Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Ahmet TAŞ


KORONA’DAN TEHLİKELİ

Yazarımız Ahmet Taş'ın "yeni" yazısı...


2 yıldan fazla bir zamandır ülkemizi ve Dünya'yı tehdit eden korona virüs salgını milyonlarca insanın ölümüne, milyonlarca insanın da hastalanmasına sebep oldu olmaya da devam ediyor.

İnsanlığın baş belası bu hastalıkla mücadele devam ederken ölümler ve hastalanmalarda devam ediyor. Dünya ülkelerinin cumhurbaşkanından valisine, belediye başkanından muhtarına, sivil toplum kurumlarından üyelerine, kadın erkek yaşlı genç tüm insanlar bir yandan hastalığa yakalanmamak diğer yandan hastalığın ortadan kaldırılması için canhıraş bir çalışmanın içine girmiş bulunuyor. Aşısı, maskesi, temizliği hepsi hastalıktan korunma ve yakalanmama için alınan topyekün tedbirlerdir.

Çok şükür ülkemizde bir yandan aşılamanın ileri boyutlara ulaşması diğer yandan toplumumuzun da bilinçlenerek tedbirli yaşamayı öğrenmesi sonucu hastalığın yayılması önlendi. Buna bağlı olarak da 1 Haziran'dan itibaren normal hayata dönme tedbirleri uygulanmaya başlandı ve insanımız derin bir nefes almaya başlamış oldu. İnşallah temmuz ayı ile başlayacak normalleşme tedbirleri ile de hayat daha da normalleşir ve hastalık döneminde toplumun birçok kesimin de oluşan mağduriyetlerin telafisi mümkün olur.

Korona ile topyekün mücadele devam ederken toplum sağlığı ve geleceğini tehdit eden, vatandaş ve ilgili idarecilerimizin gözünden kaçan koronavirüsten daha tehlikeli olan bir olayı görmezden geliyor, tehlikesinin farkına varamıyoruz.

Başta Kayseri’miz olmak üzere ülkemizin istisnalar dışında tüm çarşı ve pazarlarında egzoz kokuları, toztoprak, sisli, dumanlı ortamlarda açıkta satılan ve yöneticisinden memurundan vatandaşına kadar hemen hemen tüm insanların sağlığını bozan, yıkanma ortamı olmayan kuruyemiş ve unlu mamüllerin satışları korona’dan daha tehlikeli virüs olarak karşımızda duruyor.

Nedendir bilinmez (Bilen biliyor) ekmek, simit, kete, poğaça, açma gibi unlu mamüller kapalı kirli hava ile temas etmeyen sağlıklı ortamda satılmaz. Neden fındık içi, badem ve fıstık içi, leblebi, ceviz içi, hurma, kuru üzüm, kuru incir kapalı ve hijyenik ortamda satılmaz da kavşak yerlerinde egzoz dumanları içinde açıkta satılır. Mutlaka kapalı ve sağlıklı ortamda satışın ve bu satışı da denetlemenin bir yolu vardır.

Allah aşkına en az korona hastalığı kadar tehlikeli olup milletimizi ve geleceğimizi tehdit eden bu beladan kurtulmanın bir yolu yok mu?  Sağlıklı ortamlarda sağlıklı gıda satışı konusunda esnafımızı da eğitip ikna ederek çarşıları, pazarları denetleyerek, sağlıklı ortamlarda helalinden kimsenin vebaline girmeden sağlıklı gıda satışını sağlayacak bir kurumumuz yok mu?

Valilerimiz, belediye başkanlarımız, ticaret odalarımız, gıda ve tarım müdürlüklerimiz, tüketiciyi koruma dernekleri ve diğer ilgili dernek ve sivil kurumlarımız, medyamız, basınımız daha da önemlisi tüketicilerimiz neden buna çözüm için bir şeyler yapmazlar.

Yoksa sağlıksız şartlarda sağlıksız ürün satmanın adını korona mı koysak, o zaman belki dikkat çeker topyekün mücadele ederiz.

Selam ve dua ile

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR