Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Ramazan DEVECİ


Kanın Kılıca Galip Geldiği Yer: Kerbela

Yazarımız Ramazan Deveci'nin "yeni" yazısı...


Hepimizin hayatında düşüncesinde iz bırakan ufkumuzu açan sözler vardır. İşte benim en çok etkilendiğim bir çok şeye bakışımı değiştiren sözlerden biri Kays bin Sad'ın, Sıffın´da Muaviye´nin asi ordusunun Amr Bin As´ın hilesi ile mızrakların uçlarına Kuran yaprakları takıp, Kuran aramızda hakem olsun hilebazlığına karşı İmam Ali´nin ordusunu uyarmak için söylediği şu sözdür.

"Siz mızrak uçlarına takılan bu deri parçalarını  Kuran´mı zannediyorsunuz, Kuran İmam Ali´nin kendisidir. Kuran Rebeze´de yatan Ebuzer´dir"

Bu sözü öğrendikten sonra İmam Ali´nin, "Ben konuşan bir Kuran´ım" sözü bende daha bir anlam kazandı. İmam Ali´ye Hz. Fatıma´ya, İmam Hüseyin´e bakarken yaşayan, konuşan ve yürüyen Kuran´lar görmeye başladım.

İmam Ali´nin konuşan bir Kuran olduğunu anlamayan harici kafası, yazılı metin olan Kuran´ı da hiç anlayamadı. Halbuki Allah Resulü size iki emanet bırakıyorum hadisi ile ümmetini uyarmıştı. Bu hadisin ister sünnetim, ister ehl-i beytim rivayetini alalım fark etmez mesaj aynıdır. Resulün sünneti ehl-i beytinden ayrı değildir çünkü. Bu hadis yazılı Kuran´ın yaşanan Kuranlarla anlaşılması gerektiğini ifade eder.

Kuran yaşanan bir hayattır. Onun için Kuran´da peygamber kıssaları bu kadar çok anlatılır. Bu bir anlamda ilahi mesajın peygamberlerin hayatları ile somutlaştırılmasıdır.

Kuran'ın doğru anlaşılması için yaşayan, konuşan ve yürüyen Kuran'ları tanımak ve okumak gerekir.

Vahyin ilk emri oku derken, vahyi, kainatı ve tarihi okumayı emreder. Kerbela hadisesi bu bilinçle ikra emrinin gereği olarak okunmalıdır.

İmam Hüseyin hicretin 60. Yılı zilhicce ayının sekizinde Mekke´den çıkarak Kerbela'ya uzanan aşk yolculuğuna başladı. Bu zulme haksızlığa bir başkaldırı idi. İslami hilafetin saltanata dönüşmesine ve din adına yapılacak sapmalara karşı duruş idi.

Kerbela bir aşk yolculuğudur. Otuz bin kişilik bir ordunun karşısında yetmiş iki kişiyi dimdik tutan şey iman ve aşktan başka ne olabilir ki. Bir zulüm ordusunun komutanı eğer Aşka ulaşırsa Hürr b. Yezid gibi şehid olacağını bile bile otuz bin kişilik orduyu bırakır, yetmiş kişinin safına geçer.

Kerbela olayı İslam tarihinin en acı olaylarından biridir.

İslam tarihine kara bir sayfa olarak geçen bu günde Allahın resulünün ciğer paresi cennet gençlerinin efendisi İmam Hüseyin, dostları ve çocukları ile birlikte günlerce susuz bırakılarak katledilmiştir.

Halbuki Allah Kuran´da şöyle buyuruyordu; "(Ey Peygamber! Müslümanlara) De ki: Sizden tebliğime karşılık bir ücret istemiyorum; istediğim, ancak yakınlarıma (Ehl-i Beytime) sevgidir." (Şura 23)

Peygamberimize; "Ya Resulullah! Muhabbet ve sevgileri bizlere farz olan yakınların kimlerdir?" diye sordular. Resulullah (a.s): "Ali, Fatıma ve onların iki evladıdır." diye buyurdu.

Ehli beyt sevgisi Müslümanlara ilahi bir emirdi. Ehli beyt aşkı Müslümanlar için bir faziletti. Bu aşk fedakarlığın, adanmışlığın, dünyevi olandan uzaklaşmanın, şahadetin kapısıydı.

Namazlarında ehli beyte selat ve selam getirenler, ama kıldıkları namazdan gafil olanlar, yada hiç namaz kılmayan zulüm ordusu, Kerbela yolunda İmam Hüseyin´e Yezid´e biat ve ölüm dışında üçüncü bir şans tanımadılar. Tabi ki İmam, Yezid gibi birine biat ederek onu meşrulaştırmaktansa şehid olmayı tercih etti.

İmam Hüseyin Aşura günü şu duayı yapmıştı;

"Allah´ım! Her gam ve kederde sığınağım, her sıkıntı ve zorlukta ümidim ve her musibette güvendiğim Sensin. Kalpleri zayıflatan, kurtuluş yollarını kapatan, dostları kaçıran düşmanları sevindiren nice gam ve musibetleri Sana şikayet ettim, başkalarından ümidimi kesip Sana yöneldim. Ve Sen o gam ve üzüntüyü giderdin, onları sen izale ettin, her nimetin sahibi ve her dileğin nihayeti de Sensin."

İmam Hüseyin Şöyle demişti ;"Ey insanlar! Soyumu söyleyin, ben kimim? Sonra kendinize gelin, nefsinizi kınayın. Bakın, beni öldürmeniz, hürmetimi gözetmemeniz size caiz midir? Ben, Peygamberinizin kızının oğlu değil miyim? Ben, Peygamberinizin vasisi ve amcası oğlunun oğlu değil miyim? Ben, herkesten önce Allah´a iman eden ve Peygamber´in risaletini tasdik eden kimsenin oğlu değil miyim? Seyyid-uş Şüheda olan Hamza, babamın amcası değil midir? Cafer-i Tayyar amcam değil midir? Peygamber´in benim ve kardeşim hakkındaki: Bu ikisi cennet gençlerinin efendileridir sözünü duymamış mısınız?

Eğer sözümü tasdik ederseniz, bu söylediğim sözler bir gerçektir. Allah´a andolsun ki, Allah Teala´nın yalancıya gazab ettiğini ve uydurduğu sözün zararını kendisine çevirdiğini bildiğim günden beri yalan söylemiş değilim. Eğer beni yalanlarsanız şimdi Müslümanların arasında Peygamber´in ashabından olan kimseler mevcuttur; bunu onlardan soracak olursanız size söylerler. Cabir b. Abdullah-i Ensari, Ebu Said-i Hudri, Sehl b. Sa´d-is Saidi, Zeyd b. Erkam ve Enes b. Malik´ten sorun, öğrenin; şüphesiz onların hepsi, Resulullah´ın benim ve kardeşimin (Hasan´ın) hakkında buyurduğu sözü duymuşlardır. Bu sözler, sizi kanımı dökmekten alıkoymuyor mu?"

O şöyle dedi; "Kanım akmadan ayakta kalmayacaksa ceddim Muhammed´in dini ey kılıçlar gelin parçalayın bedenimi."

İmam Hüseyin Yezid´e biat etmeyerek onu meşrulaştırmadığı halde, ve kanı ile bu bedeli ödediği halde, Kerbela´nın, Aşura gününün mesajı anlamayanlar tarih içerisinde bu zalim saltanat yönetimlerini meşru İslami yönetimler gibi gördüler.

Bugün hepimizin her Müslüman´ın yeniden İmam Hüseyin´in Kerbela kıyamı üzerinde düşünmesi gerekiyor. Bu gün hepimizin dikkat edin aldatıcılar sizi Allah adı ile Aldatmasın ayeti üzerinde düşünmesi gerekiyor.

İşte İmam Hüseyin ümmet Allah adı ile aldatılmasın diye şehid oldu. Onun şahadeti Müslümanların İslam adına yapılan sapmalara karşı mücadelesine ışık oldu. İslam dini bugün büyük sapmalar yaşamadı ise imamın şahadetinin bereketidir. Zalimler imamın şahadetinden sonra meşruiyet kazanamadılar. Ve Müslümanlar tarafından mahkum edildiler. İmamı katledenlerin tamamı Müslümanlar tarafından cezalandırıldılar.

Yezid İmam´ın mubarek başı Şam Getirildiğinde, elindeki sopa ile İmam´ın mübarek dişlerine vurarak şöyle demişti;

"Keşke şimdi Bedirde ölen büyüklerim burada olsaydı da, düşmanlanmızın kılıç ve oklarımızın darbeleriyle nasıl feryad ettiklerini görseydiler. Sevinçle, ellerine sağlık Yezid deseydiler."

Sadece bu söz İmam´ın Kerbela´ya uzanan sonu şahadetle noktalanan Aşk yolculuğuna niye çıktığını ve Aşk yolculuğundan neden dönmediğini anlamaya yeter başka söze hacet yok diye düşünüyorum.

Bugün Yezid lanetle anılıyor, İmam Hüseyin aşkla sevgi ile hüzün ile anılıyorsa, Kerbela´da kanın kılıca galip geldiğinin göstergesidir. 

 

Kaynak: Ekran Gazetesi

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR