Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


İsmail Hakkı Güleç


HAYVAN DOSTLARIMIZ 

İsmail Hakkı Güleç'in yeni yazısı


 

Şüphesiz ki; bu dünyada, sadece biz insanlar yaşamıyoruz... İnsanların yanı sıra hayvan, bitki, böcek, çiçek ve çeşit çeşit meyve, sebze, canlı, cansız milyonlarca yaratık yaşıyor... 

Biz insanlar; nasıl can taşıyor, çoluk çocuğumuzu besliyor,  onları barındırıp, koruyup, gözetip ve de onların her türlü ihtiyaçlarını gidermek için, çalışıp çabalıyor isek; bu dünyada, bizim gibi can, yürek, duygu, ruh taşıyan ayrıca da; ailesi, eşi ve yavruları olan, hayvan dostlarımız da var...

Amir’den nakledildiğine göre Resûlullah bir gün ashabıyla birlikte otururken elinde üzeri sarılı bir şey bulunan bir adam gelir ve Efendimiz’e şöyle der:

– Ey Allah’ın Resûlü, seni görünce buraya geldim. Gelirken bir ağaç kümesinin yanına uğradım. Orada bir kuşun yavrularının seslerini işittim de, hemen onları alıp elbisemin arasına sardım. Derken anneleri gelip, başımın üzerinde dönmeye başladı. Neticede ben yavrularının üzerini açtım, anne kuş gelip onların üzerine kondu. Ben tekrar üzerlerini örttüm. Şimdi onlar işte burada benimle beraberdir. Nebiyy-i Muhterem:

“Onları hemen bırak” diye emretti. Adam da bıraktı. Ama anneleri yavrularını terk etmedi. Bunun üzerine Resulüllah (as) ashabına sordu:

“Şu annenin yavrularına şefkatine hayret ediyorsunuz değil mi?” Ashap:

   Evet, yâ Resûlallah, dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz:

“Beni hak ile gönderen Zât-ı Zülcelâl’e yemin olsun ki, Allah’ın kullarına karşı rahmeti, şu anne kuşun yavrularına karşı taşıdığı şefkatten daha fazladır. Onları götür, aldığın yere koy, anneleri de beraber olsun” buyurdu. Adam da onları tekrar geri götürdü. (Ebû Dâvûd, Cenâiz, 1)

Hadisimiz çerçevesinde, mesele ele alındığında, tabiatta hür bir şekilde, yaşamak üzere yaratılan hayvanların, kafeslere hapsedilmesi acaba ne kadar doğrudur?

Hayvan dostlarımızın, yaşam koşulları, bazen bizimkinden çok daha zor olmaktadır... Onların bizim gibi; irade, bir şeyi yapabilme, yeniden inşa etme gibi bir takım özellikleri söz konusu değildir...

Şiddetin, her türünün yasak olması gerektiği gibi, hayvanlara yönelik şiddet ve hak ihlallerinin önlenmesi, güzel bir dünya için olmazsa olmaz bir durumdur... 

Hak kavramı, sadece insanlar için değil, hayvanlar için de önemlidir. Ancak bu kavram hayvanlarda farklı şekilde değerlendirilmelidir. 

Hayvanların, normalde hak ve fiil ehliyetleri yoktur. Yani insanlar gibi, alacak ve borç ilişkilerine giremezler, bağış yapamazlar, vasiyetleri olmaz. Dolayısıyla; hayvan hakları, klasik hak ehliyetinden, tamamen farklı bir haktır. 

Ben bu makalede, keyfi olarak, doğal ortamlarından koparılan hayvanların, çektikleri sıkıntı ve işkenceler yanında ve tüm hayvanların, çeşitli hak ihlallerine maruz kalmaması için yapılması gerekenler üzerinde durmaya çalıştım... 

"Yeryüzünde yürüyen bütün hayvanlar ve kanatlarıyla uçan bütün kuşlar da ancak sizin gibi birer ümmettir" buyuruyor... 

Bundan dolayı da; bazen biz onlara muhtaç olabiliyoruz, bazen de onlar bize muhtaç olabiliyor... Biz onlara istediğimiz gibi hükmedebiliyoruz... 

Özellikle de; bundan otuz veya kırk yıl önce, teknolojinin gelişmediği dönemlerde, hayvan dostlarımız bizim her şeyimizdi... Çiftçinin, köylünün gözü kulağı, eli ayağı mesabesinde idiler... 

İnsanlar; her işlerini bunlarla hallediyorlardı... Ama ne zaman ki; teknoloji gelişti ve insanlar eşyalarla, araçlarla işlerini yapmaya başladılar, bu durumda bir çok hayvanla olan ilgi ve ilişiğimiz kesildi... 

İşte o zaman, bu hayvanlara bakış açımızda değişti... İnsanoğlu gittikçe, her şeye menfaat, kullanma, araçsallaştırma ve bir meta olarak bakmaya başladı; işte o zaman hayatın, insanın, bitki, hayvan vb. Hiçbir şeyin tadı, tuzu ve anlamı kalmadı... 

Bu durumda; Hayvanları koruma kanunu, hükmünü yitiriyor. Bugün ki yasalara göre, bir hayvana eziyet ederek, canına kasteden kişi, hapis cezasıyla yargılanamıyor. Kabahatler kanunu gereğince, hayvanlara yapılan her türlü haksızlık, ancak idari para cezası olabiliyor ve bu para devlet hazinesine aktarılıyor. Hayvanın "acı" çekip, devletin bundan para kazandığı bir ülke konumundayız...

Bundan dolayı da, insan insana değer vermediği gibi, diğer canlı, hayvan, bitki ve çevreye de duyarlılığını kaybetti... Oysa bizim İnancımız odur ki; 

Rabbimiz (as) kitabında ve Peygamberimiz (as)de hadis-i şeriflerinde ve uygulamalarında, hayvanlara özellikle de ev hayvanlarına, çok çok değer vermiş, onların gözetilip, korunmasını, barındırılmasını ve ihtiyaçlarının ki; (su, ekmek, yemek, barınma vb.) gibi ihtiyaçlarının giderilmesini, özen ve önemle bize hem tenbih etmiş, hem de emretmiştir...

Ruhunda hayvan sevgisi olmayan insandan uzaklaş.

Çünkü; onlar da, Allah'ın (cc) yaratmış olduğu, masum canlılardır... Asli kimlik ve kişiliğini kaybeden insan hayvanlardan çok daha aşağı durumlara düşebilmektedir... 

"Onlar ancak hayvanlar gibidir; hattâ onlar yolca daha sapıktırlar. Sen onların vahyi dinlediklerini ve akıl ettiklerini mi zannediyorsun? Hayır. Onlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağı seviyededirler". (Furkan-44)

Çünkü hayvanlar ve kainattaki diğer şeyler, insanlara hizmet için yaratılmışken İnsan ise; yeryüzünü kirletmek de, fitne fesat çıkarıp, kan dökmekte, tüm evreni yaşanmaz hale getirmektedir... 

Sevgi, saygı, empati vb. Şeyler; insanı insan yapan ve insanlaştıran, barışı, huzuru, mutluluğu getiren; paylaşmayı öğreten, savaşları durduran, anlamaya, vermeye ve birlikte var olmaya dönük duygu düşünce ve davranışların tümüdür... 

Ayrıca da; yaratılmış olan İnsan, fıtratına aykırı hareket etmekte, yaradanına ve çevresindeki tüm canlılara ve de insanlara da dahi zarar vermekte, onların yaşam koşullarını zorlaştırmakta ve yaşamlarını ellerinden almakta, yaşanabilir bir dünyayı yaşanmaz hale getirmektedir... 

Hayvan dostlarımız, birçok insandan daha vefalı, daha sahibine sadık ve saygılıdır...

"Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki sizin gibi birer ümmet olmasın. Biz kitapta (levh-i mahfuzda) hiçbir şeyi eksik bırakmadık, sonra hepsi Rablerinin huzurunda toplanacaklardır." (el-Enâm 6/38)

" Haksız yere bir serçeyi öldürenden Allah Teâlâ kıyâmet gününde hesap soracaktır" buyurmuştu. Ashap:

– Serçenin hakkı nedir, diye sordu. Peygamberimiz de:

“Onun kesilmesi ve sonra da yenilmesidir” buyurdu. (Dârimî, Edâhî, 16)


 Kainattaki bir çok canlının, insanlara zarar veren, diğer canlıları yok ettiğini, birinin türünün yok edilmesinin, diğer türleri aşırı çoğaltacağını ve bu zamanda eko sistemin, dengenin iyice bozulacağını biliyoruz... 

Ondan dolayı, Rabbimiz (cc) hiç bir şeyi rastgele, fuzuli, iş olsun ve de gereksiz yere yaratmamıştır... Her şeyi bir ölçü, mihenk ve mizana göre yaratmıştır... Yaratmasında bir eksiklik ve kusur söz konusu değildir... 

Bundan dolayı da; hayvan dostlarımızla olan ilgi ve ilişkimizi geliştirmeli, onlara sahip çıkmalı, onları asla ürkütecek, korkutacak, yıldıracak bir tavır ve davranışta bulunmamalıyız...

Onlara karşı ilgi, alaka, sevgi şefkat, merhamet gibi duygusal ya da su, ekmek, barınma gibi fiziksel tüm ihtiyaçlarını gidermeye çalışmalıyız... Onlara zarar verenlere, müsaade etmemeli, onları koruyup, gözetip ve himayemiz altına almalıyız... 

Bu da imanı, İslami ve insani bir görev ve sorumluluktur... 

Evcil hayvanlara gelmek istiyorum; genellikle kedi, köpek, kuş, balık veya az da olsa, küçükbaş hayvan olarak tanımlanan bu dostlarımız, bizlerin şehir hayatında ayakta kalmak, bir parça "doğallığımızı" korumak ve yaşamın kendisiyle uyum içinde yaşamak için gereklidir. 

Onlara, kimisi evlerinde bakar, kimisi hayvan barınaklarında gönüllü olarak çalışır, kimisi de sokakta yaşayan hayvan dostların "acısını yüreğinde" hisseder ve onlara sokakta bakmak için, duyarlılık geliştirir.

Rabbimiz (cc) Kur'ân-ı Kerîm'de; yeryüzünü bütün canlılar için yarattığını, dünyadaki her canlının onda (dünyada) hakkının bulunduğunu söylüyor. 

Yine bazı surelerin isimlerinin de, hayvan isimlerinden konulduğunu biliyoruz.... 

Bakara (sığır, inek), En'âm (evcil hayvanlar), Nahl (bal arısı), Neml (karınca) ve Fîl (fil) sureleri gibi. Tüm bunlar, insanların tüm yeryüzünün tek kullanıcısı gibi hareket edemeyeceğinin göstergeleri.

Bir çok hayvanın etinden, sütünden, tüyünden, derisinden ve dışkısından yararlanmakta, bir çoğunu güvenlik için, kapımızda beslemekte, bir çoğunu ise; yükümüzü uzak yerlere taşımak için kullanmaktayız... 

Her birinde bizim için birçok nimetler vardır... Mesela; eskiden anadolu da, köy evlerinde, toprak evlerde, fareler çok olurdu. Kediler farelerin, insanların yiyecek, içeceklerine zarar vermesini önleyici, bir rol oynuyorlardı... 

Ayrıca; arılar bal yapıyor ve o ballardan, en lezzetli şekilde istifade ediyoruz... Bu arılar; çiçekler arasında polen taşıyarak, dölleme işini yapıyorlar... Bunun gibi, sayamayacağımız daha bir çok işlev ve görevleri söz konusu... 

Kainat bir bütündür. Yüce Rabbimiz (cc) bu kainatı, bir bütün olarak yaratmış ve her canlıya da ayrı bir görev, özellik ve nitelik vermiştir... Bunlardan bir tanesi, yok olduğu ya da azaldığı zaman, o kainatta denge bozulmakta, yaşam zorlaşmakta ve hatta imkansız hale gelmektedir... 

"Hayvanları da Allah yaratmıştır. Sizin için onlarda ısıtıcı şeyler (yün) ve birçok faydalar vardır. Hem onların kendisinden (ve gelirinden) yersiniz. Akşamleyin getirirken, sabahleyin de salıverirken onlarda sizin için bir (zevk ve) güzellik vardır." (en-Nahl, 16/5-6)

Atları, katırları ve eşekleri de onlara binmeniz için ve (dünya hayatında) bir zînet olsun diye yarattı. Ve (Allah Teâlâ) daha sizin bilmeyeceğiniz nice şeyler yaratır. (en-Nahl, 16/8)

Bugün insanlar tarafından, doğa tahrip edilmiş, çevre kirletilmiş, hayvan dostlarımızın yaşam alanları tümüyle yok edilmiş bir vaziyettedir... 

Özellikle sanayileşmenin, sanayi atıkları, zirai ilaçlar, endüstüriyel atıklar, çeşitli gübreler, fabrika bacalarından salıverilen toksit gazlar ve şehirleşmenin süratle yayıldığı, toprağın, doğanın, ağacın, bitkinin, suyun, börtü böceğin hemen hemen hiç kalmadığı şehir hayatında, değil hayvanların, insanların bile yaşama imkanın kalmadığı bir zamanda  yaşıyoru... 

Bundan dolayı da; her insanın, özellikle de, her "Müslümanın" bu konuda, duyarlı davranması gerekir...

Hayvan dostlarımız için, en azından insanların, kapılarının önüne, balkonlarına ya da müsait yerlere su ve yiyecek bırakmaları gerekir... 

Onların yaşaması için, özellikle boş alanlara, müsait orman alanlarına yiyecekler bırakılması, özellikle de; soğuk  kış aylarında, çok daha elzem bir durumdur... 

Bunu yapmak bizim için; "insani, İslami ve kulluk" görevimizin bir parçasıdır...  Bu davranış ve amelin Allah katında büyük bir sevabı vardır... 

Bizler nasıl ki, insanlara acıyıp, şefkat, merhamet, sevgi gösterdiğimiz gibi, onlara da şefkat, merhamet, sevgi, ilgi ve de alaka göstermeli, onları incitip, ürkütüp ve de yıpratıcı hiç bir harekette bulunmamalıyız...

Ayrıca da, onlara zarar verenleri de, mutlaka uyarmalıyız. Bu konuda yasalar çıkartılmalı ve hayvanlara yapılan her türlü kötü muameleye, büyük cezalar verilmelidir... 

Onların yaşamı da, kanunlarla koruma altına alınmalıdır... 
Hiç kimsenin, bir hayvana bile bile, kasten zarar vermesi, onu açlığa mahkum etmesi, sokağa atması ya da öldürmesi asla doğru bir davranış değildir... 

Bunu yapanları, şiddetle kınamak ve reddetmek gerekir..
Nasıl ki; insanların dokunulmazlığı, yaşam hakkı varsa, hayvanların da aynı şekilde dokunulmazlığı ve yaşam hakları vardır... Bu. dünya, badece bizim değildir.Diğer canlı, cansız tüm yaratılmışlarla birlikte  ortak kullandığımız bir dünyadır... 

Her konuda olduğu gibi, bu konuda da, ifrat ve tefritte; yani aşırılıklardan korunmamız gerekir. Bir yanda komşusu açken, köpeklere binlerce lira harcayan ya da anne babası "fakru zaruret" içerisinde, yokluk, kıtlık, çaresizlik içerisinde inlerken, hayvan sevgisi diye, binlerce lirayı onlara yediren insanlar bu konuda aşırıya gitmişlerdir... 

Her şeyden önce, "önce insan". Tabii ki; sonra da hayvan. Ama insanları ihmal ederek, insanları inciterek hayvan sevgisi olmaz... SELAM VE DUA İLE

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR