Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


İsmail Hakkı Güleç


HİRAMIZ

İsmail Hakkı Güleç'in yeni yazısı


 

          Hira (Arapça: حراء Ḥirāʾ) veya Hira Mağarası (غار حراء Ġār Ḥirāʾ), İslam peygamberi Hz. Muhammed (as) inzivaya çekildiği mağara... 

          Burası, Mekke'nin altı kilometre kuzeyinde, Nur Dağı'nda bulunan bir mağaradır... 

          İlk vahiy, Miladi 610 yılında, Hz. Peygamber (as)'a burada vahyolunmuştur...

           O dönemde, Hz. Muhammed (as) Mekke'nin içerisinde bulunduğu, her türlü kötülük, zulüm, kargaşa, haksızlık, hukuksuzluk, anarşi, kaos ve kargaşa karşısında, yılın belli bir döneminde Mekke'den uzaklaşıyor ve burada inzivaya çekiliyordu...

        Bu inziva süresince Hz. Peygamber (as) Mekke'de yaşamış olduğu şehirde, olanları anlamaya ve anlamlandırmaya çalışıyordu...

          Çünkü O (as) hiçbir zaman, Mekkelilerin tapmış olduğu putlara, inanç, düşünce, adet, alışkanlık, gelenek ve her türlü sapkın ritüele iştirak etmemiş ve de yapılan her türlü gayri adil, gayri insani ve gayri ahlaki plan ve projede de yer almamıştır... 

         Ama, O (as) yine tüm bu toplumsal kötülük, cehalet, zulüm, anarşi sapıklık ve sapkınlıkların değiştirilmesi yönünde herhangi bir fikir, düşünce ve projeye de sahip değildi... 

         Ama, O (as) sürekli bu düzenin değişmesi gerektiğine inanıyor ve bunun çarelerini araştırıyordu...

           Kokuşmuş, kötülük, zulüm, cehalet ve cinayetlerin ayyuka çıktığı bu beşerî, seküler, tağuti toplum ve sistemden mümkün mertebe uzaklaşıyor, kendini her türlü (maddi, manevi) korumaya çalışıyordu... 

            Bu sistem ve toplumun, böyle gitmemesi gerektiğini, yeni bir yaşam tarzı, yeni bir yol ve yöntem, daha adil, insani bir toplumsal ve idari yapının oluşturulması gerektiğini düşünüyordu... 

        Çünkü, Hz. Peygamber (as) her zaman en içten, en doğal, en vicdani, insani, fıtri duyguları kirlenmemiş ve de insanlık adına, yapılan her türlü zulüm, zorbalık, haksızlık, hukuksuzluk karşısında susmayan, vicdanı harekete geçen, bu hususta çözüm arayan duyarlı bir insandı... (Hılful Fudul) 

           Yani, görmedim, duymadım ve bilmiyorum şeklinde bir takım sahte düşünce, anlayış ve karakter sahibi de değildi... 

         O (as)’nun karakteri, her zaman yanlışın, kötünün, karanlık, şirk, zulüm ve küfrün üzerine gitmek, haklının, mazlumun, garibin, kimsesizin ve zayıfın hakkını zalim, mütecaviz insanlardan almayı gerektiriyordu... 

         Mekke, o dönemde, dağların arasında, küçük bir şehir devletiydi... Nüfusu yaklaşık olarak on bin civarındaydı ve Kabileler tarafından yönetiliyordu...       

          Mekke'de mukim olan İnsanlar genellikle ticaretle iştigal ediyor, kısmen hayvancılıkta yapılıyordu... Mekke toprakları tarıma müsait değildi... 

            Mekke'nin gelirlerinin en önemli ve büyük kısmını, tarih boyunca manevi yönü olan, "Kâbe’nin" orada bulunması sebebi ile oluşan inanç turizm oluşturuyordu...        

          Mekke o zaman tamamen doğal, dağlık insanın fıtratına uygun bir yer idi... 

          Bugün, aynı Peygamber (as) yaptığı gibi, günümüzde de Peygamberlerin mücadelesini sürdüren kimselerinde ki, her türlü bireysel ve toplumsal meselelere duyarlı, ahlak ve adalet duygusu yok olmamış,  vicdanı körelmemiş, kalbi kirlenmemiş, adalet duygusu ölmemiş olan insanlar, yaşamış oldukları toplumda, her türlü zulüm, kötülüklere karşı, bir dönem kendilerini geriye çekip, (inziva) düşünebilecekleri, yeniden daha hızlı ve daha ileri doğru bir adım atabilmenin hesabını yapacakları, yeni plan ve projeler ortaya koyabilecekleri, yorgun bedenlerini dinlendirip, ruhlarını arındırıp, fikir ve düşüncelerini ve de projelerini gözden geçirebilecekleri Hiraları olması gerekiyor... 

          Bugün ne yazık ki, ümmetin önderleri ve de bilinçli Müslümanlar olarak, bu tür Hiralardan mahrum ve yoksun durumdayız... 

          Kendimize ait, yılın belli aylarında, kendi gerçekliğimiz ile yüzleşip, murakabe ve muhasebe'de bulunabileceğimiz, yaşadığımız hayatın muhasebesini yapıp, yapıp ettiklerimizi gözden geçireceğimiz Hiralarımız olmalı...

         Bu Hiralarda, yeniden cahili, beşeri, seküler toplum ve sisteme karşı bilinçlenecek, yeni adımlar atacak, proje ve planlar üretecek, inandığı yolda yürümesini engelleyen, tüm engelleri aşıp, yeni umut ve ufuklara yelken açacak, kendisini yenileyecek, akıl ruh ve bedenini daha dinamik ve canlı hale getirecek, hem ruhuna, hem aklına hem de bedenine reset atacak, daha büyük ufuklara ve insanlığın kurtuluşuna yarayacak olan plan ve projeler oluşturmak için bu tür Hiralar olmazsa olmazımızdır... 

           Modern hayat tarzı ve modern çağ ki; "tüketim çağı" buna müsaade etmemekte, insanlar bırakın yılın belli aylarında, bir kenara çekilip böylesi bir "Hira" oluşturmaya, kendi günlük giderlerini ve ailesinin nafakasını temin noktasında ciddi güçlükler çekmektedirler...

           Okuyup, düşünüp, araştıran, dava ve davet ehli ve belli bir hedefe odaklanmış, kendisinden daha ziyade, yaşadığı insan ve toplumların her türlü sorun, sıkıntı ve problemleri ile ilgilenen, insanlığa, adalete kendini adamış olan, böylesi kaliteli insanların, mutlaka yılın belli dönemlerinde, bu tür bir inziva hayatı olmalıdır... 

           Hem ruhun hem bedenin buna ihtiyacı vardır...

         HİRA DEMEK; özgürlük, onur, izzet, ruh, öz demektir... 

HİRA DEMEK; kardeşlik, arkadaşlık, dostluk, duygu ve duyarlılık demektir...          

          HİRA DEMEK; Gıda, vitamin, ilaç, tedavi ve takviye demektir...          

          HİRA DEMEK; çaba, gayret, atılım, açılım, öngörü, geleceğe yönelik plan, program demektir... 

          HİRA DEMEK; muhasebe, derinlik, içtenlik, ilgi, iman, huzur demektir...

          HİRA DEMEK; ilk okul, öğrencilik, mektep, medrese, ilim, umut, ufuk, ilk ders, aydınlık, yarınlar, yakin, tedavi, temizlik, tevekkül, sabır vb. Demektir... 

           HİRA DEMEK; Okumak, anlamak, anlamlandırmak, adanmak ve arınmak demektir... 

           HİRA DEMEK; ilgi, sevgi, sempati ve empati demektir... 

          HİRA DEMEK; dert, tasa, dava, davet, hazırlık demektir... 

           HİRA DEMEK; çile, çöl, çare, acı, ızdırap, insanlık ve vicdan demektir... 

          HİRA DEMEK; dünya, ahiret, mesaj, meşale, yarış ve varış demektir... 

Çağdaş HİRALARA kavuşup buluşmak ümit ve temennisi ile... SELAM VE DUA İLE... gulec2312@gmail.com 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR