Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Faysal Mahmutoğlu


Macaristan Seçimleri ve Türkiye

Yazarımız Faysal mahmutoğlu'nun "yeni" yazısı...


Tarihten günümüze değin çoğu kişi, seçtiği liderin gelmiş geçmiş en güçlü, en karizmatik, en iyi insan olduğunu düşünür. İnsanlar güçlü gözüken liderlerine abartılı hayranlık beslerler. Hatta her şeyini liderine feda etmeye hazır tiplere rastlarsınız. Tarih boyunca otoriter liderler, kendilerine hayran kitleleri, kişisel çıkarları için kullanmışlardır. Bunun en iyi örneklerinden biri de Viktor Mihaly Orban’dır.

Orban, kutuplaşmayı, ötekileştirmeyi körükleyen, siyasi rakiplerini düşman konumuna yerleştiren bir strateji izleyen, AB değerleriyle çelişen, Trump hayranı ve bize çok tanıdık gelen siyasi bir aktör.

Eski Büyük Macaristan ve üstün Macar propagandasıyla seçmenin duygularını okşamaktadır.  Göç verdiği için nüfusu artırma politikası izleyen Orban, üç çocuk yapanlara 30 bin avro ve vergi muafiyeti getiren düzenlemelere imza attı.

3 Nisan 2022 Pazar günü Macaristan’da yapılan seçimleri oyların yüzde 53,2’sini alan Fidesz (Macar Yurttaşlar Birliği) kazandı. Bu, Başbakan Viktor Orban’ın partisinin dördüncü zaferiydi. 199 vekilden oluşan Meclis’te 135 sandalye kazandı. Muhalefet ittifakının adayı koyu Katolik ve muhafazakâr Peter Marki-Zay ise yüzde 34’te kaldı. Muhalefet büyük kentlerin, iktidardaki Fidesz ise kırsal bölgelerin oylarını aldı. Bu Türkiye’deki son yerel seçimleri çağrıştırmaktadır.

Muhalefet adayı belediye başkanı olduğu şehirden milletvekili seçilmeyi bile başaramadı. Yüzde 12 fark yedi. Oysa muhalefet 2019 yerel seçimlerinde Budapeşte gibi önemli merkezlerin belediye başkanlıklarını kazanarak umut yaratmıştı.

Macaristan seçimleri, Türkiye’deki muhalefet için dersler çıkarılması gereken önemli bir deneyim oldu.

Macaristan’da muhalefetin farklı altı partiden oluşan bir ittifak kurması ve ortak adayla seçimlere katılması, Türkiye’deki muhalefet blokuna tıpa tıp benzemekte ve bu tablo, muhalefet açısından değerlendirmeyi daha da önemli kılmaktadır.

Bunun birden çok nedenini sıralayabiliriz.

– Seçim adil ve özgür değildi.

– Macaristan’da sosyal demokrat partilerden sağcı partilere uzanan geniş bir yelpazede farklı altı partinin kurduğu muhalefet ittifakı, yabancı düşmanı, otoriter ve karizmatik sağcı Orban’a karşı popüler olmayan, Orban’ın partisi Fidesz’in eski bir taraftarı olan, Macaristan’ın güneyinde 40 bin nüfuslu küçük bir şehrin belediye başkanı olan sağcı Peter Marki-Zay ‘i çıkararak yarışa yenik başladı.

– Orban seçim yasasını değiştirerek kendisine avantaj sağladı. Devletin tüm imkanlarını kullanarak seçim yarışına katılan Orban, şartları kendi lehine çevirdi. Yarış eşit şartlarda gerçekleşmedi.

– Devlet medyasının tamamını kontrol ederek, muhalefete neredeyse zerre kadar söz verdirmeyerek kamuoyunu kendi lehinde ikna etmeye çalıştı ve başardı.

– Avrupa’nın tersine Putin’e yakın bir siyaset izleyerek tarafsız kalmayı tercih etti. Ülkesini savaşın yıkıcı atmosferine teslim etmedi. Macaristan üzerinden silah sevkiyatına izin vermedi. Sığınmacılara kapılarını açtı ancak Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılmadı.  Marki-Zay ise eğer başa gelirse NATO şemsiyesi altında Ukrayna’ya asker gönderebileceğini söylemekteydi ki, seçmen buna pirim vermedi.

 – Halkın önemli bir kesimine kendini “Macaristan’ın güvenliğini gözeten, dengeli dış politika uygulayan” bir figür olarak sunabildi.

– Savaşın yıkıcılığını yanı başında hisseden Macarlar, savaş yanlısı politikalara geçit vermedi.

 -Macaristan Orban döneminde AB’nin Bulgaristan’dan sonra en fazla yolsuzluğun yaşandığı ülke haline gelmesine karşın, ekonominin iyi gitmesi (enflasyon yüzde 8,3. Yükseliş trendi Avrupa’yla uyumludur. Kişi başına düşen milli gelir 17 bin dolar) ve seçmenlerine sağladığı maddi kazanımlar (ebeveynlere gelir vergileri geri ödendi, emeklilere bir aylık ilave maaş verildi) tekrar seçilmesini sağlayan bir faktör oldu. Böylece toplumun önemli bir kesiminin yolsuzluğu umursamadığı da ortaya çıktı.

– Muhalefetin Orban’ı değiştirmek dışında bir mesaj vermemesi, gerçekçi alternatif bir ekonomik program sunmaması, sosyal politikaları gündemine almaması da yenilgiyi doğuran bir neden olarak görülüyor.

– Muhalefet, halkı cezbedecek bir çözüm sunmadı, seçimlerin kaderini belirleyen kararsız seçmen ikna edilemedi.

-On iki yıldır ülkeyi demir yumrukla yöneten Orban’a karşı birleşmenin ve ittifak kurmanın seçim kazanmak için yeterli olmadığı görüldü. Halkın önceliği demokrasi değil, ekonomi ve güvenlik olarak tezahür etti.

Halk demokratik erozyonu ve otoriterleşmeyi dikkate almadı. 2010 yılında özgürlükçü demokrasi sayılan Macaristan artık otokratik bir rejim olarak kabul edilmektedir.

Macaristan örneği, Türkiye’de yaklaşan seçimlerde dikkat edilmesi gereken çok önemli dersler içeriyor. Siyasal benzerlikler olmasına karşın ekonomik kriz, dış politikada sıkışmışlık önemli farklar oluşturuyor.

Muhalefetin Macaristan seçimlerini iyi analiz etmesi ve dersler çıkarması gerekmektedir.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                          Kaynak. Farklı Bakış

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR