Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Seyit Ahmet UZUN


GÖÇMENLER, ÇOCUKLAR VE AVRUPA

Yazarımız Seyit Ahmet UZUN'UN "YENİ" YAZISI...


“Gelmesinler istemiyoruz!”

“Sınırları dikenli tellerle çevirin!”

“Efendim yine de geliyorlar.”

“Ses bombası atın, plastik mermi, olmasa gerçek mermi kullanın. Ama içeriye kesinlikle bırakmayın.”

“Efendim göçmenler yıllardır Türkiye tarafından bakılıyordu. Ne oldu böyle birden?”

“Bizi ilgilendirmez. İsterlerse hepsini alsınlar. Ama bizim sınırımızdan geçemeyecekler…”

“Dikkat bakın bir genç telleri geçti yakalayın!”

Genç üstü başı yırtılma, elleri, bedeni parçalanma pahasına geçmişti telleri. Ancak uzaklaşamadan ayağına yediği bir kurşunla olduğu yere yıkıldı. Şimdi topallıyordu. Askerler leş kargaları gibi başına üşüşmüşlerdi. Köpekleriyle birlikte gencin yanındaydılar. Yerde yatan gencin ellerini ters kelepçeleyerek oradan uzaklaştırdılar.

“Acımayın, gözdağı verin!”

Binlerce göçmen Yunanistan sınırındaydı. Gözün gördüğü her yer insan kaynıyordu. Çocuklar, yaşlılar, kadınlar… Çoğunun elinde sadece bir valiz vardı.

Türkiye sınırını açtığında Avrupa’ya rahatça gideceklerini düşünmüşlerdi. Hazırlıksız yola çıkmışlardı. Olmazsa en kötüsü, Türkiye gibi sınırda kendileri için insani yardımda bulunurlar diye hayal ediyorlardı. Ama hiçte umdukları gibi olmamıştı. Şimdi en temel ihtiyaçlarını bile karşılama imkanından yoksundular.

Hiç kimsenin umurunda değillerdi. İstenmiyorlardı.

Erkek, kadın ve çocukların temel insan hak ve özgürlüklerinin belirlendiği İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 1948 yılında Birleşmiş Milletler tarafından benimsenmişti.

“Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.”

Etmelidirler. Ama bazı milletlerin daha çok insan olduğu ve daha çok yer altı zenginliklerine sahip olma ayrıcalığı taşıdıkları bir dünyada George Orwell'in, Hayvan Çiftliği adlı eserindeki bir replik aklımıza gelmektedir. “Bütün hayvanlar eşittir fakat bazı hayvanlar ötekilerden daha fazla eşittir.”

Haklar, söylemlerde bir ideal veya ütopya olarak değerlendirildiğinde kulağa hoş gelmesine rağmen pratiği aktarılan bir gerçeklik olduğu zaman bazı insanlar daha insan oluyordu ve yaşama hakkına daha fazla sahip oluyordu.

Bu ikiyüzlülüğü çok fazla konuşmayacağım çünkü zaten bu sadece malumun ilanı olacaktır. Ancak ben daha çok bebelere acıyordum. “Halib, halib!” diye ağlaşmaları yürek dağlıyordu. Ne içecek sütleri vardı ne de soğuktan koruyacak bir damları.

Bu manzara karşısında sadece yüreği olan insanlar üzülürdü.  Yüreklerinde insanlığın izine rastlanmayanların bu tablo karşısında üzülmelerini beklemek safiyane bir iyimserlik olacaktı.

İşte bir ses yükseliyordu. “Ahbaplar!” diyordu.  Haluk Levent Sosyal medya hesabından 'Edirne! Keşan! Çanakkale! İzmir Dikili! Tüm Ahbap’lar sınıra! Çocuklar var! Oralarda sıkışanlar var! Çocuk bezi, çocuk maması, bolca su! Haydi canlarım!' ününü, zenginliğini, şöhretini ağlayan bebelerin gözyaşına bağışlayan ve onların hizmetine veren bir yaklaşım tebrik ve duayı hak etmektedir.

Her ağlayan çocuk, insanlığımızın ölümüne yakılan bir ağıttır.

Bebelerin acı dolu haykırışlarına karşı duyarlı bir ses yükseliyordu. Yine Türkiye sınırından geliyordu ses. Eleştiri okları onu da vuruyordu. Ama bebelerin acı haykırışına sessiz kalmayan yürek umursamıyordu. Çünkü masumlara karşı sorumluluğumuz vardı ve insanlığımızı uyandırıyordu.

Ve Yunanistan sınırında anneler sessiz gözyaşlarını içlerine akıtıyorlardı. Bir anne olanları düşünüyordu. Türkiye sınırında da kalmışlardı. Ama asla böyle alçaklığa maruz bırakılmamışlardı. Şimdi Türkiye sınırında İdlip’te bulunan akrabalarını düşünüyordu. “Hiç olmazsa onların başlarını sokacakları bir çadırları var. Başta Kızılay olmak üzere birçok yardım kuruluşlarıyla gelen ekmekleri, sütleri, suları var. İslam’ın sıcaklığının farkında değilmişiz. Ya biz! Avrupa lanet olsun sana da insanlığına da insan haklarına da!”

Bu sözlerden sonra gecenin soğuğuna dayanamayarak gözlerini kapayan ve cennetin sonsuzluğuna yürüyen yavrusuna sarılarak haykırdı; hayııııııır!”

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR