Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Halil ÇİFTÇİ


Vahşi Batının Haylaz Kovboyu

Son yapılan Amerikan başkanlık seçimlerinde cumhuriyetçilerin adayı olan Donald Trump az bir farkla rakibi olan Hillary Clinton´a karşı üstün gelmişti.


Bu üstünlük Demokratların Barack Obama ile elde ettiği iki dönemi içine alan yönetimin de değişmesine sebep oldu. Obama iki dönem boyunca Amerikan dış politikasında fazla bir etki gösterememiş sadece Irak´tan asker çekerek Ortadoğu´da devletlerin iç çatışmalara ve güç mücadelelerine kapı aralamıştı. Soğuk savaş sonrası iki kutuplu dünya düzeni yıkılmış Amerika biraz daha fazla etki alanı sağlayarak üstünlük elde etmeye çalışmıştı. Yaşadığımız gezegenin herhangi bir yerinde bir çatışma, kargaşa veya daha farklı bir olağanüstü durum söz konusu olduğunda ilk ses çıkaran ve bu konu hakkında fikir beyan eden ülke Amerika olmuştur. Dünya polisi veya jandarmalığına soyunan Amerika bir zamanların fenomen filmleri olan vahşi batıdaki kovboyları çağrıştırmaktadır. Kovboy kavramı bizdeki çoban kelimesine karşılık gelmekte fakat Amerika´da farklı bir çağrışım uyandırmaktadır. Bir dönem büyük sığır çiftliklerinde hayvanları düzene sokan ve meralarda nasıl yayılacakları konusunda tecrübeli olan bu kişiler, belli bir zaman diliminde değerli maden kasabalarında eşkıyalık ve gangsterlik yapmaktan kendilerini alıkoyamamışlardır. Özellikle milyonlarca kızıl derilinin katledilmesinde önemli bir payı olmuştur.

/resimler/2019-5/27/1433590886823.jpg

Katliamın ve işkencenin gölgesinde bir tasavvuru kendine şiar edinen batılı devletler içinde belki de en pragmatist ülke Amerika olmuştur. Kendi uluslararası şirketleri için her türlü kolaylığı sağlamak için farklı coğrafyalarda varlık gösteren şirketlere karşı baskı ve deyim yerindeyse işkence uygulamaktan da çekinmemiştir. Bu baskıları bir nevi düelloya benzetmemiz yerinde olacaktır. Vahşi batıda düellolar iki kovboyun güç mücadelesi sergilediği  ve sonuçta birinin yaşama hakkı bulduğu kanlı çarpışmalar olmuştur. Tabi bu dönemleri geride kaldığını düşünerek etrafımızdaki olayları değerlendirmek büyük bir hata olacaktır. Bu gün bu karşılıklı düellolara sahne olan bir uluslararası politika ve dış ilişkiler ağı mevcuttur. Rusya´nın soğuk savaş sonrası düellodan çekilmesi ile beraber kapitalist anlayışı merkeze alan küresel ekonomik münasebetler devletlerin çıkar çatışmasına girmesine kapı araladı.

/resimler/2019-5/20/2015571410511.jpg

Bu çıkar çatışmalarında büyük firmaların küresel çapta etki yaratması kimi ülkeler için durdurulması ya da engellenmesi gereken başlıca mesele haline gelmiştir. Bu konuda ilk adımı Amerika attı. Başkan Donald Trump´ın göreve gelmesinden bu yana ilk olarak Avrupalı araç firması olan Wolksvagen´e yaptırım uygulandı. Gerekçe araç motorlarındaki Karbonmonoksit emisyonun dünya standartlarından yüksek olması gösterildi. Halbuki Amerikalı Chevrolet firmasının motor hacmi ve karbonmonoksit salınımı diğer bir çok firmadan daha fazla olduğu uluslararası kurumlar tarafından dile getirilmiştir. Amerika küresel çapta araba ihraç eden Alman firmasını köşeye sıkıştırma girişimi zamanla düelloya dönüştü. Almanlarda o dönem Amerikalı telefon üreticisi Apple´a karşı yaptırım uygulama kararı aldı. iPhone 7 ve 8 telif hakkının ihlal edildiği bir program kullandığı gerekçesi ile Almanya´da satışa çıkamamıştı.

 

Bir diğer düelloda rakip ülke Çin oldu. Uzak doğunun yükselen gücü olan Çin zamanla Amerika için tehdit oluşturmaya başladı. Ekonomik olarak yaklaşık on yıl içinde Amerika´yı geride bırakarak zirveye oturacağı ekonomistler tarafından dile getiriliyor. Böyle bir durumun Amerika için kabul edilemez bir hezimet olacağı gerçeği, Amerika´nın namlularını Çin´e doğrultmasına sebep oldu. Düellonun ikinci aktörü Çin olmuştu. Bunun için hedef tahtasına konulan firma son zamanlarda ciddi bir ARGE ve tasarım mühendisliği harikası olan Çinli Huawei firması oldu. Firma 2 sene içerisinde akıllı telefon piyasasında ciddi bir ivme yakalayarak Apple´ın en büyük rakibi haline geldi. Tabi hal böyle olunca Vahşi batının haylaz kovboyu Trump namlusunu bu firmaya çevirdi.

Geride bıraktığımız günlerde Google tarafından desteklenen Android siteminin Huawei ile olan teknoloji transferini durdu. Bu ne anlama geliyordu peki? Akıllı telefonlarda kullandığımız ve günlük hayatta olmazsa olmazlar arasında yer alan Gmail, Youtube gibi programlar artık Huawei telefonlarında kullanılamayacak. Trump bu yaptırımları aslında "ABD´ye ulusal güvenlik tehdidi teşkil eden? firmalar kapsamında yaptı. Trump´ın varsayımına göre Ulusal güvenlik tehdidi gerekçe gösterildi. Kişisel verilere erişilerek istihbari bilgilerin Huawei ile ele geçirileceği tezi öne atılarak böyle bir kararnameye imza atan Trump düelloda ilk hamleyi yapmış oldu. Halbuki Google, Apple gibi Amerikalı küresel firmalar eliyle milyonlarca insanın kişisel verisi Amerika´nın elinde olduğu biliniyor. Amerika´nın bu hamlesine karşı Çin hükümeti nasıl bir hamle yapacak merakla bekleniyor.

Kapitalizmin beşiği olan Amerika´nın Almanya ardından Çin´e karşı takındığı tavırla küresel piyasalarda güven ve devletlerarası ikili ilişkilerde ticari münasebetlerini etkileyecek bir ortama kapı araladı. Sonuç olarak küresel bir köy haline gelen dünyamız, dijital ve teknolojik faşizme doğru ilerlemekte. Bu karşılıklı çıkar çatışmaları ile dünyadaki barış ortamı zedelenmektedir. Amerika´daki Neo-conlar ve belli başlı çıkar gruplarının Amerikan senatosundaki ve kendisi de önceden iş adamı olan Donald Trump üzerindeki etkisi her geçen gün artmakta. Bir seneden az bir süresi kalan Trump´ın giderayak bu tipten hamleler yapması kendi sonunu da hazırlamakta. Küresel piyasalardaki serbest münasebetler devletler eli ile sekteye uğratıldığında artık ticaret şahıslar eliyle değil de devletler eliyle yürütülmeye başlayacaktır. Bu da devletlerin yaptığı en ufak bir hamle çatışmayı ve hatta savaşı kaçınılmaz kılacaktır.

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR