Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Hasan POSTACI


Kutuplaşma Soğuğu ve Mutlu Penguenler

Yazarımız Hasan Postacı'nın "yeni" yazısı...


İçinde yaşadığımız gezegenin uzayda hareket eden muhteşem bir taşıt olduğunu söylemek abartı olmaz. Yerküremiz kendi etrafında düzgün dairesel hareket yaparken güneşin etrafında da çizgisel olarak elips şeklinde bir yörüngede ilerler.

Dünyanın kendi çevresinde dönüş hareketi 24 saatlik periyotlarla gerçekleşir. Ekvator çevresi yaklaşık 40 bin km olduğu düşünülürse, dünyanın kendi dönüş hızı ekvator üzerindeki bir konum için saate 1600 kilometrenin üzerindedir.

Güneşin çevresinde yıllık periyotlarla dönen yerkürenin çizgisel hızı ise saate 107 bin kilometrenin üzerindedir. insanoğlunun ulaştığı günümüz teknolojisi için bile baş döndürücü rakamlar.

Ekvatordan kutuplara doğru gidildikçe çizgisel hız değişmez ancak kendi etrafında dönüş yarıçapları enlem yarıçaplarının küçülmesi oranında azalır. Yani kutuplara doğru gidildikçe dönüş hızının azaldığını ve eğer dünya tam bir küre olsaydı tam kutup noktalarında dönüş hızı sıfır olacaktı.

Yerküreyi kendine ev edinmiş canlıların ekosistemi incelendiğinde, çeşitliliğin kutuplara doğru gidildikçe azaldığı görülür. Yani bitkiler ve hayvanlar için yaşam döngüsünün canlılık dinamikleri kutuplarda minimize olur. Kutuplarda yaşam sürdüren ender canlılardan biri de penguenlerdir. Mutlu penguenlerin bile çiftleşme, doğum gibi yaşamsal döngülerinin güneşin kendileri ile azda olsa buluştuğu sınırlı zamanlarda gerçekleştiği görülür.

İnsanoğlu yaratılışın bu iradesiz şekillenişine ve dengesine müdahale edebilme kabiliyetinde olan tek canlıdır. Kitab-ı Kerim bu nedenle insana dair fıtrata yüzünü dönmesini telkin eder (Rum-30). Fıtrat, yaratılışın optimum dengesine karşılık gelir. Yani insanın yeryüzü sınavında enfusi ve afaki tüm düzlemlerde ve yaratıcı ile ilişki, algı ve inanç düzleminde mutmainlik arayışına verilen en tatminkar yanıt olarak karşımıza fıtrat çıkar. Böyle bir korelasyonu inanç düzeyinde bütünleştirmek ise tevhidi bir bilince, duruş ve yaşamsal pratiğe karşılık gelir.

Tevhidi bilincin evrensel işleyişten içinde yaşadığımız yerkürenin ritmine kadar her bir detayına odaklanarak yerküre içindeki yaşamımızı bu kodlarla ahenkli kılmanın, insanoğlunun arayışlarındaki mütekamilliği, enfusi ve afaki mutmainliği ancak sağlayabileceğinin vurgulamak gerekir.

Toplumsal yaşamı şekillendiren, yön veren en güçlü sosyopolitik kurumlardan bir olan siyasi yapıların ötekileştirici, ayrımcı, entegrist, öfke ve nefret ile yoğrulmuş  söylem ve duruşları, hak ve özgürlükler, adalet ve eşitlik arayışları bağlamında ağır bir kutuplaşma soğukluğunu hayatın her düzlemine yayıldığını her geçen gün biraz daha derinden hissediyoruz.

Yaşamı kuşatan kutuplaşma soğuğunun, kitleselleşen bir yoksulluk ve yoksunluk ürettiğini ve ancak küçük bir azınlık olan mutlu penguenlerin hala buna kör ve sağır kaldığı bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Mutlu penguenlerin dışındaki kesimlere duyarsızlaştırılmış siyasi kurumsal yapıların ve iktidar aygıtlarının ipnotize edilmiş zihinsel kurguları kendi kutsallıkları ile meşrulaştırdıkları fildişi kulelerinden sadece bu mutlu penguenlerin hayatları üzerinden bir algıyı servis etmekteler.

Kutuplaşma soğuğunu besleyen, kurumsallaşmış din, mezhep etnisite, daha mikro düzeyde partizanlık, hemşehricilik, cemaatçilik, ekonomik düzlemde ultra zenginlik ve ultra yoksullukla üretilen gettolaşma gibi yaşamı bölen, parçalayan, acımasızlaştıran dinamikler toplumsal bir ifsadı her geçen gün daha bir kaçınılmaz kılmaktadır.

Bireysel ve toplumsal empatinin yok edildiği, yaşam tarzları arasında uçurumların derinleştiği, adalet, güven, ehliyet, liyakat değerlerinin hızla erdiği, çözülmesinin derinleştirdiği geleceğe dair umutsuzluk ve kaygıların yaşamı her geçen gün daha fazla kuşattığı bir gerçeklikle yüzleşmek cesaretini göstermek zorunluluğu ile karşı karşıyayız.

 Statükonun kendini muhkemleştiren reflekslerine karşı yeni bir anlayış, duruş ve söyleme ihtiyaç var. Bu duruş ve söylemlerin odaklanması gereken temel değerler insan odaklı, tüm toplumsal kesimler için ortak paydalar üretmeyi hedeflemelidir. sosyopolitik empatiyi maksimize eden birçok seslilik üzerine üretilmiş güçlü bir orkestra uyumu sağlamak için sadece evrensel değer ve özgürlüklere odaklanmak yeter ve gerekli koşuldur. Küçük azınlıkların ve sınıfların çıkarlarının ürettiği mutlu penguenlerin ekonomi ve iktidar gücü ile oluşturulan ağır vesayetin tüm toplumsal kesimler üzerinden kaldırılmasına yönelik bir farkındalık ve odaklanma bu yeni siyasi söylem ve programın niteliğini, kimlik ve felsefesini oluşturmalıdır.

Statükonun tüm ideolojik aygıtlarını, topluma yön veren tüm kurumsal yapılarını, eğitimden sağlığa, adaletten ekonomiye, akademiden medyaya, etnik, demografik, mezhepsel, kültürel mensubiyet ve kimliklerin farklılığının bir zenginlik ve yaşamsal ekosistemin fıtri bütünselliğinin birer parçası olma bilinci ile yeniden inşa edebilme cesaretinde yeni bir paradigmal anlayışın başta siyasi kurumsal yapılanmalar olmak üzere tüm sosyopolitik mücadele alanlarında belirleyici kılacak yeni söylem ve duruşlara ihtiyaç var.   

Kutuplaşma soğuğunun panzehiri tıpkı insan dışı evrende olduğu gibi işleyiş zincirinin fıtri dengelerini gözetmekten geçer. Yerküre gibi mucizevi bir uzay taşıtının içinde aynı yöne akarak, aynı evrensel kaderi paylaşmakta olan ‘seçilmiş’ bir canlı türü olduğumuzun sımsıkı bilincinde olmaktan geçer.

Yaşamın tüm çeşitliliğinin kendi sosyopolitik ekosistemimizde korumanın, varoluş arayışımızın fıtri odaklanmasından geçtiğinin farkındalığına dayalı bir yaşam perspektifi üretmek, tevhidi kimlik ve duruşun en temel sorumluluğu olduğunun ayrıca altını çizmek gerekir.

 

Kaynak: Farklı Bakış

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR