Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Prof. Dr. Bilal SAMBUR


Irkçılık varsa, adalet, hürriyet ve barış yoktur!

Yazarımız Bilal SAMBUR'UN "KONUYA DAİR" ANALİZİ...


Amerika’dan gelen görüntüler insan olan herkeste büyük travmalar oluşturdu. Minneapolis’te bir polis, 46 yaşındaki eli kelepçeli George Floyd’un boğazına dizleriyle bastırmak suretiyle boğmuştur. Katil polisin dizleri altında can çekişen George Floyd, “nefes alamıyorum” demektedir. Dakikalarca nefes almakta zorlanan George Floyd, en sonunda boğulmakta ve ölmektedir. Bu vahşet sahnesi karşısında üç polis de, olan biteni izlemekte, katil polis arkadaşlarına hiçbir müdahalede bulunmamaktadırlar. İnsanlığı isyan ettiren bu vahşetin adı ırkçılıktır.

Amerika’da polis vahşeti büyük bir problemdir. Polis vahşetine yol açan ana neden, toplumun bütün damarlarına sızmış olan ırkçılıktır. Irkçılık, Amerika’nın kurulduğu günden beri baş edemediği kirli, karanlık ve kanlı problemidir. Irkçılık, sadece Amerika’nın değil, bütün dünyanın varoluşsal problemidir.

George Floyd cinayeti, siyah insanlara karşı işlenen ilk cinayet olmadığı gibi, son cinayet de olmayacaktır. Bundan kısa bir süre önce Georgia’da yürüyüş yaparken iki beyaz kişiyle (bunlardan birisi eski polistir) tartışan 26 yaşındaki Ahmaud Arbery isimli siyahi genç, silahla öldürülmüştür. George Floyd ve Ahmaud Arbery, beyaz ırkçılığın işlediği vahşetin yeni sembol isimleri olmuşlardır.

Irkçılığın kök saldığı bir yerde George Floyd ve Ahmaud Arbery gibi insanların öldürülmesi hiçbir anlam ifade etmemektedir, çünkü ırkçılık, insandan nefret etmeyi ve öldürmeyi meşrulaştırmakta, sıradanlaştırmakta ve yaygınlaştırmaktadır.

Amerika’da siyah insanların hayatının hiçbir değeri yoktur, çünkü siyahlar, insan olarak kabul edilmemektedir. Siyahları insan olarak kabul etmeyen sosyal, tarihsel ve kültürel bir yapının ürünü olan bir polis, bütün dünyanın gözü önünde dakikalarca bir siyahı işkence ederek öldürebilmekte, beyazlar kolaylıkla siyahlara karşı silah kullanabilmektedirler. Amerika’da siyahlara karşı işlenen polis vahşeti, şimdiye kadar hep cezasız kalmıştır. Tavuk boğazlar gibi siyah öldürmenin normal görüldüğü Amerika’da polisler, şimdiye kadar siyahlara karşı işledikleri cinayetlerden dolayı hiçbir cezaya çarptırılmamışlar ve işledikleri suçlar, görev gereği maskesi altında değişik gerekçelerle meşrulaştırılmıştır.

Siyahları yıldırmak, bastırmak ve sindirmek için tek yol olarak şiddet ve işkenceyi gören toplumsal kabulden polisler başta olmak üzere beyazlar cesaret almaktadırlar. George Floyd’u öldüren katil polis, siyahlar sadece şiddetten ve işkenceden anlar özgüveniyle hareket etmiş ve onun gibi düşünen üç polis de bu yüzden ona hiçbir şekilde müdahale etmemişlerdir.

Irkçılık, insan hayatını değersizleştirmektedir. Irkçılık, insanı ötekileştiren ve öcüleştiren karanlık ve kirli önyargılar dünyasıdır. Irkçılığın bulaştığı bir toplumda, ırkçılığın kontrolü artık mümkün değildir. Irkçılık virüsünü tedavi edecek veya etkisizleştirecek bir aşı veya ilaç henüz keşfedilmiş değildir. Irkçı önyargı ve düşünceler, gücü ve silahı elinde bulunduranlar tarafından kolaylıkla ölüm, vahşet ve cinayet olarak uygulanabilmektedir. Irkçılığın Amerika örneğinde ölümcül bir pratiğe dönüşmesinin nedeni, ırkçılığın Amerika toplumunu yıllardır derinden derine kemirmesi, zayıflatması ve yozlaştırmasıdır.

Irkçılık, özünde bir grubun nefret ettiği ve düşmanlık beslediği insanları günlük hayatın her alanında yargılama ayrıcalığına sahip olduğunu düşünmesinden ve her türlü olumsuzluğun onlardan geldiği sapkınlığı içinde hareket etmesinden. Irkçılık, günlük hayatın her tarafıyla ilgili canlı bir sapkınlıktır. Siyah insanların tamamının suçlu olduğunu kabul eden ve siyahların her an kendilerine zarar verebileceğini düşünen beyaz ırkçılık, her fırsatta siyah insanlara karşı cinayet dahil her türlü karşılığı vermekten çekinmemektedir. Başka insanları yargılama sapkınlığından, kendimizi melek, farklı olanları şeytan olarak görme alçaklığından vazgeçmedikçe ırkçılık, her yerde insanlığı yok etmeye devam edecektir.

Korona salgını nedeniyle binlerce insanın her gün hayatını kaybettiği günlerden geçiyoruz. Şimdiye kadar Amerika’da 100 binden fazla insan, ülkemizde ise 5 bin civarında kişi hayatını kaybetti. Bu şartlar altında Ramazan Bayramı günlerinde Muğla’da Selim Ahmet Kemaloğlu isimli bir kişi tarafından 26 yaşındaki Zeynep Şenpınar öldürüldü. 2019 yılında resmi verilere göre 474 kadın hayatını kaybetmiştir. 27 Mayıs’ta Amerika’da George Floyd, ırkçı polisler tarafından öldürüldü. Irkçılık ve cinsiyetçiliğin olduğu bir yerde cinayetler, vahşetler ve işkenceler hiçbir şekilde bitmemektedir. Irkçılık ve cinsiyetçilikle yüzleşmeden bir topluma barışın, adaletin ve hürriyetin gelmesi mümkün değildir. Irkçılık yüzünden bir türlü huzur bulamayan Amerika, bu gerçeğin en çarpıcı ve acı örneğini oluşturmaktadır.

Kaynak: Milat Gazetesi

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR