Takdir, iktidar, kader?
Aynı fiil kökünden çoğaltılabilecek kelimelerin listesini çıkarmak amacımız olmadığı için bu üç kelime ile yetinmek mümkündür.
Kur´an´da, ?Allah´ın hakkıyla takdir edilemeyişi bahsi? geçtiğinde doğrudan iki husus göze çarpmaktadır: Allah´ın gücü/kudreti/izzeti ve insanların şirke düşmesi.
İnsanoğlu, güç ile alakalı hususlarda, otorite veya iktidar ile ilintili tercihlerinde Allah´ı gereği gibi takdir edemeyerek şirke düşmektedir. Değişik bir ifade ile insan iktidar konusunda Allah´a ortaklar koşarak şirke bulaşmaktadır.
?Allah´ı hakkıyla takdir edemediler. Hâlbuki bütün yer kıyamet günü O´nun avucundadır. Gökler de kudretiyle dürülmüştür. O, onların ortak koştuklarından münezzeh ve yücedir.? (Zümer/67)
?Onlar Allah´ı hakkıyla takdir edemediler. Şüphesiz Allah, güç sahibidir, azizdir.? (Hacc/74)
İnsanoğlunun en geniş manada şirke düştüğü alan hâkimiyet/iktidar alanıdır.
Yine insan için ?iktidar? tercihin ürünü olduğu için de kader hükmündedir.
İnsanoğlu; iktidarın, en temelde, Allah´a ait olduğu gerçeğinden uzaklaşınca, sadece Allah´ı hakkıyla takdir etmemekle kalmamış, şirke düşerek iktidar zeminli kaderini şirk temellerinden yükseltmiştir. Bu cümleden diyebiliriz ki hayata dair tüm aşikar ve gizli yüzleşmelerde Allah´ın muradı, rızası, uluhiyeti, rububiyeti esas alınmadığında hüküm de Allah´a ait olmamış kabul edilir.
Takdir, iktidar, kader?
İktidar, insanın kendi eliyle kurguladığı en kapsamlı kaderidir.
İktidar ile bağlantılı kaderini belirleyebilmesi için, insanın, Allah hakkındaki fikrini/ anlayışını gözden geçirmesi gerekmektedir. O´nu hakkıyla takdir etmesi gerekmektedir.
Allah en büyüktür, en yücedir.
Her türlü övgüye layıktır.
Gücünün ve ilminin sınırları yoktur.
İnsan, O´nun yarattığı evrendeki en akıllı zerredir. İster yakarmak suretiyle, isterse şükretmek suretiyle olsun en evvel tanıyacağı merci Allah´tır. Allah´a yakarmak/yalvarmak O´nu en iyi tanıma vesilesidir. Zira insan hakkıyla bilmediği Allah´a nasıl yalvaracağını da bilemez. Her kim Allah´ı arayacak olursa eninde sonunda aklederek O´nu bulacaktır. İbrahim misali?
İktidarı Allah´a ait kılmak, hükmü O´na has kılmak yeryüzündeki en büyük şükür göstergesidir. Çünkü Allah; yüce, güçlü, her şeye kadir, çok merhametli, çok adil, görünmeyen ama her yerde olan, tam olarak kavranamayan, değişmeyen ama her şeyi değiştiren, yenilenmeyen, her şeyi yenileyen , her zaman için faal, kullarını cehaletin yok ediciliğinden korumak için kelam ile besleyen ve kusursuzluğun sahibidir. Bu yüzden Allah´ı hakkıyla takdir etmek onun iktidarına eş koşmayı engelleyecektir.
İktidarı Allah´a ait kılar gibi beşeri güç ve otoritelere atfetmek, Allah´tan korkar gibi hatta daha çok korkar görüntüsüyle beşeri temsilcilere ait kılmak iktidar şirkinin bünyelerde yer etmesinden başka bir sinyal değildir. Allah´tan korkar gibi hatta daha fazlasıyla bir iktidardan korku emareleri ortaya çıktığında denilebilir ki şirk bir kader olarak bu insanların her tarafına bulaşmış demektir. Bu tür iktidar görüntüleri insanların kaderi olarak başlarındaki en büyük musibete evrilecek demektir.
Takdir, iktidar, kader?
Allah´ı hakkıyla takdir edemeyenler kendi heva/heveslerine, zaman zaman da Allah´tan nüveler giydirilmiş iktidarlarına tabi olarak O´na şirk koşan kitleler üretecekleri gibi beşeriyetin en büyük şirk yumağı olan iktidarlarını da kader olarak kendi kitaplarına yazmış olacaklardır. Vakti geldiğinde sayfaları kusursuzca açılacak kitapları?
Allah´ı hakkıyla takdir edemediler. Hâlbuki bütün yer kıyamet günü O´nun avucundadır. Gökler de kudretiyle dürülmüştür. O, onların ortak koştuklarından münezzeh ve yücedir.? (Zümer/67)
?Onlar Allah´ı hakkıyla takdir edemediler. Şüphesiz Allah, güç sahibidir, azizdir.? (Hacc/74)
