Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Prof. Dr. Bilal SAMBUR


Kadın düşmanları afacan ve yaramaz değildirler!

Yazarımız Bilal Sambur'un "yeni" yazısı...


Ayda ortalama 20 ile 30 kadının öldürüldüğü bir ülkede yaşıyoruz. Kadına karşı sürdürülen savaş, pandemi, yangın ve kriz dinlemeden tüm hızıyla devam etmektedir. Kadına karşı cinayetlerde özellikle karanlık bir isim sürekli olarak gündemdedir. Aleyna Çakır’ın öldürülmesinde cinayetin baş şüphelisi olan Ümitcan Uygun isimli kadın düşmanı, Esra Hankulu isimli kadının ölümünde de baş şüpheli olarak öne çıkmaktadır. Esra Hankulu’yu tuzağa düşüren Ümitcan Uygun’un evinde adı geçen kadın, şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. Tuzağına düşürdüğü kadınların tek tek hayatını kaybetmesine neden olan Ümitcan Uygun, her açıdan kadın düşmanı ve kadın kırımcısı profili için gerekli bütün özellikleri taşımaktadır.

Ümitcan Uygun, kendisinde tolere edilebilir düzeyde “afacanlık tınısı” veya “kabul edilebilir oranda yaramazlık tınısı olan” biri değildir. Ümitcan Uygun, buzlaşmış ve donmuş bir nesnenin soğukluğunu, katılığını ve korkunçluğunu taşıyan bir mahluktur. Ümitcan isminin kendisinde sempatik bir afacanlık ve yaramazlık tınısı aramak yerine, resimlerindeki o ruhsuz, donuk, donmuş ve buzlaşmış korkunç ve karanlık yüze odaklanmak lazımdır.

Donmuş, donuk ve taşlaşmış bir mahluk olarak Ümitcan Uygun, hayata dair her şeyi kullanma, sömürme ve yok etme konusunda hiç tereddüt etmemektedir. Hayat ve insan düşmanı bu mahluk, en çok kadından nefret etmektedir. Kadını tuzağa düşürme, kadını kullanma, kadını sömürme, kadını kullanıp atma ve kadını tüketmeyi donmuş ve buzlaşmış varlığının tek faalliyeti haline getiren bu hilkat garibesi, kadın ölümleri karşısında duyarsızlığını, duygusuzluğunu ve düşüncesizliğini tutum ve davranışlarıyla ortaya koymaktadır.

Ümitcan Uygun denilen kadın düşmanının en önemli özelliği, kadını istediği şekilde kullanma, sömürme ve yok etme imtiyazı şeklinde bir hakka sahip olduğunu sanmaktadır. Kadın düşmanı bu profil, kadını sahip olunan bir mal ve nesne olarak görmektedir. Kadını kullanma şeklindeki bir düşüncenin bir hak değil, sapkınlık olduğu konusunda erkeklerin duygu ve düşünce dünyasının yeniden aydınlanması gerekmektedir. Kadının erkeğin malı olduğu sapkınlığından kurtulmadıkça erkeklerin, bir Erkek Rönesansını gerçekleştirmeleri mümkün değildir. Kadının erkek tarafından istenildiği şekilde kullanılabileceği ve sömürülebileceği sapkınlığıyla mücadele etmeden, kadına karşı sürdürülen savaş, şiddet ve kırımla mücadele etmek mümkün değildir.

Kadın düşmanları, akıldan, adaletten ve ahlaktan arınmış donmuş vahşi yaratıklardır. Donmuş vahşi yaratıklarda şefkat, merhamet, nezaket ve zerafet adına hiçbir şey bulunmamaktadır. Aşağılık ve vahşi mahluklar, bütün karanlık, kirli ve kanlı taraflarını kadına düşmanlık şeklinde ortaya koyarlar. Rahmet Peygamberi, karanlık, kirli ve aşağılık kişilerin en önemli özelliğinin kadın düşmanlığı olduğunu şu şekilde ifade etmektedir: "Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimse değer verir. Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür." İki kadının ölümünde baş şüpheli olan malum mahluk ve çevresinin, kötü ve aşağılık kimseler olarak kadını hor ve hakir görmekte sınır tanımadıklarını söyleyebiliriz. Esra Hankulu cinayetinden sonra Ümitcan Uygun’un kardeşinin bütün toplumu hakir gören ve tehdit eden sözlerini, kadın ve insan düşmanlığının en kaba ve vahşi ifadesi olarak değerlendirebiliriz. Kadını kullanılacak değersiz nesneler olarak hor görenler, bütün insanları bir hiç düzeyine indirgemekte tereddüt etmemektedirler. Tevfik Fikret’in “Elbet sefil olursa kadın, alçalır beşer” sözündeki derin gerçekliği hiçbir şekilde unutmamak lazımdır. Kadın düşmanlarına karşı insanlığımızı alçaltmamak için kadına değer vermeli, kadını güçlendirmeli ve kadını el üstünde tutmalıyız.

Kişiler, tek başlarına kadına karşı düşmanlık ve kadın kırımı (femicide) yapmamaktadırlar. Malum mahlukun örneğinde olduğu gibi kadın düşmanları, içinde bulundukları aile çevreleri, sosyal ve suç ağları çerçevesinde kadınları tuzağa çekmekte, kendilerine mahkum hale getirmekte ve sonlarını hazırlamaktadırlar. Kadın düşmanları, kadını kullanma ve yok etme şeklindeki derin bir sapkınlık içindedirler. Kadın düşmanları, kadını kullanmak sayesinde güç, zevk, çıkar, kadının ve mekanın esas sahibi şeklindeki sapkın ihtiraslarını tatmin etmeye çalışmaktadırlar.

Kadın düşmanlığı şeklinde bir sapkınlığın ve vahşetin doğmasına neden olan bataklığın kurutulması için insan hayatına saygıyı her şeyin üstünde tutan, kadını kişi olarak gören, kadının onuruna ve kişiliğine saygı duymayı ahlaki ve manevi değer olarak içselleştiren insani bir erkek kimliğinin inşasına ihtiyaç vardır.

Kaynak: Milat Gazetesi

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR