Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Sait ALİOĞLU


HDP’ye Bakanlık…

Yazarımız Sait Alioğlu'nun "yeni" yazısı...


Türk siyasi tarihinde, salt Kürt oldukları için rejim tarafından yok sayılan bir toplumun da, kimlik bazında var olduğuna dair çabanın DP döneminde, Adnan Menderes’in de katkılarıyla, o toplum içerisinde bulunan birçok önemli zatın mecliste yer aldığını görmekteyiz.

Önemli oranda şeyh, ağa, birçok din âlimi ile birlikte kanaat önderinin mecliste Kürt halkı ile birlikte tüm toplumu temsil ettiği, o konuya vakıf hemen herkesin malumudur.

27 Mayıs darbesi sonucunda, bu zevatın önemli bir kısmının da, “doğuda bir Kürt devleti kuracaklar” saikiyle oluşturulan Sivas Kampı’nda uzun bir dönem alıkonulmuştu.

Bu kampta, bazı doğu memleketlerinde(Kürdistan) yaşayan, İslami kimliğine sahip ama Kürt olmayan bazı kişilerinde alıkonulması, rejim açısından ironik kaçmaktaydı.(ör. Malatyalı kanaat önderlerinden Mehmed Said Çekmegil’in tutukluluğu vb.)

Osmanlı’dan miras kalan Kürt ve Kürdistan olgusunun yeni rejim tarafından reddedilmesi, yok sayılması ve imhasına yönelik politikası sonucu rejimin kendisine muhalif saydığı birçok dini ve toplumsal kesimlerle birlikte Kürtleri de kimlik açısından yok sayması, “resmî ve zihinsel” planda devam ediyordu.

Ama bunun böyle gitmeyeceği az çok kendini ortaya koymuştu.

1965’li yılların siyasi ortamında dönemin önemli sol şahsiyetlerin çabaları sonucu Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) mecliste yer alması ile birlikte Kürt sorunu da o çatı altında gündeme gelmişti.

Daha sonraki dönemlerde de, çeşitli siyasi partilerin mecliste harcamış olduğu çabalar neticesinde, Kürt sorunu, tamamen dile getirilmemiş olsa da, birçok Kürt şahsiyetin o partilerin çatısı altında mecliste bulunması ve Kürt sorununu dile getirmeleri söz konusu olmuştu.

12 Eylül sonarı dönemde ise 1989’larda HADEP ile başlayan ve –HDP öncesi –BDP’de dahil PKK ile iltisaklı olduğu bilinen ve tamamına yakını “terörle ilişkili” durumlardan dolayı kapatılmıştı.

1994’te Tansu Çiller’in Başbakanlığı döneminde HADEP’in kapatılması ve başta Leyla Zana olmak üzere –daha sonra vefat eden- Orhan Doğan’ın meclisten zor kullanılarak tutuklanıp cezaevine konulması ile birlikte, mecliste siyaseten mücadele eden Kürt partisi kalmamıştı.

2002 öncesinin oligarşik yapısının hemen her alanda başarısızlığı sonucu ortaya çıkan yönetim boşluğunun vahim durumuna “dur!” diyeceği düşünülen AK Parti sürecinde BDP ile birlikte HDP’nin sürdürdüğü siyaset, başta Kürtler ve Türkiye toplumu adına kendinde söz ettirmişti.

Öyle ki, 2015 sürecinde, yapılan seçim sonuçlarına bakıldığında, kazandığı milletvekili sayısının tek başına iktidarı oluşturamadığı görüldüğünde dönemin Başbakan Erdoğan, oluşacak olan kabineye HDP’den de bir, iki m.vekiline yer vermişti.

O dönem için, o iktidar belki iyi yürüyecek, birçok sonuç alınacak ve olası Kürt sorununu çözümünde de epey yol alınacaktı. Ama bu olumlu tabloya rağmen, HDP’nin de kendine özgü bir inisiyatif geliştirememesinin de etkisiyle PKK’nin, devreye giren bazı güçlerin kışkırtmasıyla tekere çomak sokması sonucu süreç inkıta’a uğramış oldu.

2013’te bin bir umutla başlayan Çözüm Süreci’nin, yine, PKK’nin birazda AK Parti ile sürtüşme içerisinde bulunan cemaatle-FETÖ- ile birlikte taktik bir anlaşması sonucu Ceylanpınar’da polislere yönelik cinayeti ile süreç tamamen son bulmuş ve HDP’ üzerinden ona oy veren Kürt seçmenin de kandırılması sonucu bugünlere gelinmiş oldu.

Daha sonra, HDP’nin bundan önceki genel başkanı sıfatıyla Selahattin Demirtaş’ın ve ondan sonrakilerin çeşitli vesilelerle bir Türkiye partisi olma düşüncesi, ona Kürt sorunu ile birlikte toplumu ilgilendiren birçok önemli konuda, başta iktidar partisinin ciddi çabalarının olmaması, ya da “bir başka bahara ertelemesi” ve aynı zamanda çoğu da iktidara karşıt bir masa etrafında toplanan siyaset grubunun da Kürt halkı nezdinde güvenilir bulunmaması ile bugünlere gelinmiş oldu.

Baştan beri Cumhur İttifakı’na karşılık iki ulusalcı partinin(CHP-İYİ Parti) yapmış olduğu seçim ittifakı daha sonra yukarıda da belirttiğimiz üzere, diğer ittifaka muhalif partilerinde katılımıyla adına “6’lı masa” denilen bir platform oluşmuş oldu.

Bir de HDP ile birçok sol parti ve çevrenin de katılımı ile adına “Demokrasi İttifakı” denilen bir başka siyaset bloğunda varlığı belirmeye başlamıştı.

İşte, bundan sonra, geçenlerde bir tv.(TV 100) Programında CHP Milletvekili sıfatıyla Gürsel Tekin bir açıklamada bulunmuştu.

Teknn, “HDP’ye yeni kurulacak olan kabinede bakanlık verilebileceğine dair kendi görüşlerini dile getirmişti.

Cıngar ise, ondan sonra koptu.

Başta İYİ Parti İstanbul m.vekili Yavuz Ağıralioğlu, daha sonra parti genel başkanı Meral Akşener’in karşı çıkışları oldu.

İYİ Parti bu ifadelere oldukça sert tepki vermiş oldular.

İyi Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin‘in, “Elbette HDP’ye bakanlık verilebilir” sözlerine tepki gösterdi. Ağıralioğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda; “Kime sordunuz da kime neyi veriyorsunuz? Biz böyle bir şeye asla razı olmayız” dedi. 

İyi Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: 

“İyi Parti’nin hassasiyetlerine,

Genel Başkanımızın, ‘Terör örgütünün gölgesinin bile düştüğü yerde olmayız’ beyanına,

Asgari ittifak hukukuna ve nezaketine rağmen, kime sordunuz da kime neyi veriyorsunuz?

Bu gibi açıklamalar doğru değil ve biz böyle bir şeye asla razı olmayız.(

Bu sert ifadelere ve ortaya konan tepkilere binaen Gürsel Tekin, kendini savunma babında, “kendi aralarındaki mücadelelerinin benim üzerimden yürütüyorlar.” Meyanında sarf ettiği ifadelerle kendisine yönelik eleştirileri kabul etmemiş oldu.

Akşener’den tepki

Ankara’da partisinin il başkanlarıyla bir araya gelen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’se Tekin’in açıklamalarına tepki göstererek, HDP için “Bizim olduğumuz masada olamazlar” demişti.

CHP’li kaynaklardan edinilen bilgilere göre Kılıçdaroğlu, Tekin’in açıklamalarının ‘maksadını aştığını’ düşünüyor. Diken’e bilgi veren CHP’li bir kurmayın aktardığına göre Kılıçdaroğlu parti politikalarına ilişkin açıklamaların yetkili isimlerden gelmesini istiyor. Bu isteğini partililere de ileten Kılıçdaroğlu, Tekin’in sözlerine bu nedenle tepki duyuyor.( https://www.diken.com.tr/kilicdarogluna-gore-gursel-tekinin-hdp-aciklamasi-haddini-asti/ )

İYİ Parti’den gelen tepkilere yönelik olarak CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, “HDP’ye bakanlık verilebilir” sözlerinin ardından İYİ Parti’den kendisine yönelik gelen tepkileri eleştirdi. CHP’li Tekin, partisi ile Millet İttifakı’nı oluşturan İYİ Parti’ye “Kendi iç hesaplarını benim üzerimden götürmesin” diyerek seslendi.

İnsan, İYİ Parti’nin konuya dair tepkisinin; Kürt sorununun iktidar katmanında dile getirilebileceği kaygısıyla karşı çıktığını düşünmeden edemiyor.

İYİ Partili yetkililerle birlikte Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile eski ABB Başkanı Melih Gökşek’te, görüşünden dolayı Gürsel Tekin’e karşı olduklarını belirtiler.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, sosyal medya hesabı üzerinden şöyle bir paylaşımda bulundu:

“Milli Savunma, İçişleri, Dışişleri, Enerji, Milli Eğitim olabilir mi? Buna Gürsel Tenin ‘kesinlikle olmaz’ diyecektir. Peki bu bakanlıkları emanet etmeyi reddettiğin HDP’ye neden bakanlık vermeyi düşünüyorsunuz?”

Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ise yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: 

 “CHP’liler açıkladı. Gürsel Tekin, HDP’ye bakanlık verilebileceğini çekinmeden açıktan söylüyor. Gürsel, harbi cevap ver. Askerlerimiz mi PKK’lı olacak, polisimiz mi PKK’lı olacak? Hakim, savcılarımız mı PKK’lı olacak? Eğitimleri Kandil’de mi yapılacak?”

Melih Gökçek’in kendisine yönelik eleştirilerine karşı Gürsel Tekin ise “Bu ülkede HDP’liler bakan oldu, onaylayan da Erdoğan‘dı” diyerek bir açıklamada bulundu.

O ifadede CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Melih Gökçek’in paylaşımını alıntılayarak şu açıklamaları yaptı: 

“Sayın Gökçek, bu ülkede HDP’liler bakan oldu. Onaylayan da Erdoğan‘dı. O dönem polisi PKK’ya mı verdiniz, hakim ve savcıları eğitime Kandil’e mi yolladınız? İşinize gelince öyle devir değişince böyle bir anlayış olmaz. Türkiye’de anayasa var. Bu anayasaya göre hareket edilecek.” 

Gürsel Tekin Melih Gökçek’in açıklamasına yönelik olarak “Sayın Gökçek bu ülkede HDP’liler bakan oldu.. Onaylayanda Erdoğan’dır ifadelerini kullandı.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun ifadeleri…

Bu tepkilere bir de CHP Genel Başkanı Kemal Kılçdaroğlu ile Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’da tepki gösteren altılı masa’da bulunan liderlerde yaptı.

‘Genel başkanı şaşırttı

CHP’li isme göre, altılı masada dahi bakanlıklara getirilecek isimler konuşulmamışken bu açıklama Kılıçdaroğlu’nu sinirlendirdi. HDP’ye bakış açılarının tüm siyasi partilerle aynı olduğunu söyleyen kaynak, şunları söyledi: “Masada olmayan bir parti için, üstelik genel başkan uyarmışken açıklama yapılması genel başkanı şaşırttı. Kaldı ki böyle bir şey zaten yok. Genel başkan Gürsel beyin sözlerinin maksadını aştığını düşünüyor. Bunca emekle iktidara doğru giderken parti politikalarına dair açıklamalar sadece yetkili ağızlardan yapılmalı. Kaldı ki genel başkanımız da bu konuda çok net bir talebini iletmişti.” .”( https://www.diken.com.tr/kilicdarogluna-gore-gursel-tekinin-hdp-aciklamasi-haddini-asti/)

Karamollaoğlu’ndan HDP iddiasına yanıt: Söz konusu dahi değil

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “HDP’ye Bakanlık verilecek” iddiasına yanıt verdi. Karamollaoğlu, “Söz konusu değil. Niye verelim, neden yani?” ded

Saadet Partisi  Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu,  CHP İstanbul  Milletvekili Gürsel Tekin’in “HDP’ye Bakanlık verilebilir” ifadesine sert tepki verdi. Karamollaoğlu, “HDP’ye Bakanlık verilmesi söz konusu değil. Niye verelim, neden yani?” ifadelerini kullandı..(https://www.milligazete.com.tr/haber/12084865/karamollaoglundan-hdp-iddiasina-yanit-soz-konusu-dahi-degil)

Altılı Masa’da bulunan CHP,İYİ Parti ve Saadet Partisi dışında bulunan Gelecek Partisi ile DEVA Partisi genel başkanlarının da konu ile ilgili açıklamaları oldu.

Gelecek Partisi: Doğru Bulmuyoruz

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcı Selçuk Özdağ, CHP’li Gürsel Tekin’in iktidar olmaları durumunda HDP’ye bakanlık verebileceklerini açıklamasını doğru bulmadığını ifade ederek şunları söyledi:

“Gürsel Tekin bey tecrübeli bir siyasetçidir.Tecrübeli bir siyasetçinin 6’lı masada yer almayan bir yapıyla ilgili bir değerlendirme yapmasını doğru bulmuyorum. Tecrübeli bir CHP’nin ilgili organları var. Onlar illa ki konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunacaklardır. Her şeyden önemlisi Cumhur İttifakı’nın ekmeğine yağ sürecek beyanatlar vermemeye bu ülkenin ihtiyacı var. Bunlarla ilgili herkes çok rahat bir şekilde açıklama yapmak zorundadır. İnsan en büyük varlıktır, en büyük değerdir. İnsana hizmet yapmak üzere siyaset yapmak, siyaset yaparken de etnisiteler üzerine değil, mezhepler üzerine değil, insan onuru üzerine siyaset yapmak gerekmektedir.”(‘6’lı Masa Bileşenleri HDP’ye Bakanlık Verebilir’ Çıkışını Nasıl Değerlendirdi?, K24 Türkçe,5.9.2022)

Deva Partisinden de Açıklama Geldi…

 “DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin de Gürsel Tekin’in açıklamalarını, “Doğmamış çocuğa bir şekilde don biçmenin herhangi bir anlamı yok” şeklinde değerlendirerek şunları söyledi:

“Gürsel Bey’in açıklamalarını ben de sosyal medyada takip ettim. Bizim şu an itibariyle doğmamış çocuğa herhangi bir şekilde don biçmemizin bir anlamı yok. Ortalıkta henüz oluşmuş bir hükümet, bir parlamento dağılımı söz konusu değil” ifadelerini kullandı.”

HDP’yle görüşebileceklerini belirten DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:

İdris Şahin qyrıca “HDP’ye bakışımızı soruyorsanız eğer, demokratik meşru yollarla parlamentoya giren herkesle görüşürüz. Herkesle istişare ederiz. Ve yarın oluşacak meclis aritmetiğine göre de mutlaka ve mutlaka eğer böyle bir durum söz konusu olursa bu müzakereleri biz HDP ile de gerçekleştiririz. Bizim DEVA Partisi olarak mecliste grubu bulunsun bulunmasın meşru zeminde siyaset yapan hiçbir partiyi farklı bir kategoriye koymamız mümkün değil.” İfadelerini kullandı(6’lı masa bileşenleri ‘HDP’ye bakanlık verilebilir’ çıkışını nasıl değerlendirdi?, K24 Türkçe, 5.9.2022)

Gürsel Tekin’in kendi görüşüne çeşitli siyasi partiyetkisi açıklamada bulunmuş, tepki göstermişti.

Esas, bu tepkilere HDP cenahından nasıl bir tepki oluştu. Ona bakmak gerek…

HDP’den ‘Bakanlık’ Yanıtı: Kimseyle Pazarlığa Girmedik”

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in bir TV programda “Elbette HDP’ye bakanlık verilebilir, her partiye verilebilir” ifadelerine İYİ Parti’den gelen yanıtla başlayan polemiğe, konunun asıl muhatabı da cevap verdi. 

‘Bakanlık’ tartışmasına ilişkin Twitter’dan açıklama yapan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “Muhalif görünümlü sorumsuz milliyetçilerden toplumu birleştirici, demokrat, emekten ve özgürlükten yana bir politika beklenemeyeceğine göre kendilerinin de ortak adayın kabinesinde kesinlikle yer almayacaklarını öngörebiliriz” dedi.(Gazete Duvar, 6.9.2022)

Fehmi Koru, 7.9.2022 tarihli kendi sitesinde yayınlanan yazısında, başta Milli Görüş’ün kurudğu MNP, MSP, RP ve Fazilet Partisi ile HDP’den önce siyasi faaliyette bulunan ve bilahare kapanan,onunla aynı çizgide bulunan partilerin kapatılmasına dikkat çekiyor.

Fehmi Koru, konu ile ilgili olarak özetle şu ifadeleri kullanıyor:

“Cevabım belli benim. O sebeple şu soruyu da sorabilirim sanıyorum: Acaba bir gün, anayasasında vurgulandığı üzere, ‘demokratik hukuk devleti’ iddiasına gerçek anlamda uygun bir ülke olabilecek miyiz?

HDP’ye oy verenleri sistem içerisinde gördüğünü belli etmek ve o insanları dışlamadan kazanmaya çalışmak çok mu zor? Böylece silahlı terörü daha rahat kınayabilmek?

İşin özeti şu: Bugün HDP bahane, geçmişte MNP ile başlayıp yakın tarihe kadar devamları süregelen ‘ötekileştirilmiş’ partilerin de dönemlerinde birer bahane oldukları gibi…”(fehmikoru.com, 7.9.2022)

Bizimde konu ile ilgili görüşümüze gelince…

Kim, bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni telkin ve tavsiye ettiyse, toplum ve ülke adına siyaset yapması beklenen partileri iki ya da üç bloklu bir sisteme zorlamış oldu.

Bunun sonucu olarak, aralarından belirgin ideolojik farklar bulunsa da, mevcut yapıda hep iktidarda kalmayı düşünen partiler ile iktidara gelmek isteyen partilerin, tek başlarına ciddi bir şeyle yapamayacaklar ise, partilerin kendi aralarında birleşip kendi yolarına devam etmeleri söz konusu olacaktır.

Bu ifadelere bakılırsa; “şimdilik” AK Parti, MHP ve diğer ortak BBP iktidarda kalmayı; altılı masayı oluşturan partilerinde, aralarında en azından seçime yönelik birleşip ittifak yapmaları ve bunu mümkün mertebe sürdürmeleri beklenir.

Bir de bunların dışında kalan ve “ideolojik olarak” sol çizgide bulunan birçok parti ile çevrenin de kendi aralarında adına “demokrasi ittifakı” dedikleri yapı söz konusu..

Bu üçüncü bloğun iktidara gelmesi, ya da belki “HDP dışında, meclise vekil gönderebilecek olsalar da iktidar olma şansıları pek yok.

Yukarıda “HDP dışında” dedik.  Onun, belki şartlar değişirse ve AK Parti’nin yerine başında CHP’nin bulunacağı bir iktidar döneminde, madem mecliste sıfatıyla- görev yapıyor ve meclisi HDP’li başkan vekili –bazen de başkan yönetebiliyorsa, pek âlâ o partiden bakanda olabilirdi.

Örneği yok denilmesin. Yukarıda da belirttiğimiz üzere 2015 seçimlerinde, AK Parti’nin tek başına kabineyi oluşturamadığında HDP’den birkaç vekil çeşitli bakanlıklara getirilmişti.

Olmuştu yani!

Şimdi niye olmasın?

Ama CHP’nin kendi ifade ettiği üzere sol değerlere sahip olmasının yanında onun bir nevi “âlamet-i farikası” olan ulusalcılığı İYİ Parti’nin ulusalcılığı aynı minvale ise, ne HDP’den bakan olurdu, ne Kürt sorunu çözülürdü vs. vs.

Kısacası, gerisi maalesef laf-ı güzaf olurdu!

 

Kaynak: Farklı Bakış

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR