Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


ZEYNEP KILIÇ


Hdp Millet İttifakı Legal Hüdapar Cumhur İttifakı İllegal mi

Zeynep Kılıç'ın "yeni" yazısı...


Siyasi partilerin geçmişleri ile imtihanları en çok seçim zamanlarında gün yüzüne çıkıp yüzlerine büyük bir kabahat gibi vurulur.

Neymiş efendim ‘a’ partisinin terörle iltisaklı hali var mış da ‘b’ partisinin hiç yokmuş. Gibi lafü güzaflar seçim kampanyaları boyunca havada uçup dolaşacaktır.

Hele ki bu siyasi partilerin seçim arifesinde kurdukları ideolojik evlilikler ve ittifaklar döneminde daha da ayyuka çıkıp duracaktır.

Halbuki siyasi partilerin ekseriyeti sütten çıkmış ak kaşık değildir. Fakat siyasal alternatiflerin kısıtlılığından da olsa insanlar kendilerine yakın gördükleri partiyi kendileri ile uyumlu olanı en çok tercih ederler.

Bir zamanlar sağ, sol çatışmaları, öğrenci kavgaları olsun ideolojik kavgalar sebebi ile olsun siyasi partilerin geçmişi kaçarı yok bir şekilde şiddetle, kanla, kavgayla, ilişkili olabilmiştir. Günümüze kadar üniversitelerde öğrenci örgütlenmeleri olmuş kimisi ülkü, millet adına direnirken kimisi welat berxedan adına direnip birbirlerini derdest etmişlerdir.

Son zamanlarda karanlık cv üzerinden partilere yüklenme daha çok gündemde. Örneğin şimdiye kadar Kürt etnik kökenine bağlı çıkış yapan partilerin cv’si 1978’de kurulan Partiya Karkeren Kürdan (Kürt İşçi Partisi (PKK) ile ilişkilendirilebilmektedir.

Yıllarca Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı sıcak savaş, çatışma üzerinde varlık bulan PKK yöre halkına etnik aidiyet üzerinden yaklaşmaya çalışmıştır.

Bunların çizgileri geleneksel muhafazakâr Kürtlerin yabancı olduğu bir argüman olsa da zamanla halk üzerinde etnik kimlik ve dil vurgusu üzerinde baskın olabilmiştir. Halkın bilinç altına inip halkı manipüle edebilmişlerdir. Çeşitli kurum ve kuruluşlar içinde mücadele eden bu örgütle bağlantılı elemanlar Kürt halkının siyasi temsiliyeti adıyla meclise girme girişimlerine Türk solu üzerinden gerçekleştirmişse de büyük tepki, ihraç ve kapatmalar üzerine zamanla kendi partilerini kurmuşlardır.

HEP, HADEP, DEHAP BDP HDP gibi partilerin tabanında örgütlenmişlerdir. Hala da bütün çabalara rağmen Türkiye’nin genel sathında PKK’den dolayı bu çizgideki partilerin yasal meşruiyeti tartışıladurmaktadır.

Fakat bütün kapatmalarla birlikte bu partiler aynı kanaldan Kürtler adına siyasi inisiyatifi yürütmektedir. Tartışmalı cv’lerden dolayı ve terör örgütünün Türkiye Büyük Millet Meclisindeki uzantıları olarak görüldüklerinden bu partilerin kapatılması her zaman mevzu bahis olmaktadır. Türk kökenli siyasal aktörlerinin radikal bir kesimi ise bu partilerden tek isteği sadece bir iki lafızlık şeydir. O da PKK bir terör örgütü olup olmadığıdır. Defalarca bu soruyla köşeye sıkıştırılıp durmaktalar fakat bunlar Nuh der Peygamber demez PKK’yi inkâr etmez onlardan ayrı gayrı yollarının olmadığını şeffaf bir şekilde ifade etmez ve gücünü silaha sıcak çatışmadan alan PKK’yi bir terör örgütü olarak görmeyi kabullenmezler. Türk soluyla canciğer kuzu sarması olabilmekteler. İdeolojik evlilikler kurabilmekteler. Özellikle de Türkiye’nin kurucusu Atatürk’ün kurduğu parti ile hiçbir problem arz etmemiş gibi onlarla yollarına devam etmekte ittifaklara girişebilmektedir. Halbuki Dersim, Zilan, Şeyh Sait olayları sonucunda Kürtlerin Suriye’ye sürgünleri vb tek parti dönemindeki icraatlardır. İdeolojik olarak geleneksel muhafazakâr Türklerle de Kürtlerle de zıtlaşmaktalar. PKK bölge halkı üzerinde baskıları artınca bölgedeki Müslüman Kürtleri tasfiye etmeye başlayınca muhafazakâr Kürtlerin bir kısmı PKK’ye silahla cevap vermeye başladır. Bu direnişe katılıp katılmama konusunda menzil ile ilim gurubu arasındaki zıtlaşmalar bölgede birçok masum Müslümanın da hunharca kim vurduya gitmesine sebep oldu. Ki KontraHizbullahla iltisaklı Velioğlu’nun esrarengiz tasfiyesinden sonra bugün çoğunlukla medya üzerinde medreselerde kanalize olabilen bu hareket yeni bir Kürt siyasi inisiyatifi oluşturmuş ve Hür Dava Partisini kurmuşlardır. Son zamanlarda Cumhur ittifakı ile birleşebilecekleri konuşulan bu siyasi parti Kontra Hizbullah’tan dolayı üzerine büyük tepki çekebilmektedir. HÜDA PAR’ın Cumhur ittifakına katılımı ile ilgili olarak tartışmalar ise bu bağlamda büyümektedir. 

 

Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek katıldığı canlı yayında “HÜDA PAR ile iş birliği bir cinayet ve gaflettir” dedi. Perinçek HÜDA PAR’ı “bölücü” diye adlandırdı. Aynı programda konuşan HÜDA PAR Sözcüsü Serkan Ramanlı ise, Hizbullah’ın devamı değiliz ve kimseyi de savunmuyoruz, kendimizi savunuyoruz. Partimizi Aralık 2012’de kurduk, o günden bugüne tüm yaptıklarımız ortada. Ne kimseyi destekliyoruz ne kimseyi takip ediyoruz ne de kimsenin savunuculuğunu yapıyoruz. “HÜDA PAR gerçekten terör örgütü olsaydı partimizle ilgili hezeyanlarını ifade eden genel başkandan da en azından bir çiçeği hak etmiş oldurduk” yanıtını verdi. Nitekim Doğu Perinçek, 2000’e Doğru dergisinin genel yayın yönetmeniyken, Ekim 1989 ve Nisan 1991’de PKK lideri Abdullah Öcalan ile iki kez görüşmüştü. Görüşmelerden birinde Öcalan’ın Perinçek’e çiçek verirken fotoğrafları çekilmişti. Perinçek, yıllar sonra o fotoğraf hakkında “Ben oraya gittim ve bana tarladan gelincik toplayıp verdi. Ne yapsaydım?” demişti.

HÜDA PAR genel başkanı Zekeriya Yapıcıoğlunun tepkisi ise şu şekilde idi

Mesela kandilden tehdit alıyoruz

Mesela Pennsylvania’dan tehdit alıyoruz

İmralı’dan imalı söz bunların lokantada yiyecek paraları yok bunlar nasıl parti kurdular.

Yani bizi boğmak için, nefes aldırmamak için ne gerekiyorsa onu yapıyorlar.

Şimdi ultra, seküler, sosyalist komünist kesimler habire saldırıyorlar onların saldırmaların sebebi belli. Onlar kendi kinlerini kusuyorlar. Bizim İslami çizgimizden bizim Müslüman kişiliğimizden dolayı biz ne yaparsak yapalım onların parti programlarının kendi programız gibi benimseyip onlar gibi siyaset yapsak bile alnımız secde gördüğü sürece onlar bize düşmanlık yapacaklar. Onlara hiçbir sözüm yok zaten onların bize dost olmasını da beklemiyoruz. Onlar bizim lehimizde olumlu bir cümle kursalar aynanın karşısına geçip kendimizi kontrol ederiz. Acaba ne oldu bize değiştik mi biz yanlış bi yola mı saptık diye kendi kendimize soracağız. Bunların düşmanlıklarının sebebi şu. Bir sebep de şu millet ittifakına yakın olanlar Ak Partiyi ya da Cumhur ittifakının diğer bileşenlerini ürkütmek bize karşı kışkırtmak için bunu bilinçli bir şekilde yapıyorlar bunu da şundan dolayı yapıyorlar. İlk defa belki Cumhuriyet Halk Partisi acaba bu sistemde biz iktidar olabilir miyiz diye bir ümide kapıldı. Her ne kadar kamuoyunun önünde bazı kamu araştırma şirketleri işte sayın Kılıçdaroğlu yüzde 65 oy alacak cumhur ittifakı yüzde 35’lerde kalacak arada otuz puanlık bir fark var diyorsa da aslında durumun böyle olmadığını durumun dengede olduğunu yüzde elliye yakın o da HDP destek verirse iki tarafın yani millet ittifakın artı HDP yüzde elli civarında cumhur ittifakının da yüzde elli civarında birisinin bir iki puan aşağıda veya yukarıda olduğunu biliyorlar. Seçime de daha iki ay var HÜDA PAR dengeyi bozduğu için HÜDA PAR’ı denklemin dışında tutmak istiyorlar. Ben Ankara Hukuk mezunuyum bizim mezuniyet yıllığımızda 1988 mezuniyet yıllığının arka tarafında biraz matrak bir söz var. Hukuk sözlüğü diye meşru müdafaa maddesinin karşısında şu yazar ters köşe soruya karşı bildiğin yerde sallama. Şimdi millet ittifakı sizin projeniz nedir, siz ne yapacaksınız? Siz bu memleketin şu sorununa ne getireceksiniz hangi çözümleri getireceksiniz? Mesela siz Kürt meselesine nasıl bir çözüm getireceksiniz? Ciddi bir şey var mı o açıkladıkları iki bin, üç bin maddenin içinde. Yok. HÜDA PAR’ın bu kadar tartışmanın merkezinde olmasının bir sebebi olmalı değil mi? HÜDA PAR ne dedikleri gibi bölücüdür. HÜDA PAR ne dedikleri gibi insanları ötekileştiricidir. Ne HÜDA PAR kavgacı bir dile sahiptir. Ne de HÜDA PAR onların yakıştırmaları gibi şiddeti kutsayan arakasını bir yere dayayan ya da birilerinin heykelini dikmeye çalışan bir partidir, diye açıklamalarda bulundu.

Cumhuriyet gazetesi HÜDA PAR Cumhur ittifakının yakınlaşmasına ise gerici tehlike büyüyor sürmanşet ve karikatür ile tepkisini dile getirdi.

Anlaşılmayan mevzu ise,

Millet ittifakı HDP ile birleşince ilerici legal, Cumhur ittifakı HÜDA PAR ile birleşince gerici, illegal mi oluyor öyle mi? Hay sevsinler senin o bulanık objektifini. 

Madem öyle ise Cumhur ittifakı ile müttefikliği düşünen HÜDA PAR sözcüsü Rudaw TV’de en azından çıkıp Hizbullah’la bir ilişkimiz yok diyebilirken millet ittifakına açık açık desteğinden bahsedilen HDP de en azından bir kere bile olsun PKK ile bir ilişkimiz yok diyebilmeli diye sorulmaz mı?

Bazı Olağanüstü hâl durumlarında Kürtlere karşı sert güvenlikçi politikalar nasıl Kürt halkı tarafından zaman zaman eleştiri konusu olabiliyorsa aynı şekilde silahlı inisiyatif olmaz olamaz, sivil vesayetin, siyasi inisiyatifin olduğu yerde silahların, terörizmin halkçısı, devletçisinin olmaması gerektiği gibi dinlisine, dinsizine de son verilmelidir. Pürü pak Kürt ismi terör, korku, silah ile kirletilmemeli, ilişkilendirilmemeli yeni hallerle güzel hallerle hallenmeli. Eski hal muhal her hâlükârda ya yeni hal ya yeni hal, yeni hal yoksa izmihlal…

 

Kaynak: Farklı Bakış

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR