Dünya tarihine baktığımızda insanlığı büyük ölçüde etkileyen fekaketler yaşadığımızı görmekteyiz. Belki o zamanlar yaşanan ölümler bize abartı veya hikaye gibi geliyordu. Ama şu an yaşadığımız zaman dilimine baktığımızda söylenen rakamların abartı veya hikaye olmadığını anlıyoruz.
Evet bu dünyanın başına bela olan virüsten korkmalıyız ve tedbirleri hat safhaya çıkarmalıyız.
Ölmeyecek misin, neden korkuyorsun?
Bu soru hayatın hakikatinden, insan gerçeğinden uzak bir yaklaşımdır. Bir yerde salgın varsa tedbir amaçlı oradan uzak durmak insani ve imani bir gerekliliktir.
Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın! Kutsi kelamı bize, zarar verecek şeylerden uzak durmamız hususunda ciddi uyarıda bulunmaktadır. Bu uyarıyı dikkate almamak aslında insanın intihar etmesi kadar büyük günahtır.
Ölüm haktır ama sağlık için tedavi olmak, tedbir almak ve hastalığın çaresini bulmak için çaba sarfetmekte bir o kadar haktır.
Bir kişi gelip Peygamberimize cennette komşusu olması için dua etmesini istiyor. Peygamberimizde ona; "Çokça secde ederek duamın kabulünde bana yardımcı ol." Diyor. Evet dualarımızın karşılık bulması için olağanüstü çaba sarfetmemiz gerekmektedir. Salgından kurtuluş için dua mı ediyoruz Rabbimize? Evet ediyoruz. İşte duanın kabulü için azami ölçüde tedbirlere de riayet etmeliyiz.
Önceki yazıdan bu güne ülkemizde ölüm sayısı dörde çıktı. Vaka sayısı ise 350'yi geçti. Her geçen gün daha da artıyor. İtalyada 4000'ni geçti. Bir günde 400, 500 insan ölüyor. Şehirler karantinaya alınıyor.
Ölümlerin çok olduğu ülkelere baktığımızda cenazeleri alınmayanlar, toplu mezarlara gömülenler, özel ceset torbalarına konularak kaldırılıp sevdiklerine bir daha gösterilmeyenler koronalı ölüm sonuçlarından bazılarıdır. İşte sevdiğimizle vedalaşamadan, cenaze namazı kılınamadan, son bir defa yüzünü göremeden ayrılmakla karşı karşıya kalabiliriz. Yani bunlar Koronadan korkmamız için sebeplerden sadece bazılarıdır.
Şu an Azrail'in eli dünyayı dolaşıyor ve tedbiri elden bırakanı inançlı , inançsız demeden alıp götürüyor. Evet elbet bir gün onun elinden tutacağız ve bundan da korkumuz yok. Bizim burada paylaşmaya çalıştığımız husus pandemi olarak nitelenen hastalığa karşı tüm millet omuz omuza mücadele vererek çocuklarımıza sağlıklı bir gelecek bırakma çabasıdır. Bu açıdan bakıldığında alınan tedbirler gayet makul. Ancak bunları istismar etmek büyük bir suçtur.
Devlet okulları, maçlara, toplu ibadetlere ara veren uygulamalara imza atarken bunları tatile çıkalım, kafamıza göre takılalım diye yapmıyor.
Şu an dünya olağanüstü bir zamandan geçiyor ve seferberlik ilan edilse yeridir denilecek bir zaman dilimindeyiz. Bu zamanlar elbet geçecek. Nasıl ki Sars, Kolera, Mers, Ebola, Kuş ve Domuz Gripleri, Aids gibi pandemi olarak tanımlanmasına neden olan, dünya genelinde çok yoğun ölümlerin yaşandığı salgın hastalıkları geride bıraktıysa bunu da geride bırakacaktır. Ancak bırakırken ne kadar az zararla kapatabilirsek o kadar iyi olacaktır.
Bu da bizim dikkatimiz, tedbirimiz ve aldığımız önlemlere ne kadar uyduğumuzla alakalıdır.
Güneşli günler, mutlu yarınlar, sağlıklı günler unutmayın ki bizlerin göstereceği hassasiyetle daha çabuk gelecektir.
Hastalığın korkunçluğuyla yüzleşmek istemiyorsanız, koronavirüsten korkun ve olabildiğince korunun. Yakınlarınızdan bu özelliği olanlar varsa mutlaka ilgili birimlere bildirin ki insani sorumluluğumuzu yerine getirmiş olabilelim.
Sağlıklı umut dolu yarınlar dilegiyle.
