Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


ZEYNEP KILIÇ


Güneşi Görmek İçin Karanlığı Kazıyoruz

Zeynep Kılıç'ın "yeni" yazısı...


Yine acı, yine maden ocağı, yine matem. Başın sağ olsun Türkiye’m deyip bir nebze uyuşan gönüllerimize geçici de olsa su serpmeye, rahatlatmaya çalışırız.

Bu insan doğasının fıtratındandır herhalde.

Ve daha önemlisi ateş düştüğü yeri yakar. Yani ateş bir lokma ekmek için çalışan işçilerin evine düşer, kaymağını götürenlerin, işverenlerin, patronların evine değil desem polemiğe mi girmiş olurum derken tam o sıra bakanın gözlerinden yaşlar akar.

Biz kaza ve kadere iman etmiş bir millet de olsak kimisi İzlanda, Almanya örneği üzerinden Türkiye’yi iş güvenliği eksikliğiyle ilgili suçlarken bir kısmı da adeta düalizme düşer gibi kavli duaya sarılır kimisi de fiili duayı eksik bulur.

Dünya yediden yetmişe açlıkla israfla sınanma korkusunda, enerji derdi ile kavrulmakta kimisi kömür ocağında yanmakta, kimisi kış kapıda gazın derdine şimdiden düşmekte, kimisi de dünyayı yerle yeksan etmek için nükleer ile atom bombasıyla tehdit etmektedir. 

Ajda Pekkan’ın aman petrol canım petrol sen gelmeden önce her yer karanlıktı erevizyon şarkısı ise demode olalı yıllar oldu, bir asır oldu olacak.

İçimiz acısa da bir bakıma elimiz kolumuz bağlı birer determinist seyirciyiz.

Rabbim bir daha yaşatmasın. Evet Allahtan gelene çare yoktur fakat kulun bu konudaki iyileştirme faaliyetleri, tedbiri ne kadar, bundan da haberimiz hiç yoktur.

Memleketten dönüş seyahatinde spontane bir San Sebastian arkadaşla tanışma fırsatı buldum seyahat boyunca kıt kanat İngilizcemle sohbet etmeye çalıştım.

Burası çok sıcak dedi ben de evet dedim bazen batıdan arkadaşlarla buradaki sıcaklıktan bahsedip şikayetçi olduğumda onlar da bana takılarak sıcaklık da etnik soruna dahil mi diye dalgaya tutarlar. Arkadaşla gülüştük.

Evet sıcaklık sorunu bir doğa sorunu olarak etnik soruna dahil değil belki ama elektrik sorununun kesinlikle etnik sorundan az kalır yanı yoktur.

Geçen son dakika haberlerinde Mardin/Kızıltepe’de tedaşa saldırı ve bunun altına yok kaçakçılar, yok hainler yorumlar yumağı. Sosyal medya dingonun ahırı. Bu kadar salaşlık da akla ziyan fakat sansür cezası için üç yıl hapis az oh olsun minimum beş yıldan başlasın demek ne ya.

Öyle valla Doğunun, Güneydoğunun kaderi kaçak, karakaçanı kaçak, çayı kaçak, sevdası, kaçak onlara sorsan dalga geçerler günün birkaç saatinde nimetmiş gibi minnetçe verilen elektrik kaçak olmuş çok mu dert.

Coğrafya kaderdir derler ya onların göbek bağları da hudutlar arasında kesik. Maden işçilerinin yer altında maden ocaklarında kesik olduğu gibi.

Yirmi iki yaşındaki çiçeği burnunda bir madenci olan Yasin adında bir maden şehidimizin sosyal medya hesabındaki güneşi görmek için karanlığı kazıyoruz sözü karşısında ani bir irkilmeyle daykate bimire anan ölsün demekten kendimi alamadım. Bu refleks bana yıllar önce arkadaştan birinin bana sen rüyalarını Kürtçe mi görüyorsun sorusuna çok şaşırmıştım o da benim e başka nasıl görebilirim ki cevabıma.

İşte fakiri zengini ile köylüsü efendisi ile hepimizin bağrına düşüp müsavi olacağı yer bir avuç kara toprak.

Servetin, şehvetin, kibrin, riyanın, ihtişamın, nümayişin, rekabetin, koşuşturmanın, dövüşmenin, hırsın, sonlandığı yer.

Acının, ıstırabın, çilenin, keşmekeşin dinginlik bulduğu dindiği yer ve mekân.

Dünyalık hesap kitabın kapandığı, dilin gırtlağa dökülüp sözün boğazlarda düğümlenip bitiği yer.

Defterlerin, tezgahların, dürüldüğü gibi güneşin, ayın, ışığın dürüldüğü yer.

Gözlerin bir avuç toprakla mutmain bulacağı an.

Ve sen ey meçhul insan dağdan, taştan daha kavi emanetin nadide muhafızı.

Kazanın kurbanı kaderin mahkûmu, mahdudu, kulu, kölesi

Görülmemiş ateş üzerine senden daha sabırlısı

Kahır üzerine daha sebatlısı

Toprağın bol olsun toprağın bol

Ademden olsun toprağın

Toprağın alemden

Eşitlik ve adaletin mihenk taşı. Sarının, kızılın, beyazın, siyahın potasında eriyip tek renge dönüşen Allah’ın rengine, Allah’ın boyasına dönüşen esrarengiz şey sen ey kara toprak. Arındır bizi tüm günahlardan arındır bizi tüm ayıplardan.

Hor görülsek de biz düşsek de hep sefil, Rabbimize kavuştuk içtik selsebil. Ya rabbi sen bizi mağfiret eyle. Ya rabbi sen bizi cennetlik eyle CENNETlik eyle…

 

Kaynak: farklı bakış

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR