Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Yusuf YAVUZYILMAZ


GAZALİ´YE GÖRE ALDANIP GURURA KAPILANLAR

Yusuf YAVUZYILMAZ´ın Analizi;


            Gazali, ?İhya-i Ulum´id-Din? adlı eserinin ?Kitabu Zemm´il Gurur? adlı bölümünde aldanan ve gurura kapılanları dört sınıfa ayırır:

1-İlim Ehli

2- İbadet ve amel Erbabı

3- Tasavvuf ehli

4-Servet sahibi zenginler.

            Gazali´ye göre aldananlardan en büyük grup ilim sahipleridir. ?Bunlardan aldanan birçok grup vardır. Bir bölümü şeri ve akli ilimleri öğrenmişler, bu ilimlerde derinleşmişler ve onunla meşgul olmuşlardır. Azaları kontrol etmeyi, günahlardan korunmayı ve ibadetlere has kılmayı ihmal edip ilimleriyle mağrur olmuşlardır. Allah katında büyük bir dereceye, ilimde büyük bir mertebeye ulaştıklarını ve bundan ötürü de Allah´ın onlara azap etmeyeceğini zannederler. Hatta Allah´ın halk hakkındaki şefaatlerini kabul edeceği fikrine kapılmışlardır. Allah katında şerefli oldukları sebebiyle günah ve hatalarından dolayı Allah´ın kendilerini hesaba çekmeyeceğini sanmışlardır. Bunlar mağrur ve aldanmışlardır. (1)

            ?Bir başka gurup da ilim ve ameli muhkemce edinmişlerdir. Zahiri ibadetlere devam ve günahları tek etmişlerdir. Ancak kalplerini kontrol etmemişlerdir ki kendilerinden Allah katında kötü olan kibir, hased, riya yöneticilik ve yücelik talebi, akran ve emsale kötüyü istemek, memlekette ve halk arasında şöhret talep etmek gibi sıfatları sıyırıp atsınlar. Bazen de onların bazıları bunların kötü olduğunu dahi bilmez ve bunlara devam eder. Bunlardan yakayı bir türlü sıyıramaz. (2)

            ?Onlar amellerini kontrol ettiler, kalplerini kontrol etmediler. Oysa kalp asıldır; zira ancak sağlam bir kalp ile Allah´a gelen kurtulur. Bunların misali, lağım kuyusu gibidir. Zahiri badanalı, içi pislik doludur veya ölülerin kabirleri gibidir. Zahirleri süslü, içleri leşle doludur veya içi karanlık bir ev gibidir ki çıra onun dış tarafına bırakılmış, dışını aydınlatmıştır. İçi ise kapkaranlıktır? (3)

            Bu aldanmış kimseler halkın kendisinden başka alimlere uymasını istemez. Yöneticilerin huzuruna çıkmak için onlara sürekli yalakalık yapar. Yöneticilerin her tür hukuksuz işlerini destekler. Bu şekilde aldananlar dış görüşüşlerini günahtan korumuşlardır; ancak kalpleri kibirle doludur.

            ?Alim kişi de böyledir. Bütün saydıklarımızı yapar, fakat gizli desiselerin murakabe ve kontrolünden gafil kalır. Onu, geceli gündüzlü ilimleri toplayıp tertip etmek için çalışır görürsün. Lafızları güzelleştirmekle ve teliflerini o lafızların kalıbında toplamakla meşgul olduğunu müşahade edersin! O, kendisini bu çalışmaya sevk edenin, Allah´ın dinini anlatmak, şeriatını neşretmek olduğunu söyler. Fakat onu, bu yola iten gizli teşvikçisi nam ve nişanının etrafa yayılmasını istemesi, her taraftan ziyaretçilerin kendisine gelmesi isteği, çeşitli insanlara zühd, takva ve ilmini övmelerini istemesidir. Önemli meselelerde öne çıkarılması, gayelerde herkese tercih edilmesi, istifade etmek için etrafında toplanılması, güzel lafız ve konuşma anında güzelce dinlenme zevki, konuşması karşısında başların sallanıp gözlerin ağlaması ve hayranlıkla seyredilmesini istemesidir. Arkadaşlarının çokluğuyla sevinmek, takipçilerinin ve istifade edenlerin çokluğu ile böbürlenmek, takipçilerinin ve akranlarının arasında ilim, takva, zühdün zahirini toplama özelliği ile sevinmek, dolayısıyla dünyaya dalanların hepsine dini bir müsibetten dolayı değil de keyfi bir şekilde kötülemek imkanını elde etme isteğidir.? (4)

            İlimle mağrur olanlar herkesin kendisini övmesini ister. Kendini mazur göstermek için her tür hileye başvurur. Arkadaşlarının bazılarını diğerlerine tercih eder ve bu tercihinin nedeninin takva olduğunu iddia eder. Oya bu tercihi kendisini daha fazla övdükleri için yapar.

            ?Bu zavallı, kitap yazar, çalışır. Hem de Allah´ın ilminden faydalanmak için o ilmi derlediğini zanneder. Oysa bu çalışması ve kitap yazmasından ötürü isminin yayılmasını ister? Yazmış olduğu kitapta nefsini övmekten kurtulamaz? Bir de hoşuna giden parçaları alır ve bu parçaları sahibine nispet etmez ki okuyucular ondan aba yapan kimse gibi ki çalınmış mal olduğu bilinmesin.? (5)

            Gazali´ye göre, ilmiyle gururlanan alimler bütün bunları yaparken amacının hikmet olduğunu savunur. Kendinin diğer alimlerden daha çok takip edilmesini ister. Kendi cemaatinden veya gurubundan ayrılan ve başkasını dinlemeye gidenler ona çok ağır gelir. Başka alimleri nefret edercesine kıskanır.

? O Haset ettiği kişinin ayıpları meclisinde zikredildiği zaman sevinir. Haset ettiği kimsenin övgüsü yapıldığı zaman hoşuna gitmez ve nefret eder. Bazen de haset ettiği kişinin ayıpları söylenildiği zaman göstermelik yüzünü ekşitir. Dolayısıyla Müslümanların gıybetinin yapılmasını hoş görmediğini belirtmiş olur. Oysa kalbinden buna razıdır ve böyle yapmayı ister.? (6)

            Gazali´ye göre bazı alimlerin içine düştüğü bu olumsuz durumlardan ancak kahraman olanlar kurtulur. Zayıf insanların şöhret tutkusu gibi insanı ahlaki olarak zedeleyen durumlardan kurtulması mümkün değildir. Sözde alimler yaptıkları davranışları mazur ve meşru göstermek için olmadık yollara başvururlar. İlimle aldanan kişilerin bu duruma düşmelerinin asıl nedeni, ilimle uğraşırken elde ettikleri bilgileri kendi nefislerine uygulamamalarıdır.

            Benzer bir tutum fakihlerin bazılarında da vardır. Gazali, fakihlerden aldananların özelliklerini şöyle sıralamaktadır. ?Fakihlik iddia eden miskin de böyledir. Bazen dünya sevgisi, şehvetlerin arkasına takılma sevgisi, hased, riya, kibir ve diğer batıni helak edici sıfatlar kendisine musallat olurlar. Çoğu zaman tevbe edip telafi etmeden ölüm gırtlağına sarılır.? (7) Gazali, fıkıh konularıyla ilgilenen bu kişilerin kendileri için bu kuralları uygulamadıklarını belirtir. Ekonomik güç elde etmek için yapmadıklarını bırakmazlar. Gazali´ye göre bir kimse ?ne zaman sadece fetva ilmine sarılır, din ilminin sadece o olduğunu zanneder, Allah´ın kitabından ve Hz. Peygamber´in sünnetinin ilmini terk ederse, ilim yönünden aldanmış demektir.? (8)

            Gazali´ye göre aldanan bir diğer grup da, mezhepler arasındaki görüş farklarından yararlanarak, karşısındakine tartışmada üstün gelmeyi amaçlar. Asıl amacı ilim öğrenmek değil rakibine üstün gelmektir. Gazali bu kesim hakkında şunları söylemektedir: ? Bu kimselerden bir grup vardır ki sadece mezheplerin ihtilaf ettikleri meselelerden ibaret olan fıkıh ilmini öğrenirler. Cedel yolunu öğrenirken karşısındaki rakibini susturmak, susturmak ve galip gelmek için hakkı reddetme yolunu öğrenmekten başka kendisini ilgilendiren bir kısım yoktur. Bu bakımdan yıllarca mezheplerin anlaşmazlıklarını ve bu konudaki eleştirileri inceler. Akran ve emsalinin ayıplarını araştırır. Eziyet veren sebeplerini çeşitlerinin arkasında koşar. İşte bu nitelikte olanlar insanların yırtıcılarıdır.? (9) Gazali´ye göre fıkıh ile aldananlar bu bilgileri başka kişilere karşı üstün gelmek için öğrenirler ve başka insanları küçümserler. Sert münakaşa,tartışma, niza, sözlü kavga gibi anlamlara gelen cedeli hasımlarına üstün gelmek, onları aşağılamak, rakibini yenmek için her tür hileye başvurmak için kullanırlar. Tartışmayı sadece karşısındakini yenmek amacına yönelten kişilerin gururu çok fazladır ve çirkindir.

            Gazali, ilim ile aldananlardan diğer bir grubun kelam ilim ile uğraşanlar olduğunu savunur. Bu tür insanların özellikleri şunlardır: ? Muhaliflerle münazara etmek, muhaliflerini susturmak yollarını öğrenmekle uğraşmışlardır. Bu hususta birçok gruba ayrılmışlardır. İnanmışlardır ki herhangi bir kul için amel etmek, ancak imanla olur. İman ise, ancak cedellerini sıhhatlice öğrenmek ve akidelerin delilleri diye adlandırdıkları delilleri bilmekle doğru olur. Zannederler ki kendilerinden daha fazla Allah´ı ve Allah´ın sıfatlarını bilen hiç kimse yoktur! Yine zannederler ki mezheplerine inanmayan ve ilimlerini öğrenmeyen bir kimsenin imanı yoktur!? (10)

            İlim ile aldananların bir kısmı da vaizlerdir. Gazali´ye göre ?bunların rütbece en yükseği, nefislerin ahlakları, doğruluk, ihlas yakin, zühd, tevekkül, şükür, sabır, reca, korku ve benzerlerinden ibaret olan kalbin sıfatları hakkında konuşanlardır. Bu grup mağrurdur. Bu sıfatları halka söyledikleri ve halkı bu sıfatlara davet ettikleri zaman bu sıfatlara sahip olduklarını zannederler. Oysa halk tarafından takip edilen sıfatların pek azı hariç, kendilerinde hiçbiri yoktur. Bu grubun aldanması daha dehşetlidir. Çünkü bunlar kendilerini çok beğenirler. Allah´ı sevdikleri için muhabbet ilminde derinleştiklerini zannederler.?(11) Bu kişiler kaza ve kadere razı olmadığı halde razıymış gibi görünürler. Mal ve makama düşkün oldukları halde tevekkül ettiklerini zannederler. İkiyüzlü oldukları halde kendilerini saf ve temiz olarak görürler. Gazali´ye göre bu kişiler, Zühtü anlattığı halle dünyaya aşırı düşkündür, Allah´tan kaçtığı halde Allah´a çağırır, Allah´ı kendisinin unuttuğu halde başkasını çağırır, kendisi ihlaslı, iyi, olmadığı halde halkı ihlaslı ve iyi olmaya çağırır. Gazali´ye göre vaizlerden aldanan gruplardan biri takip edilmesi gereken yoldan ayrılmış olanlardır. Diğer bir grup ise, nükteli ve güzel konuşma hastalığına tutulmuşlardır. Vaizlerden bir grup de tasavvuf ehlinin görüşlerini ezberleyip anlamlarını bilmeden başkalarına aktarırlar.

            Gazali, ilim ile aldana bir başka grubun da hadis alimleri olduğunu savunur. ?Başka bir grup vakitlerini hadis dinlemeye harcarlar. Hadisten bir çok rivayetleri derlemeye ali ve garip isnadları aramaya çabalarlar. Bunların her birinin gayreti ve hedefi; memleketi gezmek, hadis alimlerini görmektir ki ?ben filan hadis aliminden hadis rivayet ediyorum´ diyebilsin!? (12)

            Gazali´ye göre hadis ile aldananların özellikleri şunlardır:

1-Şöhret olmak

2-İlimleriyle amel etmemek. Bu yüzden onlar kitap yüklü eşekler gibidir.

3- Hadisin manasına değil, lafzını ezberlemeye odaklanırlar.

4- İlimleri yüzeyseldir; nakilcidirler.

5- Marifeti terk ederler

6- Tek amaçları hadislerin senedlerini çoğaltmaktır.

            Gazali´ye göre, ?Bu zamandaki hadis şeyhlerinin ?biz bu kitaptakini dinledik´ sözleri ?eğer bizim söylediğimiz şart yok ise- katıksız bir yalandır. Hadis dinlemenin en basit şartları; hadiste yapılan bozulmayı sezecek şekilde bir tür ezberleme ile beraber bütün hadisi kulağıyla dinlemektir.? (13)

            Gazali´ye göre, hadisin gerçek manasını sezemeyen kişinin onu başkasına aktarması mümkün değildir. Hadis dinlememin doğru olup olmadığı hadisçilerin rivayetlerinden anlaşılamaz. Bunun için fıkıh yöntemini bilmek gerekir.

            Gazali´ye göre ilmi ile aldananlardan bir diğer grup da nahiv, lügat, şiir gibi alanlarla uğraşanlardır. Gazali, bunlar hakkında şu ifadelere yer vermektedir. ?Başka bir grup vardır; nahiv, lügat, şiir, lügatin garip maddelerinin ilmi ile meşguldürler. Bununla mağrur olmuşlardır. Allah´ın kendilerini affettiğini ve dinin ayakta Kitap ve Sünnet´le, Kitap ve Sünnet´in de lügat ve nahiv ilmiyle ayakta durduğunu zannederler. Kendilerini de ümmetin alimleri sanırlar. Bu kimseler hayatlarını nahvin incelikleriyle, şiirle, lügatin gariplerini araştırmakla geçirirler. Bunların misali, bütün hayatını yazıyı öğrenmek, harfleri tashih etmek ve güzelleştirmekle geçiren bir kimsenin misali gibidir.? (14)

            Gazali´ye göre hiçbir uğraş insanı yapmakla sorumlu olduğu farzlardan uzaklaştırmamalıdır. En üstün olan samimi amel ve onun üstündeki amelin marifetidir.

            Gazali´ye göre ilmi ile aldananlardan bir diğer grup da fıkıh ile uğraşan alimlerdir. Fıkıh ile aldananlar, ? Kul ile Allah arasındaki hükmün, mahkeme huzurundaki hükme tabi olduğunu zannederler ve bu bakımdan hakların defedilmesi hususunda çeşitli hilelere başvururlar. Kapalı lafızların tevillerini kötü yaptılar. Zahire aldandılar ve yanıldılar. Bu hareket, fetvada yanılmak ve gurura kapılmak türündendir. ? (15)

            Gazali´ye göre aldananlardan bir diğer büyük grup da ibadet ve amelleriyle aldananlardır. Namaz ile aldananlar, Kur´an okumakla aldananlar, hac ile aldananlar, zahitlik ile aldananlar ve cihat ile aldanalar, ibadet ile aldananların başlıcalarıdır.

            İbadet ile aldananlar bazen farzları ihmal edip nafile ibadetle ilgilenirler, bazen, ibadetler konusunda gereksiz yere aşırı özenli davranırlar (abdesti gereksiz yere uzatırlar, suyu israf eder, ezan vaktini bile geçirirler ), bazen çok daha değerli olan konularda kolaylıkla harama yaklaşırken, daha az önemli konularda aşırı hassasiyet gösterirler, bazen namaza niyet etme konusunda vesveseye kapılırlar, bazen de sureleri okurken harfleri mahreçlerinden çıkarma konusunda vesveseye düşerler. Böylece ayrıntılarda boğularak ibadetlerin asıl özünü gözden kaçırırlar.

            Gazali´ye göre ibadet ile aldananlardan bir grup da Kur´an okuyarak aldananlardır. O, Bunların aldanışı konusunda şu ifadelere yer vermektedir: ? Başka bir grup da Kur´an´ı süratle okumalarıyla gururlanırlar. Kur´an´da oldukça süratle yürürler. Bazen bir gün bir gecede hatim indirirler. Bunlardan birinin dili Kur´an okur, fakat kalbi isteklerin derlerinde yuvarlanmaktadır; zira bu kimse Kur´an´ın manalarını düşünmez ki Kur´an´ın yasaklarıyla nefsine çeki düzen verip ibret alsın.? (16)

            Gazali´ye göre Kur´an okumakla aldananlar, okumanın güzelliğine ve süratine odaklanıp, içindeki emir yasaklara duyarsız kalanlardır. Kur´an manasından, içindekilerden faydalanmak için okunur. Bu durum, efendisinin kendine yapması gereken görevler konusunda mektup gönderilen bir hizmetçinin, mektubu ezberlemeye çalışıp, içindekileri yapmamasına benzer.

            İbadetle aldanan ve gurura kapılan gruplardan biri de oruçlarıyla övünenlerdir. Oruçlarıyla övünenler, ? Bazen bütün sene veya mukaddes günlerde oruç tutarlar. Oysa bu oruçlu günlerde dillerini gıybetten, kalplerini riyadan, midelerini iftar zamanlarında haram yemekten, dillerini bütün gün boyunca gereksiz hezeyanlardan korumamaktadırlar, buna rağmen kendileri için hayır umarlar. Farzları ihmal eder, nafilenin peşinden koşarlar, sonra onun da hakkını vermezler. Bu ise gururun katmerlisidir.? (17)

            Gazali´ye göre ibadetleriyle aldanan bir diğer grup da hac ibadetiyle aldananlardır. Bunlar, ?Zulüm yaparak aldıkları malları geri vermeden, borçlarını ödemeden, anne babalarının rızasını almadan ve helal azık kazanmadan hacca giderler. Haccı yaptıktan sonra bile bu davranışlarına devam ederler? Yolda gevezelik ve kavga etmekten çekinmezler? Riya ve gösteriş yaparlar. Haram kazanmak ve arkadaşlarına yedirmek suretiyle isyan ederler. Sonra arınmadan Kabe´yi tavaf etmeye giderler. Gerekli hazırlıkları yapmadıkları halde hayır işlediklerini zannederler.? (18)

            Gazali´ye göre ibadet ile aldanan gruplardan bir diğeri de iyiliği emredip, kötülükten sakındıranlardır. Onlar halka iyiliği emredip kötülükten sakındırırken kendilerini unutmuşlardır. Bu kimseler bir hata yaptığında uyarılmaktan hoşlanmazlar. Aldanan bir diğer grup da sürekli Mekke ve Medine´de kalarak aldananlardır. Kalplerini arındırmaz, iç ve dışlarını temizlemez ve Mekke ve Medine´de geçirdikleri zamanlara vurgu yaparak gurura kapılırlar.

            Gazali´ye göre kendinde afet bulunmayan hiçbir ibadet yoktur. İbadetler Allah için değil, onun dışında bir amaca yöneldiğinde kişi için birer afete dönüşürler.

            Aldananlardan bir grup da mal üzerinden zahidlik gösterisi yapanlardır. Bu kişiler ?Gerek elbisenin, gerekse yemeğin en düşüğüyle kanaat edip camileri mesken edindiler. Böyle yapmakla zahidlerin seviyelerine ulaşacaklarını zannettiler. Oysa onlar ilim, vaaz veya mücerret zahidlikle riyaset sevdasındadırlar. ? (19)

            Gazali´ye göre aldananlardan bir grup da fazları terk edip nafilelerin peşine düşenlerdir.

            Gazali, ibadet ile aldanan üçüncü sınıfın tasavvuf ehli olduğunu savunur. ?Mutasavvıfların gururu ne kadar da çoktur! Onlardan mağrur olan birçok grup vardır. Zamanımızın mutasavvıfları onlardan bir guruptur. Ancak Allah´ın koruduğu kimse bundan hariçtir. Onlar elbise, görüntü ve konuşmakla mağrur olmuşlardır. ? (20) . Formel olarak sufiler gibi davranmakla onlar gibi olacaklarını zannederler. Hiçbir zaman kendilerini arındırmak yoluna gitmezler. Gazali´ye göre tasavvufla aldananlar, ?Sufiliğin hiçbir şeyini nefislerine tattırmamışlardır. Aksine harama, şüphelilere ve sultanların mallarına üşüşmektedirler! Bir ekmeğe, bir taneye bile imrenmektedirler. Az bir menfaat için birbirlerini kıskanırlar. Bazısı diğerinin namusunu herhangi bir hedefinde kendisine muhalefet ettiği takdirde kendi hatalarını onlara mal etmektedirler. Gazali´ye göre hatalı sufilerin hali kıyamete kadar yanılgı olacaktır. Allah, onların giyinişlerine değil, kalplerinde gizlediklerine bakacaktır. Tasavvufla aldananlar arasında marifet ilmine sarılarak aldananlar, ibahiliğe( her şeyi helal görme) düşerek aldananlar, nefsini aşırı kısıtlayarak aldananlar, müsamahakar göründükleri halde kibirlenerek aldananlar gibi çok sayıda grup vardır.

            Gazali´ye göre aldananların dördüncü bölümü servetleriyle aldananlardır. ? Bunlardan mağrur olanlar pek çoktur. O guruplardan biri cami, medrese, tekke ve köprülerin inşasına teşvik etmektedirler. Kısacası insanların gözüne çarpan şeyler yaparlar. Daima anılsınlar ve ölümden sonra eserleri kalsın diye kireçlerle isimlerini mabetlerin kapılarına yazarlar. Onlar, böyle yapmakla mağfirete ulaşacaklarını zannederler.? (21) Gazali´ye göre bunlar iki açıdan gurura kapılıp aldanmışlardır:

1-Mabetleri zulüm, talan ve rüşvetle elde ettikleri mallardan yapmaktadırlar

2- Mabetleri isimleri anılsın diye yapmaktadırlar.

Gazali´ye göre, helalinden kazanıp mabet yapanlar da iki yönden gurura kapılarak aldanmışlardır.

1-Riya ve övgü peşinde koşmaktadırlar.

2-Mabetleri çok gösterişli yaparak, ibadet yapanların dikkatlerini başka yere çekilmesine sebep olmuşlardır.  

            Mallarıyla aldanan guruplardan biri de fakirlere yardım edenlerdir. Oysa asıl maksatları, sadakayı açıktan vererek kendilerinden söz ettirmektir. Cömert görünmelerine karşın son derece cimridirler. Zikir meclislerine gitmenin kendilerini kurtaracağına inanırlar.

1-      İhya, Gazali, Tercüme Ali Arslan, Merve Yayınları, 3. cilt, s: 840

2-      İhya, Gazali, 3. cilt, s: 843

3-      İhya, Gazali, 3. cilt, s: 844

4-      İhya, 3. cilt, s: 847

5-      İhya, Gazali, 3. cilt, s: 848

6-      İhya, Gazali, 3. cilt, s: 849

7-      İhya, Gazali, 3. cilt, s: 850

8-      İhya, Gazali, 3. cilt, s: 851

9-      İhya, Gazali, 3. cilt, s: 852

10-  İhya, Gazali, 3. cilt, s: 852

11-  İhya, Gazali, 3.cilt, s: 854

12-  İhya, Gazali, 3.cilt, s: 857

13-  İhya, Gazali, 3.cilt, s: 859

14-  İhya, Gazali, 3.cilt, s: 860

15-  İhya, Gazali, 3.cilt, s: 861

16-  İhya, Gazali, 3.cilt, s: 866

17-  İhya, Gazali, 3.cilt, s: 866

18-  İhya, Gazali, 3. Cilt, s: 867

19-  İhya, Gazali, 3. Cilt, s: 668

20-  İhya, Gazali, 3. Cilt, s: 870

21-  İhya, Gazali, 3. Cilt, s: 877

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR