Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Bülent ACUN


GÜZ’ÜN SÖZÜ

Yazarımzı Bğlent ACUN'UN 'YENİ' YAZISI...


“Komşuda pişer, bize de düşer” tecrübesini içten bir duaya dönüştürürcesine mahalleyi bir baştan bir başa saran kaynayan pekmez kokusu…

Leziz bir üç çeyrek tost gibi çabucak bitiveren dokuz ay, yaşlanan yıl, tükenen yol…

Güz gülleri gibiyim

Hiç bahar yaşamadım

Ya sevmeyi bilmedim

Ya sevince geç kaldım” diyen şairin son derece haklı hayıflanışı.

Koyu gölgeli serin yaylaların derin bir sessizlik ve yalnızlığa gömülüşleri...

Çocukları gurbet illere okumaya gidecek annelerin, onlar için hazırladıkları içine bir hayat sığan valizler…

Sofralarımızdan nazikçe müsaade isteyen kavun, karpuz, üzüm, domates, biber, peynir ve sıcak pideden müteşekkil mutfağımızın yedi lezizleri.

Uzun uzun bir tatile nokta koyarcasına çalan ders zili... (Dert zili mi demeliydim.)

Soğumaya başlayan havanın, içimize yaptığı soğuk dokunuşlar…

Şairlerin, gelip gidenlerinin hiç eksik olmadığı eylül ayı…

Ve bu ayda edebiyat dergilerini süsleyen hüzün yüklü mısralar…

Sayılı günler tez biter sözünü iliklerimize kadar hissettiğimiz, bir çocuğun dondurması gibi  eriyip tükeniveren yıllık izinler…

Kısalan günlere inat uzayan gecelere refakat eden uzun kollu gömlekler…

İş için, aş için, eğitim için, göçmen kuşlara yoldaş olan insanlar…

Hazan, hüzün hicran, gurbet ve fikir kelimelerinden oluşan koalisyonun hayatımıza iktidar oluşu…

Ana kucağına, baba ocağına, çocukluk çağına, memleketin denizine, dağına, bahçesine, bağına gözyaşlarıyla veda makamında söylenen “ALLAH'A ISMARLADIK.” cümlesi…

Ateşi düşmeyi başlayan güneş, buz kesmeye hazırlanan deniz…

Aile hükümetinin iç işleri bakanları mesabesindeki ev hanımlarının “yazın başı pişmeyenin, kışın aşı pişmez.” sözünün içini lebaleb doldururcasına verdikleri leziz ve aziz mücadele; tarhana, bulgur, zeytin, salça, turşu ve buna benzer kış hazırlıklarıyla hanımların muhteşem hamaratlık yarışı… 

Yapraklarını ve meyvelerini kaybettikleri için evlatlarını kaybetmiş anneler gibi dokunsan ağlayacak bir hale gelen ağaçlar...

Hafif bir esintide dallarını terk edip, insana acizliğini hatırlatırcasına son baharda sonsuzluktan haber var diye haykıran benzi sararmış yapraklar…

Evet bugünlerde güz konuşuyor; işte o konuşmanın özeti:

“Her kemalin bir ezeli vardır. Her başlayan bitecek, her gelen gidecektir.”

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR