Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Prof. Dr. Bilal SAMBUR


İNSAN VE ŞEYTAN İLİŞKİSİ...

Şeytanla olan ilişkimiz, kendimizle olan ilişkimizdir. Karanlık tarafımızı tanıdıkça, içimizde bütün kötülükleri, kirlilkleri ve karanlıkları besleyen bir Şeytan yarattığımızın farkına varma olgunluğuna ulaşabiliriz.


Dünya dinlerinde, mitolojilerinde ve kültürlerinde kötülüğü temsil eden Şeytan denilen bir figür bulunmaktadır. Şeytan, genelde yeryüzünde kötülüğü yayan ve insanı kötülüğe teşvik eden  güç olarak  resmedilmektedir. İnsanoğlu, tarih boyunca yapmış olduğu bütün kötülükleri, Şeytan’a yüklemiş ve  Şeytan’ın kendisini aldattığını ileri sürerek   kendisini temize çıkarmaya çalışmıştır.İnsan’ın Şeytan’ı her şeyin  suçlusu ve kendisini   masum göstermesi ise insan ve şeytan ilişkisinin sağlıklı ve gerçekçi bir şekilde  kurulmasını engellemekte ve insanın yapmış olduğu kötülüklerin sorumluluğunu yüklenme olgunluğuna ulaşmasının önünü kapamaktadır.

İnsan, yapmış olduğu kötülüklerin sorumluluğunu yüklenmeme eğilimi içindedir. Yapmış olduğu işlerin sorumluluğunu yüklenmek yerine, hep dışarıdan birilerini  suçlamak  insan için kolay ve işe yarayan bir yol olarak algılanmaktadır.İnsan,  aklının ve enerjisinin büyük bölümünü  günah keçileri aramak ve icat etmek için harcamaktadır. Günah keçileri aramak için  aklını ve ahlakını işlevsizleştiren insan, asıl sorumluluğun kendisinde olduğu gerçeğiyle yüzleşmemektedir. İnsan için en büyük cehalet, kendisi dışında  günah keçileri arama sapkınlığıdır. Günah keçileri icat etme saplantısı içinde kaybolduğu sürece, insanın olgunlaşması, gelişmesi ve aklını yetkin bir şekilde kullanan  bir varlık haline gelmesi mümkün değildir.Şeytanı suçlamak veya değişik günah keçileri aramak, insanı  çocuksuluğa  mahkum etmektedir. Aydınlanmak ve çocuksuluktan kurtulmak için insanın, sorumluluk alma ve aklını kullanma cesaretini göstermesi lazımdır.

Şeytan’ın insana hep kötülüğü fısıldadığı ve vesvese verdiği ifade edilmektedir. İnsan kişiliğinde,  bir görünen birde görünmeyen tarafı vardır. İnsanın görünen boyutu,  topluma gösterdiği ve  olumlu özelliklerini yansıttığı tarafıdır. İnsan,  kendisinin görüntü ve vitrin özelliklerinin gerçek kişiliği olduğuna inanmalarını diğer kişilerden istemektedir.

Çoğu zaman kişilik dediğimiz kurgu, kişinin maskesi durumundadır. İngilizcede kişilik kavramına denk gelen personality kelimesinin, maske anlamına gelen personadan türemiş olması anlamlıdır.İnsanın  gösterdiği maskenin gerisinde onun karanlık, kirli ve kanlı tarafı olarak niteleyebileceğimiz bir boyutu vardır. İnsan kişiliğini oluşturan asıl  güç, alında kişiliğimizin bu karanlık tarafıdır. Jung, insan kişiliğinin karanlık ve kirli tarafını Gölge olarak nitelemektedir. İnsanın hep kendisinden kaçtığı, sakladığı ve görünmez kıldığı şey, aslında içindeki bu kirli ve karanlık kişiliktir. Bütün kötülükler, yıkımlar, felaketler ve  barbarlıklar, içimizdeki karanlık taraftan  kaynaklanmaktadır. Jung’un ifadesiyle gölge tarafımız, aslında içimizdeki Şeytan’dır. Şeytan, dışarıda var olan bir güç değil, içimizde var olan  kendimizden başka bir şey değildir. İçimizde oluşturduğumuz ve var ettiğimiz kötülük merkezi, sürekli olarak bizi  ahlaktan, akıldan ve adaletten saptırmakta, bize kötülüğün, cehaletin ve zulmün yolunu göstermektedir. İnsan için en büyük imtihan, kişiliğinin karanlık tarafıyla yüzleşebilmek olgunluğunu göstermektir. Kişiliğimizin karanlık tarafıyla yüzleşme  cesaretini ve olgunluğunu gösteremediğimizden dolayı,  kendi davranışlarımız için  hep günah keçileri icat etmekte ve bütün suçu Şeytan denilen kurgunun üstüne atmaktayız.

İnsanın karanlık tarafı, kişiliğinin her tarafını kuşatmıştır. Önümüzde, arkamızda, sağımızda, solumuzda, kısacası her yönde karanlık ve kötü tarafımızın bulunduğunu unutmamak lazımdır. İçimizdeki Şeytan olarak nitelediğimiz,  karanlık tarafımız, bizi Allah’la,  şöhretle, şehvetle ve servetle aldatmaya çalışmaktadır. Aslında insanı, insanın dışında hiçbir güç aldatmamaktadır. İnsanı, gene insanın kendisi aldatmaktadır. Aldanmamak için kendimizle yüzleşmeli ve içimizdeki Şeytanı ehilleştirmek için  ciddi çaba sarfetmeliyiz. Kişiliğimizin karanlık tarafını ehilleştirdikçe ve terbiye ettikçe, daha olgunlaşacağımızı, gelişeceğimizi ve büyüyeceğimizi fark etmeliyiz.İçimizdeki Şeytan’ın  yönlendirmelerine kapılmadan insanın kendisi ile kişiliği arasına aracılar kurmaması lazımdır. İnsan, direkt olarak kendisiyle karşılaşmalı ve yüzleşmelidir. Kendisiyle direkt olarak yüzleşemeyen bir kişinin, Allah’a direkt muhatap olması, Allah’la sahih ilişki kurması mümkün değildir. Şeytan’la olan ilişki,  bizden uzaklarda ve  dışarılarda  gezen  şer güçle kurulan  bir ilişki değildir. Şeytanla olan ilişkimiz, kendimizle olan ilişkimizdir. Karanlık tarafımızı tanıdıkça, içimizde bütün kötülükleri, kirlilkleri ve karanlıkları besleyen bir Şeytan yarattığımızın farkına varma olgunluğuna ulaşabiliriz.

Kaynak: Milat Gazetesi

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR