu yöneticileri bu çabaları ihanet olarak değerlendirmişlerdi. Malcolm X, hakkında verilen vur emrini aldırdığı yoktu ama ihanet suçlamaları ona ölümden beter geliyordu. Oysa Elijah Muhammed doksan günlük uzaklaştırma cezası verdiği an bile ona kendisinden daha çok bağlı olduğunu yüzüne karşı söylemişti.
On iki yıllık dava arkadaşları tarafından atılan ihanet iftirası ve kurulan infaz timleri gibi olup biten hadiselere anlam veremeyen Malcolm X, bu ruh halini şu cümleler ile ifade etmişti: “Sanki sürekli beyin kanaması geçiriyordum. Adeta beynim ağır bir hasar almıştı içerde. Aile doktorumuza gittim. Muayene sonrası Doktor kendimi fazlasıyla yıprattığımı, dinlenmem gerektiğini söyledi.” Muhammed Ali Clay, Miami’de maç hazırlığı için kamp yapıyordu. Eşi Betty ile evliliğinin altıncı yıldönümü için bir armağan olsun diye yanına davet etmiş, çocuklarını da getirmesini istemişti. Ailesiyle Miami’ye giden Malcolm X, evliliği boyunca yaptıkları ilk tatilleriydi. Dahası o güne kadar çocuklarına bir oyuncak bile alamamış olduğunu fark edecekti.
Bu tatil sayesinde yalnız kalabilmiş ve düşünme imkânı bulabilmişti. Malcolm X kendisi hakkında verilen vur emri ve yalnız kaldığı bu süreç, bir karar almasını sağlamıştı. Fiziki olduğu gibi psikolojik olarak da Elijah Muhammed ve İslam Ulusu’ndan kopmaya başlamıştı. Yakın arkadaşlarını onu öldürmek için görevlendirilmişlerdi ama onlar bu emirlere uymamışlardı. Fakat her an bir başka arkadaşı tarafından infaz edilme tehlikesi de geçmiş değildi.
Henüz hiçbir çalışmaya başlamamışken bile birçok arkadaşı İslam Ulusu’ndan ayrıldığını ve kendisiyle hareket edeceğini söylüyordu. Hristiyan Siyahiler hatta Beyazlardan yardım ve bağış teklifleri gelmeye başlamıştı. Herkes: “Örgütleniyormuşsunuz, miting ne zaman?” diye soruyordu. New York’ta bir salon tutulmuştu. Kamuoyuna bir beyanat vermişti Malcolm X. Açıklamaları Amsterdam News, sütunlarında yayınlanınca, Malcolm X adına telgraf ve mektuplar yağmaya başlamıştı. Yakınılan ortak şey ise İslam Ulusu’nun katı kurallarıydı. Kendisine katılmak isteyenlerin haddi hesabı yoktu. Malcolm X bir basın açıklaması ile Elijah Muhammed’den ayrıldığını ve New York’ta, başında kendisinin bulunacağı Müslim Cami Birliği adıyla bir mescid açacağını ilan etmişti.
Malcolm X Elijah Muhammed’e bağlı olduğu dönemlerde çeşitli üniversitelerde konferanslar vermişti. Buralarda tanıştığı Ortadoğulu bazı öğrenciler “Anlattıklarınız İslam değil, gerçek İslam’ı öğrenmelisiniz” demişlerdi. Bu sebeple İslam’ın merkezi Mekke’ye gitmek istemişti. Ancak parasal imkânı olmadığı için hep ertelemişti. Yeniden hacca gitmeyi istiyordu, ancak yine parası yoktu. Boston’a üvey ablasına gitmişti. Malcolm X: “Ella’ya ‘Mekke’ye, hacca gitmek istiyorum’ deyince Ella, ‘Ne kadara ihtiyacın var?’ demişti.” Ablasından aldığı parayla hacca gitmek için hazırlık yaptı ve yola çıktı.
Cidde havaalanında, Müslüman bir ülkenin vatandaşı olmadığı için, Hac komitesinin huzurunda Müslümanlığını ispatlaması gerekiyordu. Komiteyi beklerken dini bilgiler öğretmesi için bir hoca görevlendirmişlerdi. On iki yıl boyunca Elijah Muhammed’in İslam Ulusu’nda bir lider ve ulusal vekil olarak namaz kılmasını bilmiyordu. Dahası bu dinin ikinci lideri olarak namazdan haberi bile yoktu. İlk namazını Cidde havaalanında kılan Malcolm X, alışık olmadığı rükû ve secdelerde çok zorlandığını söylemişti. Amerika’da hac için referans mektubu alma zorunluluğu vardı. Mektubu veren kişi kendisine yardımcı olması için Kral Faysal’ın akrabası ve Suudi Arabistan devletinin güçlü isimlerinden Abdurrahman Azzam’ın oğlunun telefon numarasını vermişti. Kısa bir telefon görüşmesinden sonra Azzam’ın oğlu gelir ve Malcolm X’i alıp evlerine götürür. Azzam kapıda karşılar ve bir evladı gelmiş gibi sevgiyle kucaklar. Uzun zamandır kayıp bir çocukları eve dönmüş gibi herkes teker teker samimiyetle karşılar. Hiç görmediği bu insanların kendisini bağırlarına basmalarına anlamaya çalışan Malcom X gördüğü ilgiye çok şaşırmıştır. “Hayatım boyunca böyle bir şerefe ermediğimi söylemeliyim. Dr. Azzam’ın evinde sofradayım. Azzam babam gibi, çocukları öz kardeşlerim gibi davranıyor. O kadar samimiler ki onların beyaz olduğunu kendime bile söyleyemiyorum.” demişti.
Malcolm X’i, bizzat Kral Faysalın Protokol Bakanı hac komitesine götürür. Komite samimi bir Müslüman olduğuna karar vermiştir. Kral Faysal’ın oğlu, babasının isteği üzere kendisinin devlet konuğu olarak ağırlamak istediğini bildirir. Bir araba, şoför ve rehber tahsis edildiğini ve hac süresince kendisine yardımcı olacağını söylemişti. Daha sonra Kral Faysal’ın daveti üzere bir görüşme yapmıştı. İslam Ulusu hakkında uzun bir kritik yapmışlardı. Umre yaptıktan sonra “Amerika’da bıraktıklarımla İslam dünyasında gördüklerim arasında dağlar kadar fark var.” demişti. Mavi gözlü, sarı saçlı, beyaz ve siyah tenli her renkten kardeşleriyle aynı tabaktan yemek yiyor, aynı bardaktan su içiyor ve aynı anda Allah’a secde ettiğini hayretle anlatıyordu. Malcolm X: “Beni en çok etkileyen İslam kardeşliğiydi. Artık Beyaz adama bakışım kökünden değişti.” diyordu. Amerika’nın İslam’ı tanıması gerekir diyen Malcolm X, bu ırkçılık belasından Amerika’yı kurtaracak tek güç ancak İslam olduğunu söylemişti. Burada gördüklerini yazdığı mektuplarla eşine arkadaşlarına anlatmıştı.
Mektubuna “Elijah Muhammed büyük bir yalancıdır.” diye başlamıştı. Beyazların, Siyahilere karşı yaptığı şeytanca ırkçılığın savunulacak bir tarafı yoktu. Ancak Elijah Muhammed sefalete, açlığa ve her türlü aşağılanmaya mahkûm olarak yaşam savaşı veren Siyahilerin üstün ırk olduğunu iddia ediyordu. İslam’ın sadece Siyahlara ait bir din olduğunu söyleyen Elijah’a İslam’ın doğduğu şehir Mekke’den yazdığı mektupla cevap vermişti. Malcolm X, Mektubun da “Elijah Muhammed büyük bir yalancıdır. İslam sadece Siyahlara ait bir din diyerek bizi yanılttı. Oysa Kabe’de her renkten kardeşlerimle beraber omuz omuza Allah’a ibadet ediyoruz. Elijah Muhammed’in bize öğrettiği Beyaz adam felsefesi iflas etmiştir benim için.” diye yazmıştı.
“devam edecek
