Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Prof. Dr. Bilal SAMBUR


İdlib: Hedefteki şehir

Yazarımız Bilal SAMBUR'UN "KONUYA DAİR" ANALİZİ...


Şam rejimi, İdlib’e yönelik saldırılarına hiçbir şekilde ara vermedi. Suriye ordusu, adım adım İdlib’e doğru ilerlemektedir. Önce Han Şeyhun’un, sonra da Maarat el Numan’ın Suriye ordusunun eline geçmesi, İdlib’in etkili bir şekilde kuşatılması anlamına gelmektedir. Reuters, Serakip kasabasının Suriye ordusunun eline geçtiğine dair bir haberi duyurmuştur. Şam rejimi, İdlib’i elde etmeden ülkede savaşın bitmeyeceğinin çok iyi farkındadır. Suriye savaşının kaderini İdlib düğümü çözecektir. Suriye ordusunun ilerlemesi karşısında Türkiye, bölgeye büyük bir askeri sevkiyatı gerçekleştirmektedir. TSK’nın bölgeye sevkettiği birliklere Suriye ordusunun saldırısı sonucu 8 asker hayatını kaybetmiştir. TSK’nın saldırıya verdiği etkili karşılık sonucu Suriye ordusundan da onlarca asker etkisiz hale getirilmiştir.

İdlib’te yaşanan olay, Türkiye, İran ve Rusya arasındaki ilişkilerin sorgulanmasına neden olmuştur. İdlib’teki çatışma üzerinden Astana sürecinin çöktüğünü ve bittiğini söylemek için vakit henüz çok erkendir. Türkiye, İran ve Rusya, Astana sürecine ihtiyaç duymaktadırlar ve sürecin devamını istemektedirler.

İran ve Rusya, her açıdan Şam rejimini ayakta tutmakta ve desteklemektedirler. İran ve Rusya’nın destekleri sayesinde Suriye ordusu, İdlib’teki ilerleyişini sürdürmektedir. İran ve Rusya’yı arkasına alan Suriye rejimi, kendisine hiçbir gücün hesap soramayacağını sanmaktadır. TSK’ya saldırma cesaretini kendinde bulan Suriye ordusu, İran ve Rusya’ya güvenmektedir.

Kasım Süleymani’nin öldürülmesi, İran’ın Şam rejimine olan desteğinde bir azalmaya neden olmamıştır. Şam rejimini çok güçlü bir şekilde destekleyen İran, biraz geri durmayı ve Rusya’nın görünürlüğünün artmasını istemektedir. İran’ın Şam rejimini artık eskisi gibi desteklemediği iddiasının hiçbir temeli bulunmamaktadır. İran, İdlib’in Şam’ın kontrolüne girmesi ve buradaki silahlı grupların etkisizleştirilmesi için Devrim Muhafızları ve Hizbullah dahil bütün güçleri devreye sokmaya devam etmektedir.

Türkiye, Rusya ile Astana süreci üzerinden stratejik bir ilişki ve ortaklık geliştirmiştir. İdlib olayından sonra Türkiye’nin Rusya’dan kopup tekrar Amerika’ya yanaşacağı iddiasını doğrulayacak bir veri elimizde bulunmamaktadır. Türkiye, Suriye’de Rusya ile çalışmaya devam edecektir. Türkiye, hâla Amerika’ya güvenmemekte ve Rusya’yı kendisine daha yakın ve güvenilir bulmaktadır.

İdlib olayından sonra Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerin eskisi gibi devam edeceğini söylemek de çok zordur. Türkiye, Rusya’nın Şam rejimini kontrol altında tutmakta çok isteksiz davrandığını fark etmiştir. Suriye ordusunun Rusya’nın kontrolünün dışında davranabilmesi, TSK ve Suriye ordusu arasında sıcak çatışma ihtimalini çok güçlü hale getirmektedir. Rus güçlerin TSK ve Suriye ordusu arasında tampon olması konusunda yetersiz olabileceğinii fark eden TSK, sahadaki güçlerini her an Suriye ordusuyla çatışmaya hazır tutacaktır.

İdlib olayından sonra Türkiye, rejim ordusuyla savaşmaktan çekinmeyeceğini ifade etmiştir. Türkiye, Şam rejiminin Rusya ve İran’ın desteğiyle ayakta kaldığının çok iyi farkındadır. Türkiye, bundan sonra Suriye ordusuna karşı sert askeri güç kullanmak konusunda tereddüt etmeyecektir. Rusya ve İran, bundan sonra Türkiye’yi yatıştırmak için çok çaba göstermek zorunda kalacaklardır.

İdlib olayından sonra Türkiye, Suriye sahasındaki varlığını güçlendirecektir. Türkiye, İdlib’te hem kendisinin, hem muhalif grupların güçlü bir şekilde kalmaya devam etmesi için bütün imkanlarını kullanacaktır. Türkiye’nin hiçbir şekilde muhalif grupları İdlib’ten çıkarmaya dair bir niyeti ve politikası bulunmamaktadır. Muhalif grupların İdlib’ten çıkması halinde buranın Şam rejiminin eline geçeceğini bilen Türkiye, böyle bir gelişmeye hiçbir şekilde izin vermeyecektir. Türkiye, İdlib düşmez! şeklinde ifade edebileceğimiz politikasını askeri ve diplomatik yollarla gerçekleştirmeye çalışmaktadır.

Rusya, İdlib’in Şam rejiminin kontrolüne girmesiyle birçok sorunun çözüleceğini hesaplamaktadır. İdlib’i tek başına rejimin kontrol edemeyeceği gerçeğini İran ve Rusya görmezlikten gelmektedirler. İdlib’te sayısız örgüt bulunmaktadır. Türkiye, İdlib’te büyük bir etkiye sahip güçtür. İdlib saldırısından sonra Türkiye, Rusya’ya ve İran’a Esad rejiminin İdlib’teki ilerleyişini durdurmasını, aksi takdirde Suriye ordusuyla savaşacağını ilan etmiştir. Şu anda İran ve Rusya, Suriye rejimini kontrol etme sorumluluğuyla yüz yüze kalmışlardır. Önümüzdeki günlerde İdlib, büyük bir güç mücadelesine sahne olacaktır.

Kaynak: Milat Gazetesi

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR