Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


ZEYNEP KILIÇ


Haydi Sen de Saltanat Harabesine

Zeynep Kılıç'ın "yeni" yazısı...


AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, bir etkinlikte dünyada yaşanan en sert devrimlerde bile lügate dokunulmadığının altını çizerken, Türkiye’de cumhuriyet dönemi ile birlikte lügatin, alfabenin ve dilin değiştiğini belirtti. Ünal’ın kültür devrimine yönelik konuşmasını bazı medya organları ‘Cumhuriyetin eleştirisi’ olarak gördü. Sosyal medya hesabında açıklamada bulunan Ünal, yaptığım değerlendirme Cumhuriyete değil kültür devrimi olarak yapılanlara dair bir tespittir. Buradan bir düşmanlık çıkaramazsınız dedi ama, 

Devlet Baba coşa gelir Allah, Allaaaah ver coşkuyu, veerr mehteeeri ceddin, deden, neslin, baban hep kahraman Türk milleti.

Tarih birdir ve bütündür adı da Türk tarihidir.

Coğrafya birdir ve bellidir adı da Türk vatanıdır.

Türkiye Cumhuriyeti binlerce yıllık Türk tarihinin ana güzergâhından kategorik bir kopuş, kesif bir ayrılış, keskin bir sapış olarak görülemeyecek asla gösterilemeyecektir.

Cumhuriyet, şerefli geçmişimizin bir antitezi değildir. Cumhuriyetin Türk kültürüne, Türk diline, düşünme setlerimize zarar verdiğini iddia edenler, talihsiz, tarifsiz ve temelsiz yanlışın pençesindedirler. Ön yargılarının hükmüyle, ideolojik katılıklarla Cumhuriyet’in anlaşılması ve anlatılması mümkün değildir. Bugünkü Türkçemizle düşünce oluşturamayacağımızı söylemek, gerçekleri çarpıtmaktır, nesnel gelişmelere aykırıdır, dilimizi karalamaktır. Nihayetinde özgüven eksikliğidir.

MHP Bursa Milletvekili M. Hidayet Vahapoğlu da “Hadsize had böyle bildirilir. Ağzınıza sağlık Sayın Genel Başkanım. Milletin yüreğine su serptiniz.” ifadelerini kullandı.

Tam da burada güldür güldürdeki bakan Nebati skeci gözümde canlandı.  Heterodoks iktisatta dair zengin bir literatür varken tüm küresel sarsıntılara rağmen ülkemiz birçok alanda olumlu gelişmeler kaydederken başını sağa sola çevirip gülüyor, ıı hıııı hıııııııı…kim yazdı bunu…

Biz bunlara gülerken o sıra Cumhur başkanı Türkiye’nin en büyük sosyal konut temel atma töreninde ya Allaaaaaah Bismillah diyordu. Ve şaka maka Türkiye’nin ilk otomobili TOGG banttan akıveriyordu ne diyecekler işte çılgın Türkler geliyor diyecekler ifadelerini kullandı.

Ve yine aylardan kasım…Oran, moran, cahil, cühela, hodri meydan ne iş, ya bu yüzde doksanlık cahillerin oranı sandukalara yansısa. Bir de insanlara yobaz, diktatör diyorsunuz. Basın ve ifade özgürlüğü diye, diye başımızın etini kemirdiniz. Bu mu yani sizin ifade özgürlüğünüzün limiti..

Bay Kemal, Bahçeli buna sözde çok kızmış. Ne olacak, gidecek yine koşa koşa kucaklayacak. Bu SADAT kafasının anlayışıdır. “Türkiye Cumhuriyeti’ni kaldıracağız. Asrika diye bir devlet kuracağız. Başkenti İstanbul dili Arapça olacak.” İşte aynı kafa… İtiraz mı ettiler? Etmediler. “Aman milliyetçi tabanım kaymasın” diye arada bir işaret fişeği atayım nasıl olsa arka kapıda kucaklaşacağız. Diline hakaret eden adamla ne işin var arkadaş?” Heç, ne işin var, tansiyonun yükseleceğine var git Amerika’da hamburger ye…

Hükümet kadınının şecaatine gel. Şu rezalete bakar mısın tarihi fesli meczuplardan öğrenmiş diye sitem ederken irkilerek nerdeyse çarpılacaktı. Bu arkadaşa hatırlatmak gerekiyor biz ezelden beri Türkçe konuşuyoruz. Çok merak ettim bu yerli ve milli hatunun bir Osmanlı metnini okuyabilme becerisi ne düzeydedir acaba? Devam ediyor: Asılında bu günkü mücadele Ak Parti ve İyi Parti mücadelesi değildir bugünkü mücadele Vahdeddin’in gemisine binenlerle Mustafa Kemal’in vizyonunun peşinden gidenlerin mücadelesidir, diyor. Ne kadar ayıp. Diyelim onlar Vahdeddin’in gemisine bindiler sen de Bandırma Vapuruna, e Nuh’un gemisine kim binecek. Ve Ali Koç, Uğur Dündar’ın da aralarında bulunduğu Fenerbahçe taraftarlarına seslenerek Yaşaaaaşasın Laik Türkiye Cumhuriyeti diye fitili ateşe veriyordu.

Beyani baş, (gün aydııın) adam geziyi, siyasi tutsakları, Şebnem hocasını saygıyla selamlıyor. Ünal üzerinden, siyasal İslam üzerinden, İslam’ı hedef tahtasına koyuyor. Yahu çarpıtmayın İslam İslam’dır. İslam’ın siyasalı, sosyali, asosyalı mı olur. Siyasal İslam söylemleri ile İslam’ı karalama pasifize etme yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir ülkede hiç kimsenin ne hakkıdır ne de hukuku.

Var ya tüm liderlerin aklını bir araya topla bir Atatürk akıl ve stratejisi etmez. Fakat bugün yaşasaydı beni Türk hekimlere emanet ediniz sözünü söyleyen Atatürk TTB’den dolayı kim bilir nasıl hayal kırıklığı yaşardı.

Bilindiği gibi bizde batılılaşma hareketi ta Lale devrine kadar gider. M. Kemal Atatürk modern dünyaya ayak uydurmak için inkılapları gerçekleştirmek istiyordu fakat yenilikler için uygun zamanı kollardı.

Eylül 1922’de Hüseyin Cahit İstanbul basın yayın üyelerinin katıldığı bir toplantıda sabırsızlıkla Atatürk’e soruyor “Neden Latin harflerini kabul etmiyoruz neden?” sorusuna,  Mustafa Kemal Atatürk “Henüz zamanı değil” Hüseyin henüz değil.

Halbuki Halide Edip, Şinasi, Namık Kemal, Ali Suavi, Yenişehirli Avni, Ziya Gökalp, Şemsettin Sami, Mehmet Şakir, Ispartalı Hakkı Bey gibi aydınlar alfabenin sorunları hakkında görüşlerini dile getiriyorlardı. Hüseyin Cahit “Biz ülkede ümmîliği azaltamıyoruz.Harflerimiz buna engeldir’’ diyordu.

Madem yapılan polemik modernleşme (batılılaşma) için değil de millilik içindir hangi kanun hangi ülkeden alındı nizam ve intizama bakmakta fayda var.

  • Medeni kanun 1926 İsviçre
  • Borçlar Kanunu 1926 İsviçre
  • Ceza Kanunu 1926 İtalya
  • Ticaret Kanunu 1926 Almanya
  • Ceza Mahkemeleri Kanunu 1929 Almanya
  • Deniz Ticaret Kanunu 1929 Almanya
  • İdare Kanunu 1929 Fransa
  • İcra ve İflas kanunu 1932 İsviçre
  • Latin Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun 1928

 

 

Haydi Sen de Saltanat Harabesine

 

Ramiz Gökçenin 13 Ağustos 1928’de Akbaba dergisinde yayımlanan karikatürü. Üst metni, ‘’Halkın asırlardan beri okuyup yazmasına mani olan kargacık burgacık şeklindeki eski Arap harfleri yerine yeni, medeni Türk harfleri kaim oluyor.’’ olarak verilen karikatürde Türk harfleri, Arap harflerine ‘’Haydi, sen de saltanat harabesine!’’ diyor.

Arap alfabesinin yerine Latin Alfabesi getirilmiştir. Göktürk alfabesi, Tibet ya da Uygur Alfabesi yeni Türk alfabesi olarak uyarlanmamıştır ki modernlik adına koca geçmişi taca atıyorlar. İnkılaplar olağanüstü hallerde ani olarak yürürlüğe girmesinden dolayı ‘’Bir gecede cahil bırakıldık!’’ söz öbeği, Harf Devrimi’ni eleştirenler tarafından kullanılan bir söylem hâline gelmiştir. Yoksa kimsenin ne gelmişe ne de geçmişe saygısızlığı var.

Tüm bunlar yaşanırken Türkiye’nin yüzyılı vizyon programında Yücel Arzen’in Orkestrası şu nağmeleri çalıyordu: Doğ doğ ey güneş/ Üstümüze dök ışıklarını/Dağılsın bulutlar/ Mazlumlar söylesin şarkılarını Başlasın türkiye yüzyılı! Yarın Değil Hemen Şimdi! Ve araya Rapçi Sept&Mengelez giriyor:

Kanadı kırık bir kuştum ben oysa sustum geçen yüzyıl boyunca

Artık yok yeter sen de susma hür yaşa yine de hür yaşa

X, Y, Z kuşağı değil hiçbiri ben Türk genciyim

Kim bana zincir vuracakmış ya da bana kim haddimi bildirecekmiş?

Beni bende boğmak isteyenler beni kendime gömmek isteyenlere

Ne dedi Akif? Hayat yok sana “İstiklâlin yoksa,” ha!

Saçıma sakalıma karışanlar dinime dilime uzananlar.

Hilâlin altında bize fark yok!

Korkmuyoruz kapkara geceden hiç korkmuyoruz biz zalimden

Hürriyet hakkım ezelden! Yarın değil hemen!

 

Kaynak: farklı bakış

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR