Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Seyfi Pınarbaşı


GÜVENİLİR İNSAN OLMAK

Yazarımız Seyfi PINARBAŞI'NIN "YENİ" YAZISI...


Ey iman edenler! Siz kendinizi düzeltin. Siz doğru yolda olursanız, yoldan sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O zaman Allah, size yaptıklarınızı haber verecektir. (Maide105)   

E-M-N kökünün kullanımı, Kur’an’da oldukça önemlidir. Kur’an’daki kelimelerin sıklık olarak kullanımlarına baktığımızda, birinci sırada Allah kelimesi, ikinci sırada Rabb kelimesi üçüncü sırada E-M-N kökü dördüncü sırada ise K-F-R kökü gelmektedir. E-M-N ve K-F-R kökü ise Allah’a karşı, insanın iki zıt tutumunu sergileyen kelime köküdür.Arapçada iman kelimesi, “her türlü korkunun gitmesi ve nefsin huzur bulması” anlamına gelen E-M-N kökünden türemiştir.

Yüce Allah’ın en güzel isimlerinden birisi de el-Mü’min olup; “tasdik eden, emin kılan ve güven veren” anlamına gelir.İman; bir kişiyi söylediği sözde doğrulamak, tasdik etmekanlamına gelir ki, inanmak şeklinde de tabir olunmaktadır.Dilbilimciler imanın bu manaya geldiği konusunda ittifak etmişlerdir.İmanda esas olan, bir şeyi gönül huzuruyla kabul etmek, benimsemektir. Yine bu kelimenin şu anlamları da vardır: Güvenmek,gönülden boyun eğmek,iman etmek, İslâm’ı kabul etmek.Bu sözle, tasdik eden kişi yalanlanmaktan emin olur, ya da başkasını yalanlanmaktan emin kılar.İman kişinin emin olması, korkmaması, iç huzura sahip olmasıanlamlarını ifade ettiği gibi, bir kimseye güvence vermek, onu emniyet ve güvene ulaştırmakanlamlarına da gelmektedir. E-M-N kökünden türeyen EMÛN kelimesi Arapça da, gücünde zayıflık, yorgunluk ve bitkinlik, yürüyüşünde zorluk ve tökezleme bulunmaması konusunda kendisinden emin olunan güvenilir deve anlamına gelmektedir.

Cahiliye devrinin tanınmış şairlerinden İmru’ul-Kays, devenin bu özelliğini şöyle tasvir etmektedir: “Güneş gölgeyi giderip sıcak şiddetlendiği zaman, hedefine kilitlenen hızlı, (emûn) deve süratle koşar”.    

Yürüyüşünde yorgunluk ve bitkinlik bulunmayan tökezleyip yarı yolda bırakmayacağından emin olduğumuz iddia sahibi güven veren gençler yetiştirmeliyiz.Hayatımızın her alanına etki eden bir tevhit bilincine, vahdet bilincine ve kardeşlik coşku-suna her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. İslam coğrafyasında güven eksikliği sorununu çözemezsek, dünyada barış ve adaleti temin edemeyiz. İnsanlar ahlaki değerlerini kaybedince, insanların yönettiği adaleti sağlamakla sorumlu olan kurumlar da güvenlerini kaybetmişlerdir. Güven unsuru olması gereken Müslüman topluluklar da, güven kaybı yaşayınca. Yaşadığımız toplum da güvensizlik gittikçe yaygınlaşmaktadır.

İnsanın güvenilirliğini eminlik vasfını kaybettiği bir ortamda bu insanların içinde bulunduğu yönettiği kurumlara karşı olan güven de doğal olarak azalmaktadır. Güvensizlik, hızlı bir şekilde yaygınlaşmakta ve İnsanlar birbirine kuşkuyla bakar duruma gelmektedirler.                                                                   

Allah, şöyle bir kenti misal verdi: Orası güven ve huzur içinde idi. Oraya her taraftan bolca rızık gelirdi. Fakat Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler; bu yüzden yaptıklarına karşılık, Allah onlara şiddetli açlık ve korku ıstırabını tattırdı. (Nahl 16/112)                                                                           

Bir toplumda güvensizliğin, tefrikanın ve düşmanlığın bir sebebi de, insanların ilahî buyruklara karşı olan lakayt tavırlarıdır. Kulluğun gereği olan emir ve yasaklara karşı takınılan umursamaz tavırlardır. Hesap günü yokmuş gibi tavır takınarak dünyaya bağlanmaları, hesabı, mizanı, cenneti ve cehennemi ciddiye almamalarıdır. Kur’an’a ve peygambere inanan insanların barışın, güvenin kardeşliğin kaynağı olan bu kitabın emrettiği hayattan kopmalarıdır.Ki O, kendilerini açlıktan (kurtarıp) doyuran ve korkudan güvenliğe kavuşturandır. (Kureyş 106/4)   

Güven ve huzur içinde yaşamak Allah Teâlâ’nın insanlara en büyük nimetlerinden biridir. Huzur içinde yaşadıkları için şükretmeyi unutan topluluklar bu nimeti kaybederler. Korku, endişe ve tedirginlik insanları etkisi altına alarak insanların birbirlerine olan güven duygusunu yok eder. Başlarına gelen bu durumun sorumlusu kendilerinin vahye karşı takındıkları tavrın sonucu olduğunu bir türlü göremezler. “Müslüman, dilinden ve elinden diğer Müslümanların güvende olduğu kimsedir.”(Buhari, İman, Müslim, İman,)

Müslümanların kendilerine çeki düzen vererek güven toplumunu oluşturacak eylemler ortaya koyarak tüm toplumu kucaklamaya ihtiyaçları vardır.                                                                                            

İnkâr edenler birbirlerinin velisi yardımcısıdırlar. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur. Enfal 8/73İslam, kurtuluştur. Allah’ın barış ve esenlik mesajını tüm insanlara ulaştırmak ve yeryüzünde barışı üstün kılarak güven içerisinde yaşanılması için mücadele etmektir.                                                            

Bize düşen ise kardeşliğimizi güçlendirerek adaleti ve merhameti yeniden hâkim kılmaktır

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR