Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Aziz DARICI


HAYAT YOLUNDA

Yazarımız Aziz Darıcı'nın "yeni" yazısı...


Gönlümü ateşe verdim... Boynu bükük zamanlarda , yüreğine kor ateş düştüğünde; ayakta kalmasını öğrensin, acılara göğüs gersin diye.

Yokluk içinde yokluk tattırdım...Olmayanı, bulamayanı bilsin; elinde olanla şükretmesini öğrensin diye.

Sevgi ağacını yasak ettim. Yola vurdum. Çöllere savurdum. Gurbete düşürdüm. Yalnızlığa mahkum ettim... Hasretine susasın, ocağına özlem duysun, kalbinde olanı yoklasın diye.

Dünyayı gözlerine kapattım. Omuzlarına hayatın tüm yükünü taşıttırdım. Belini büktüm. Dizüstü çökerttim... Kan-ter içinde kalsın, alın terini döksün; vakti geldiğinde sırların sırrına ersin diye.

Gönül diline acılar sürdüm... Her söylediğini ölçüp biçsin diye. Merhem sürdüm yaralarına... Beni düşman bilip te sövmesin diye.

Her çiçeğe yolladım... Çiçekler içinde gülü bulsun diye. Olmadı bir daha yolladım... Dikenlerine katlansın diye.

Hayat çilesinde durakta beklettim... Sabretmesini öğrensin diye. Olur olmaz işlere yolladım... Gören gözlerini açsın, gönülden gönüle geçen yolları bulsun diye.

Gökyüzündeki yıldızları seyre koyulttum... Oradaki muhteşemliği sezsin diye. Kayan yıldızlara avuç açtırdım... Onları bir bir toplayıp;  nişanlar gibi göğsüne taksın diye.

Rüyalara galebe çaldırdım... Gördüğü rüyaların tabirlerini anlasın diye. Kaf Dağı'na Simurg Kuşu eyledim... Bir bir tükenen yanlarını, kendinden saydıklarını, adını andıklarını... Ardına bakıp ta nasıl döküldüklerini görsün diye.

Şairlerin mısralarına musallat ettirdim... Her cümlenin özüne sinsin diye. İlham pınarlarında olta attırdım... Basit görüp te her işe koyulmasın, işin erbabına saygı duysun, her bilene hakkını teslim etsin diye.

Köle gibi sattım pazarlar pazarında... Kibrini ayaklar altına alsın diye. Bir süre zindanlara uğrattım... Özgürlüğün kıymetini bilsin diye.

Umut tohumlarını her gün sulamaya gönderdim... Kem gözlerden korusun; aşkı, sevgiyi, muhabbeti yudum yudum tatsın, gözü gibi-canı gibi korusun diye.

Yolların yoluna, hikmetin peşine, irfanın mektebine gönderdim... İçerisinde hak yolu bulsun diye. Vahye sevdalı, Hz. Peygamberin sünnetine öğrenci, kadim geleneğe vefalı kıldım. Her önüne geleni hak bilip; öpüp te başına koymasın diye. İlim dergahında bekçi kıldım; birde kendini şey de sanmasın diye.

Varlığa selam gönderttim... Kendi özünü, kendi benliğini, kendi fıtratını tanısın diye. Varlık aleminin özü olduğunu hatırlattım... Kendi kendisinin kadir-kıymetini bilsin diye.

Kötülülük bilgisini gösterdim... Nefsin insana nasıl fısıldadığını, insan aklının nasıl tarumar olduğunu, insan yüreğinin nasıl katılaştığını, izzet ve şeref sahibi varlığın nasıl bir zorbaya dönüştüğünü, kendi değerini Hak nazarında nasıl düşürdüğünü ve en sonunda düşe bileceği çukuru gösterdim... Hesabını-kitabını yapsın ve kendi iradesiyle kararını versin diye.

İyilik bilgisini gösterdim... Kendisinden sadır olan güzelliklerin nasıl varlığı şenlendirdiğini, Hak'kın rızasında süre gelen hayatın nasıl mutluluk ve huzura dönüştüğünü, iman ve sebat üzerinde gidilen hakiki yolun sonunda; "Ey gönül huzuruna ermiş ruh! Sen Rabbinden razı, O senden razı olarak dön Rabbine! Sen de katıl has kullarımın içine, gir cennetime!" sözünün tarifsiz heyecanına nasıl dönüştüğünü bilsin de; hak-hakikat ve iman üzerinde bir hayatı yaşasın diye.

Hayat Yolunda... Gidiş nereye? Dedi...

Gidişatın nereye ise gidişin orayadır.

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR