Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


İsmail Hakkı Güleç


GECE YOLCULARI

İsmail Hakkı Güleç'in yeni yazısı


                       

       Gece ve gündüz Rabbimizin bizlere sunmuş olduğu iki önemli nimettir. Her ikisinde de sayısız nimet, hikmet, hakikat, nusret, bereket vardır.

         Gece ve gündüz yaratıldığı andan itibaren sürekli dönmekte, insanlara hizmet etmektedir. Gece karanlığı, gündüz ise aydınlığı bağrında barındırmaktadır.

         Gece ve gündüz birer ayettir de aynı zamanda. Şüphesiz içlerinde birçok hikmeti barındıran birer ayet, belge, bilgi, delil ve de işaret.

 

 “Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün farklı oluşunda aklıselim sahipleri için elbette ibretler vardır.


 Onlar ayakta dururken, otururken, yatarken hep Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler (ve şöyle derler:) “Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, seni tenzih ve takdis ederiz. Bizi cehennem azabından koru!(Ali İmran, 3/190-191)

         Bu ayet, bilgi, belge, delil ve de işaretleri; ancak olaylara, eşyaya, çevreye, gece ve gündüze Rabbani bir bakış açısına sahip olanlar görebilirler. Bu bakış açısına sahip olmayanlar ise; sadece bakarlar. Çünkü onlarda bu hakikat, hikmet, basiret söz konusu değildir.

         Gündüz genel olarak herkese aitken, gece ise mü’min, muttaki, muhlis, arif, akif, zahit, şahit vs. kullara hastır. Çünkü bu kullar Rablerine âşık, hakikat âşıkları, sürekli kendilerini yenileyen, ihlas, kulluk, takva, haşyet duygularıyla bezenmiş hakikat yolcularıdır.

         Onlar hep arayış içindedirler. Adanmak, vuslata ermek, hakikati bulmak ve diğer insanları da bu güzel hasletlerle buluşturmak için arayış.

         Hiçbir insan aramadan, araştırmadan, soruşturmadan, adanmadan hakikati, doğruyu, özü, gerçeği bulamaz, göremez.

         Hakikati, hikmeti, ilmi, irfanı, doğruyu, gerçeği ancak; özellikle gece okuyan, araştıran, düşünen, tefekkür, tezekkür ve de tedebbür sahipleri bulabilir, idrak edebilirler.

         Bir şey ne kadar zor, zahmetle kazanılıyorsa; o kadar değerlidir, önemlidir, kıymetlidir. Bir insan bir şeyi kazanmak, elde etmek, sahip olmak istiyorsa ona ne kadar bedel ödemiş, zahmet çekmiş, kafa yormuş, zaman ayırmış buna bakmak lazım gelir.

         Zor kazanılan zor harcanır. İnsan emek vermediği şeye de önem vermez.

         İşte gece hayatı da çok zordur. Bedel ister, fedakârlık ister, uykusuz kalmak ister vs.

         Buna her nefis, her kişi dayanamaz, sabredemez, takat getiremez. Bu iş her kişinin değil er kişinin işidir.

         Bu yolculuğa (gece yolculuğu) çıkmak için; tam teslim olmuş, çile çekmeye hazır, sadakat ve samimiyet ehli, takva elbisesine bürünmüş, Rabbinin rızasını her şeyin ve herkesin üstünde gören, gözü yaşlı, bağrı yanık, dünyevi kaygı, korku ve endişelerini yenmiş, özü sözü sağlam mü’minler bu yolculuğa çıkabilirler.

         Bu güzel insanlar gece kazanımlarını, gündüz davet sahasında kullanırlar. Gece okulunun talebeleri hassas yüreklidir. İnsanların karanlıklarda, batıl, küfür, zülumat içinde yüzmelerine gönülleri asla razı gelmez.

         Onlar gece okulunda Rablerinden aldıkları dersleri, kazandıkları sabır, şükür, tevazu, hikmet, basiret gibi yüce hasletleri İnsanlığın hidayet bulmaları için gündüz sahada kullanırlar.

         Çünkü insanlarla uğraşmak çok zor bir iştir. Her toplumda her zaman bir Ebu Cehil, bir Ebu Leheb bulunacaktır.

         Çünkü yaşadığı toplum cahili bir toplumdur. O’nu dinlemeyecekler, Ona karşı her şeyi ve herkesi kullanacaklar, sırf O’nun hakikat mesajını söndürmek, etkisizleştirmek, silikleştirmek için.

         Gece yolculuğunun en önemli etkilerinden biriside insanın kalp gözünü açması, ruhunu temizlemesi, her türlü hastalıktan kişiyi arındırmasıdır.

         Gece kimileri için karanlıkken, hırsızlar ve kötü işler peşinde koşanlar, çeşitli karanlık işler çevirenler için bir fırsatken, gece yolcusu mü’minler için bir hazinedir!

         Gece yolcusu gecenin bitmesini hiç istemez; çünkü O Rabbiyle baş başadır, iman, ihlas, itminan, aşk vs. gece okulunun gıdaları ile beslenmekte, gündüz kirlenen, yorulan ruhunu orada yeniden tezkiye, terbiye etmekte, arındırmaktadır,

         Gündüz davet sahasında mücadele edebilmek, tüm olumsuzluklara, küfür, dalalet, cehalet gibi virüslerle baş edebilmek için gece okulu, gece eğitimi şarttır.

         Gecenin bu güzel öğrencileri, talebeleri aynı zamanda gündüzün öğretmenleridirler. Rablerinden aldıkları tevhit, ahiret, adalet, ahlak, paylaşmak, dayanışma vs. gibi güzel hasletleri gündüz Allah’ın kullarına öğretmek için gece okulu gereklidir, olmazsa olmazdır.

         Hele birde davetin, davanın öncü konumunda olanlar için bu zaruret bir kat da elzemdir, ehemdir, mühimdir.

         Gecesi olmayan bir mü’min, davetçi siliktir, sönüktür, soluktur, etkisizdir. Gecenin o diriltici iksirinden, ruhundan, havasından, melteminden ve mesajından hak ettiği gıdayı almayınca davetçi; gündüzün sahada bocalar durur bırakın daveti, davayı kendine bile faydası olmaz.

         Burada itici güç imandır, ihlastır, muhasebe, murakabe, tezekkür, tedebbür ve okuma, anlama okuduğunu içselleştirmedir.

         Gece yolcusu gece kazandığını gündüz harcar. Çünkü gündüz sahada bir çok efor sarf edecek, enerji harcayacak, yorulacak, yıpranacak ki; bu durum onun kendini koruması, kollaması, korunması için sürekli olarak enerji takviyesi, ruhi takviye, imani takviye, ilmi takviye yapmasını gerekli kılacaktır.

         Dava ne kadar büyükse hazırlıkta o kadar büyük olacaktır. Nefislerin buna hazırlanması gerekmektedir. Burada gece yolcusunun karşısına davet sahasında sadece kâfir, zalim, müşrik çıkmamaktadır. Kuşkusuz onun karşısına bunlardan daha eşed daha sinsi, daha gri münafık, din kisvesine bürünmüş, dini meslek(!) edinmiş belam tiplerde çıkacaktır.

         Gece yolcusu gündüz yine Rabbiyle baş başa kaldığı demler, anlar, vakitler olacaktır. Mü’min daraldığı, bunaldığı anlarda, zamanlarda, durumlarda hemen Rabbine dönecek, iltica edecek ve sabır ve namazla Rabbinden yardım isteyecektir.

         Yardım şarttır, gereklidir olmazsa olmazdır davetçi için. Mü’min davetçi elinden geleni yaptıktan sonra yetmediği yerde Rabbinin (cc) yardımını talep eder. Çünkü davanın gerçek sahibi Rabbi zül celaldir.,,

O ise bir davetçidir. Sınırları belli, imkânları mahdut, aciz bir kuldur O.

         Nefislerin eğitimi şarttır. Bu da gece kalkıp hazırlanmakla mümkündür. Bu durum öncelikle peygamberler sonra da tüm dava erlerinin uğraması, uygulaması, devam etmesi gereken bir durumdur.

Ey örtüsüne bürünen, Az bir kısmı hariç olmak üzere, geceleyin kalk: (Gecenin) Yarısı kadar. Ya da ondan biraz eksilt. Veya üzerine ilave et. Ve Kur’an’ı belli bir düzen içinde (tertil üzere) oku.” (Müzzemmil, 73/1-4)        

 

Gece okulunun insana kazandırdığı bazı hasletleri şöyle sayabiliriz;

a. Gece okulu bir ihlas okuludur

b. Gece okulu mü’min için bir şereftir

c. Gece okulu en büyük arınma okuludur

d. Gece okulunun adresi ve alameti yüksek himmet ve gayrettir

e. İslam’ın zirve noktası olan cihad namazı gözyaşlarıyla sulanır

f. Gece namazı düşmanlara karşı zaferin yoludur

g. Gece insanın kalbini açar, saflaştırır, berraklaştırır, hassaslaştırırğ.Gece okumak aklı kavi kılar, zekâyı güçlendirir

ğ. Gece tezekkür kalbi yufkalaştırır, nurlandırır

h. Gece ayakta durmak kişiye sabrı öğretir

i. Gece namazı günahlardan alıkoymada çok etkidir

ı. Gece namazıyla gündüz orucu bu ümmetin seyahatidir vs. Selam ve dua ile

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR