Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Ali BULAÇ


Kur´an´da ve Hadis kaynaklarında rüya

Kur´an-ı Kerim´de ?rüya? ile bağlantılı ?menam, ahlam, fetva, te´vil, tabir? kavramları kullanılır. Hz. Peygamber (s.a.)´in de üç yerde gördüğü ve kendisine gösterildiği bildirilen rüyasından söz edilir.


Kur´an´da rüya

Kur´an-ı Kerim´de ?rüya? ile bağlantılı ?menam, ahlam, fetva, te´vil, tabir? kavramları kullanılır. Hz. Peygamber (s.a.)´in de üç yerde gördüğü ve kendisine gösterildiği bildirilen rüyasından söz edilir.

1) Uyku´nun (menam) geçtiği ayetler şunlar:?Hani Allah, onları sana uykunda(fi menamikeaz gösteriyordu? (8/Enfal, 43) ve ?Geceleyin ve gündüz uyumanız(menamüküm)ile?? (30/Rum, 23.) Bunun yanında uyku-ölüm ve ruh ilişkisinin ele alındığı ayetler vardır: 60/En´am, 60-63; 17/İsra, 85 ve 39/Zümer, 42.

?Kamus-u ulum-i tıbbiye?de yer alan tarife göre uyku duyuların ve zihinsel faaliyetin kesintiye uğramasıdır. (4) Uyku halinde duyular yanında zihinsel faaliyetlerin tümünün durduğu doğru mu? Meşşailerin hiss-i müşterek başlığı altında saydıkları iç duyuları, mesela müfekkire ve hafıza gibilerini göz önüne alacak olursak ?ki mtehayyile gibi rüyada faldırlar- uyku sırasında zihni faaliyetler kesintiye uğramaz, farklı biçim ve özelliklerde devam ederler. Nitekim eğer söz konusu zihinsel faaliyetler tam olarak kesintiye uğrasaydı, gördüğümüz hiçbir rüyayı hatırlamamız mümkün olmazdı.

2) Hz. Yusuf´un rüyaları:

  1. a) Güneş, ay ve yıldızlar: (12/Yusuf, 4-5): ?Hani Yusuf babasına: ?Babacığım, gerçekten ben (rüyamda) on bir yıldız, güneşi ve ayı gördüm (reaytü); bana secde etmektelerken gördüm?(Babası) Demişti ki: ?Oğlum, rüyanı (rü´yake) kardeşlerine anlatma, yoksa sana bir tuzak kurarlar. Çünkü şeytan, insan için apaçık bir düşmandır.?
  2. b) Sözlerin yorumu (Te´vilü´l ehadis): 12/Yusuf, 6: ?Böylece Rabbin seni seçkin kılacak, sözlerin yorumundan(Te´vil´il ehadis)sana öğretecek ve daha önce ataların İbrahim ve İshak´a (nimetini)tamamladığı gibi senin ve Yakub ailesinin üzerindeki nimetini tamamlayacaktır. Elbette Rabbin, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.?

3) Hz. Yusuf´un iki hapis arkadaşının rüyaları:

  1. a) Rü´yet´ten erani/te´vil (12/Yusuf, 36, 37.): ?Onunla birlikte iki genç de zindana girmişti. Biri: ?Ben(rüyamda) kendimi şarap sıkıyorken gördüm (erani)? dedi. Öbürü: ?Ben de kendimi başımın üstünde ekmek taşıyorken gördüm (erani); kuş da ondan yemekteydi? dedi. ?Bunun yorumundan (bi te´vilihi) bize haber ver. Doğrusu biz seni, iyilik yapanlardan görmekteyiz.? Dedi ki: ?Size rızıklanacağınız bir yemek gelecek olsa, ben mutlaka size daha gelmeden önce onun ne olduğunu (veya rüyalarınızın yorumunu)haber veririm. Bu, rabbimin bana öğrettiklerindendir.?
  2. b) Fetva´dan ?testefiyani?: ?Ey zindan arkadaşlarım, ikinizden biri efendisine şarap içirecek, diğeri ise asılacak, kuş onun başından yiyecek. İşte hakkında fetva istemekte olduğunuz iş(testefiyaniartık olup bitmiştir.?(12/Yusuf, 41.)

4) Mısır Aziz´inin rüyası:

  1. a) Era, eftine ve ta´bir: 12/Yusuf, 43. ?Hükümdar:? Ben(rüyamda) yedi besili inek görüyorum, onları yedi zayıf inek yiyor; bir de yedi yeşil başak ve diğerleri ise kupkuru. Ey önde gelen(kahin-bilginler,)eğer rüya yorumluyorsanız benim bu rüyamı çözüverin? dedi.? Ayette Mısır Azizi´nin gördüğü rüya ?erave rü´yaya? kelimeleriyle; yorum da ?ta´bir? kelimesiyle, rüyada görülen şeylerin çözümü de fetva´dan ?eftuni? kelimesiyle ifade edilmiştir. (12/Yusuf, 43-49.)
  2. b) Edğas-u ahlam ve te´vil. Te´vil: ?Dediler ki:?(Bunlar) Karmakarışık düşlerdir (edğasü ahlam).Biz böyle düşlerin yorumunu (tevilini) bilenler değiliz.? 12/Yusuf, 44; Enbiya (21) 5. Ayetinde aynı tabir ?edğas-ü ahlam? geçer. Edğas-ü ahlam herhangi bir şey ifade etmeyen, karışık, başı sonu belirsiz, herhangi gizli bir anlam veya deşifre edilecek gizemi, simgesel değeri olmayan rüyalar demektir. ?Fetva? kelimesi surenin 46. Ayetinde geçmektedir: ?Yusuf bize rüya konusunda fetva ver (eftina)?

 

5) Hz. Peygamber´in rüyaları:

  1. a) Hz. Peygamber (s.a)´e müşriklerin az gösterildiği rüya: ?Hani Allah, onları sana uykunda az gösteriyordu; eğer sana çok gösterseydi, gerçekten yılgınlığa kapılacaktınız ve iş konusunda gerçekten çekişmeye düşecektiniz.? (8/Enfal, 43.)
  2. b) Hz. Peygamber´in gördüğü rüya: ?Hani biz sana: ?Muhakkak Rabbin insanları çepeçevre kuşatmıştır? demiştik. Sana gösterdiğimiz o rüyayı insanları denemek için yaptık, Kur´an´da lanetlenmiş ağacı da. Biz onları korkutuyoruz. Fakat (bu) onlarda büyük bir azgınlıktan başka bir şey arttırmıyor.?(17/İsra, 60); ?Andolsun Allah, elçisinin gördüğü rüyanın hak olduğunu doğruladı. Eğer Allah dilerse, mutlaka siz Mescid-i Haram´a güven içinde, saçlarınızı tıraş etmiş,(kiminiz de)kısaltmış olarak(ve) korkusuzca gireceksiniz. Fakat Allah, sizin bilmediğinizi bildi, böylece bundan önce size yakın bir fetih(nasib) kıldı.? (48/Fetih, 27.) (5)

Zikrettiğimiz bu ayetler, peygamberin rüyalarının, kendisinin diğer insanlar gibi gördüğü rüya ve kendisine gösterilen rüyalar olmak üzere iki gruba ayırıyor. ?Peygamberlerin gördüğü rüyalar vahiydir? cümlesi bu açıdan her rüyayı içine almaz. Vahiy olan ancak peygambere gösterilen rüyalardır; eğer peygamberin bir beşer olarak her gördüğü rüya vahiy hükmünde olsaydı, her gördüğü rüyayı muhataplara tebliğ etmesi ve vahiy katiplerine yazdırması gerekirdi. Nitekim nübuvvetle görevlendirilmeden altı ay önce sabah aydınlığı gibi gördüğü berrak rüyaları bize tebliğ etmemiş, uyulması gereken vahiyler hükmünde bildirmemiştir.

Yukarıda zikrettiğimiz ayetlerin dışında, tefsirciler Yunus (10) suresi 64. Ayetin de rüya ile ilgili olduğunu söylemişlerdir: ?Müjde(büşra), dünya hayatında ve ahirette onlarındır.? Tefsircilere göre, -mesela Razi-, ayette geçen ?elbüşra?nın sadık rüyaya işarettir. Rivayete göre Ubade bin Samit bu ayette geçen dünyadaki müjdelerden neyin kastedildiğini sormuş, Hz. Peygamber ?Mü´minin gördüğü rüya ve mü´mine gösterilen sadık rüyadır? buyurmuştur. Bunu destekleyen bir hadis de şöyle: ?Nübuvvet´ten ümmete yalnızca mübeşşirat kalmıştır.? ?Mübeşşirat nedir?? sorusuna ?Salih rüyalardır? cevabını vermiştir.  (6)

Ayetlerden anlaşılan şu ki, rüyaların yorumunda kullanılan üç anahtar terim söz konusudur: Fetva, te´vil veta´bir.

Fetva; yiğit, delikanlı anlamındaki ?feta´dan türeme bir kelime olup bir olayın hükmünü açıklayan, hakkında hüküm koyan, güçlükleri çözen kuvvetli, isabetli cevap demektir. Kur´an-ı Kerim´de bu kelime türevleriyle birlikte 9 yerde geçer. Aynı kökten gelen ifta, hüküm açıklamaktır. Müftü kelimesi de bir konu hakkında hüküm veren yetkili kişiye denir. Rüya ile ilişkisi bakımından fetva rüyada görülen şeylerin ne anlama geldiğini, hükmünün ne olduğunun açıklanmasıdır: Yusuf/46. Ayatinde ?Yusuf bize rüya konusunda fetva ver(eftina)?

Te´vil; ?evl´ kökünden dönüp varmak, dönüp gelmek demektir. Söz eğer iyice incelenip araştırılmışsa, son noktaya kadar döndürülmüşse aslına irca edilmiş sayılır. Kelime Kur´an´da 17 yerde geçer. ?Te´vilat? adıyla tefsir yazan Maturidi, tefsir ile te´vil arasında ayırım yapar. Ona göre tefsir ilahi kelamın mana ve maksadı hakkında kesin ifade kullanmak iken, te´vil sözün varabileceği muhtemel manaları yorumlamaktır. Tefsir tek, te´vil birden fazla ihtimallidir. (7) Ne var ki Maturidi´nin iki terim arasında yaptığı ayırım doğru değildir, tarihte de kabul görmemiştir. Çünkü neredeyse tefsircilerin tamamı, Kur´an´ı tefsir ederlerken tek ve kesin anlam budur iddiasında bulunmamış, başka yorum ve muhtemel manalara da yer vermiş, sonuçta da ?En doğrusunu Allah bilir? demişlerdir. Tefsircilerin ve genel olarak bilginlerin Kur´an´ın te´viline iyi gözle bakmadığı herkesin malumudur. Özellikle müteşabih ayetlerin te´vili pek hoş karşılanmamıştır. Ancak te´vile karşı bu soğuk tutum çok da isabetli sayılmaz, zira yerine ve usulüne göre yapıldığında ve Batıni aşırılıklara kaçmaksızın bazı durumlarda te´vil gereklidir.

Yusuf aleyhisselamın zindan arkadaşları, sembollerle süslü rüyalarını naklettikten sonra ?Bunun yorumundan (bi te´vilihi) bize haber ver? talebinde bulunurlar. Demek istedikleri şudur: Rüyada ekmek, kuş, şarap vb. şeyler gördük, bunlar birer sembol, bu işin aslı nedir, bize bunu söyle! Rüya tevile muhtaçtır, görenlere bir müşkülü haber vermektedir, bu müşkülü de Yusuf´un çözmesini (fetvasını) talep etmektedirler.

Ta´bir; ?abr? kökünden bir kenarından diğer kenarına geçmek demek olup, rüyanın yorumu bu kökten türeme ?ta´bir? ile ifade edilmiştir. M.Ö. 5000 yıllarında hüküm süren Asruluların rüyaların tabiri konusunda epey mesafe aldıkları, eski Mısır, Yunan ve Hind´te rüyaların ta´bir edildiği bilinmektedir. Talmud´ta yer alan bir kayda göre ?Ta´bir edilmemiş (yorumlanmamış) bir rüya okunmamış mektup gibidir.?

Ta´bir de rüyada görülen şeylerin neyi ima ettikleri, sembolik nesne, olgu ve olayların neyi gizlediklerini ortaya çıkarmaya çalışmaktır. Kur´an-ı Kerim´de Hz. İbrahim´in (37/Saffat, 102), Hz. Yakub ve Hz. Yusuf´un gördükleri rüyaları ta´bir ettikleri nakledilir (12/Yusuf, 4-6.) Rüyaların ta´birinde rüya gören kişinin cinsiyeti, yaşı, sosyal statüsü, iştigal sahası, kısaca kişilik profili göz önüne alınır. Yanlış bir ta´bir rüya görenin bazı bahtsızlıklara uğramasına sebebiyet verebilir. Rüyanın sadıka mı faside mi olduğuna bakılır. Kişinin mülk alemi içinde dönüp dolaştığı bir rüya ile ruhun melekut alemine kanat açtığı rüya aynı değildir. Nefs-i emmare rüyaların şekillenmesinde önemli rol oynar, genellikle Freud bunun üzerinde yoğunlaşmıştır. Freud´un libidosuna karşı Adler aşağılık duygusuna dikkat çekmiştir; Jung´a göre semboller, Eric Fromm´a göre mitoslar rüyaların çözümlenmesinde dikkate alınmalıdır. Tıkabasa yemek, cinsel yoksunluk ve başka harici/sosyal faktörler görülen rüyalarda etkili olurlar.

Hadis kaynaklarında rüya

Kur´an-ı Kerim´de olduğu kadar hadis kaynaklarında rüya ile ilgili bilgilerin net olduğu söylenemez. Hadis kaynakları rüya konusunu ?Kitabu´r rüya? veya ?Kitabu ta´bir er rüya? başlıkları altında ele almışlardır. Genel söyleme göre hadis kitapları rüyayı ?vahyin bir çeşidi? olarak kaydetmişlerdir (8)

Buhari´nin yer verdiği bir rivayete göre Hz. Peygamber salih rüyayı nübuvvetin 46´da 1 olduğunu buyurmuştur (Ta´bir, 5.) Yoruma göre 23 sene süren nübuvvet´in ilk 6 ayı rüyalar yoluyla geldiği için 23´ün 2´ye çarpılmasından 46 rakamı bulunmuştur. Hz. Aişe şöyle demiştir: ?Peygambere ilk vahiy sadık rüyalarla başlamıştır. Gördüğü her rüya sabah aydınlığı gibi aynen çıkardı.? (9) İhvan-ı Safa da, nübuvvetin insan halinin ulaşacağı, melekleri takip eden en yüksek derece olduğunu ve beşeri erdemlerden 46 hasleti kendisinde topladığını söyler, yukarıda zikrettiğimiz ?Sadık rüya nübuvvetin 46´da 1´idir hadisini aktarıp, geri kalan 45 hasleti 18 bölümde açıklarlar. (10) Ancak İbn Ömer´den gelen bir rivayete göre Hz. Peygamber, salih rüyayı peygamberliğin 46´da 1´i değil, 70´te 1´i saymıştır. Ebu Rezan el Ukayli´den gelen rivayete göre ise salih rüya peygamberliğin 40´ta 1´dir. (11)

Bu hadislerden anlaşalın, insanların gördüğü rüyaların da -ki sadık veya salih rüyalar olabilir- peygamberliğin 46´da 1´i, 40´ta 1´i veya 70´te 1´i olup vahiy mahiyetli olduğu sonucu çıkarılamaz. Böyle bir mana peygamberin dışındaki insanların da vahiy aldıkları ve rüyalarının nass derecesinde bağlayıcı olduğu fikrini doğurur; bu iddiada olanlar teşri´de Allah´a ve peygambere ortak olmuş sayılırlar. (12)

Ebu Hureyre, Hz. Peygamber´i referans göstererek rüyaların üç çeşit olduğunu belirtir: Allah´tan olan rüyalar, bunlar müjdeler verir; Şeytan´dan olan rüyalar, bunlar korkutur; nefsin tabii hallerinden olanlar veya nefsin konuştuğu rüyalar. (13) Ebu Seleme, bu hadisi duyduktan sonra gördüğü kötü rüyalara artık aldırış etmediğini söylemiştir. Yukarıda işaret edildiği üzere rüyaları ehil kişilere ve iyi yorumlatmak lazım, zira Efendimiz´den gelen bir rivayete göre, ?Rüya nasıl yorumlanırsa öyle çıkar.? (14) Görmediği rüyayı gördüm diyen kişi en büyük yalanı söylemiş olur. (15)

Hadis kaynakları Hz. Peygamber´in rüyaların tabirine önem verdiğini, zaman zaman sahabelerine rüya görüp görmediklerini sorduğunu, görmüşlerse onları tabir ettiğini, sadık veya fasid rüya karşısında nasıl tutum almaları gerektiğini öğrettiğini kaydetmektedirler (16) Bilindiği üzere günde beş vakit namaza çağırma konusu gündeme geldiğinde çeşitli alternatifler üzerinde durulmuş, sonuçta Abdullah bin Zeyd es Sa´lebe´nin gördüğü rüya üzerine bugünkü şeklini almıştır. (17) İslam´ın en önemli şiarlarından biri olan ezanın bir sahabenin gördüğü rüya yoluyla şekillenmiş olması önemlidir. Namaza çağrının vahyin emri (62/Cuma, 9), şeklinin ise bir sahabenin rüyası ile sabit olduğunu göz önüne aldığımızda, vahyin bir sahabinin rüyasını teyid ettiğini göstermektedir. Aksi olsaydı, yeni bir vahiy ile ezana sesli çağrı hükmü ilga edilebilirdi.

Yine Efendimiz (s.a.) ?Sadık rüyayı doğru sözlü kişilerin gördüğünü ve bu kişilerin rüyasının yüce Allah´ın bir müjdesi olduğunu? bildirmiştir. (18)

Bir başka rivayete göre Hz. Peygamber rüyaları salih ve kötü (fasid) olmak üzere ikiye ayırmış; salih rüyanın Allah´tan, kötüsünün Şeytan´dan olduğunu belirtmiştir. (19)

Hadisler açısından rüyanın değerini kritik edecek olursak şunu söyleyebiliriz: Her ne kadar İbn Abbas ve onu takip eden bazı bilginler, peygamberlerin rüyalarının vahiy olduğunu, uyanıkken aldıkları vahiyden farkının olmadığını öne sürmüşlerse de, Kur´an ayetlerinden herhangi birinin rüya yoluyla vahyedildiğini tespit etmek mümkün olmamıştır. Kevser suresinin rüyada vahyedildiğine dair görüş ise tasvip görmemiştir. (20)

Muteber hadis kaynaklarında yer alan rüyanın bilgi ve haber değeriyle ilgili bu mütalaalardan sonra Süruş´un Nebevi rüya tezinin hem Kur´an ayetleri hem Peygamber hadisleri açısından temelsiz olduğunu anlıyoruz. Ne Kur´an´dan bir ayet ne rivayet edilen bir hadis Nebevi rüya tezini doğrulamıyor. Sadık/salih rüyalar görülür, ehil kişiler ve doğru olarak yorumlandıklarında birtakım bilgiler, işaretler, mesajlar, ikazlar, müjdeler ihtiva ederler, ancak ne sadık/salih rüya vahiyden bir parçadır ne de Hz. Peygamber´in aldığı vahyin tamamının rüya eseri olduğu söylenebilir. Hz. Peygamber´in bi´setten önce ve rivayetlere göre 6 ay boyunca gördüğü sahih rüyalar onu ruhen ve zihnen alacağı vahye hazırlık temrinleriydi, nitekim nübuvvet´in 46´da 1´i telakki edilen bu ilk 6 aydaki rüyada gördüklerinden Kur´an´da yer alan ayet mevcut değildir. (alibulac.net-25 Ağustos 2019.)

Notlar

4) Uyku (nevm) ve rüyalar hakkında bkz. Babanzade Ahmet Naim, Felsefe dersleri, Hazırlayanlar: Cahid Şenel-M. Cüneyt Kaya, 2. Bsk., Klasik Yay. İstanbul-2017, s. 253-262; Uyku-ölüm ilişkisi ve ayetlerin tefsiri için bkz. Ali Bulaç, Kur´an dersleri/Tefsir, ilgili ayetlerin tefsiri.

5) Hz. Peygamber´in rüyaları için bkz. Hidayet Aydar, Kur´an´da rüyalar ve rüyaların hayata yansımaları, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergis V (2005), Sayı: 1, s. 44-47.

6) Müslim, Rüya, 6; Ahmet ibn Hanbel, Müsned,II, 269; Tecrid-i Sarih,IV, 34..

7) Bkz. Maturidi, Te´viltül Kur´an, Mizan Yay. İstanbul-2005, I, 3 vd.

8) Buhari, Vudu, 5; Ezan, 161.

9) Buhari, Bed´ul vahiy, 3; Müslim, İman, 252-254.

10) İhvan-ı Safa risaleleri, Çev. Heyet, İdea-Ayrıntı Yay., İstanbul-2014, IV, s 99 vd.

11) Bu hadis ve genel olarak hadis kaynaklarında geçen rüya hadisleri için bkz. Rudani, Cem´ul fevaid (Büyük Hadis Külliyatı), Çev. Naim Erdoğan, İz Yay., ty., IV, s. 173-180; İbnü´l Esir el Cezeri, Camiu´l usul, Şerh ve çeviri: Kemal Sandıkçı-Muhsin Koçak, Ensar Neşriyat, İstanbul-2008, IV, 23.

12) Cezeri, Age., IV, 17.

13) Cezeri, Age., IV, 13; İbrahim Canan, Kütüb-ü Sitte Hadis Ansiklopedisi, Akçağ Yay. İstanbul-ty. II. 457; XVII, 529-534.

14) Rudani, Age, IV, 175; Cezeri, Age., IV, 20, 25. Hadis kaynaklarına göre  yanlış yorumlama veya kişisel kıskançlıklar dolayısıyla ortaya çıkacak zararları önlemek üzere rüyaları bilgi sahibi (alim) ve salih insanlar yorumlamalıdır. (Müslim, Rüya, 6; Tirmizi, Rüya, 1.)

15) Cezeri, Age, IV, 32; İbrahim Canan, Age., XVI, 323-324.

16)Tecrid-i Sarih, IV, 28-30.

17) Ebu Davud, Salat, 28; İbn Mace, Ezan, 1.

18) Müslim, Rüya, 6.

19) Buhari, Ta´bir, 11-12; Müslim, Rüya, 1.

20) Muhsin Demirci, Vahiy gerçeği, İFAV Yay., İstanbul-1996, s. 180-182; Hidayet Aydar, Agm. s. 47.

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR