Şeytan ve dostları yaldızlı sözlere ihtiyaç duyar. Muhataplarını onlarda olmayan vasıflarla överler. Kur yaparlar. En korkunç günahları bile sözde ulaşılamayacak payeler içerisinde sunarlar. Zehir’in altın kâse de sunulduğu gibi. Hani “Şeytan” kelimesi isyan eden anlamına gelmektedir. Ancak bir başka anlamı daha var; yalan söyleyen, sahte haber yayan ve söz taşıyan.
Şeytan ve takipçilerinin en önemli mesleklerinden biri de; makyaj yapmaktır. Makyaj olmayan bir şeyin varmış gibi gösterilmesidir. Makyaj bir şeyin taklidini yapmaktır. Makyaj aynı zamanda bir aldatma eylemidir. Makyajı yalnızca kadınların güzelleşme eylemine indirgemek yanıltıcı olur. Makyaj “Fransızca maquillage "boya ve güzellik malzemeleriyle görüntüsünü değiştirme" sözcüğünden alıntıdır. Makyaj “bir yüzün görünüşünü yüze, gözlere, kaşlara, kirpiklere ve dudaklara sürülen kimi özel maddelerle değiştirme işi” olarak tanımlansa da: Makyaj bu anlamlardan hareketle bir şeyi “değiştirmektir.”
Geri kalmış birey ve toplumlarda onları yönetmek daha çok makyajla gerçekleştirilir. Sahte aşklar. Sahte yüzler. Sahte hayatlar. Sahte hayaller. Sahte kadınlar. Sahte unvanlar. Sahte mutluluklar. Sahte kahramanlar. Burkina Faso’yu bilirsiniz. Afrika’da bir ülke. Her tür yoksullukla boğuşuyor. Peki, Burkina Faso adının ne anlama geldiğini biliyor olmalısınız; “mutlu insanlar ülkesi” anlamına gelen Burkina Faso, dünyanın en fakir ülkelerinden biridir. Ama adı mutlu insanlar ülkesi!
28 Temmuz 2021 Çarşamba tarihli Yahudi Şalom Gazetesinde“Harika kadınlar, bir parmaktan fazlası” başlıklı İgal MEVORAH imzalı bir makale yayımlandı. Makale İhsan ŞENOCAK hocanın A Milli Kadın Voleybol Takımı oyuncularına “İslam’ın Kızları” konulu bir tweet atmasına karşılık kaleme alınmış.“…Ne yazık ki birtakım meczup, kendini bilmez hadsiz, insanların ne giydiğine karışır olmuş. Din kisvesi altında, voleybolcularımızın şort, kolsuz atlet giymelerinden rahatsız olmuşlar. Nefesimiz yettikçe, sizin çok değersiz, küçücük beyinlerinizle savaşacağız. Sizi düzeltmek için veya sizleri aramıza alabilmek için değil, bu ülkenin iyiliği için yapacağız bunu… Ekrana bakınca, bacaktan, koldan başka bir şey görmeyen hadsizlerin anlayamayacağından çok daha fazlası Eda Kaptan’ın parmağı. O ekrana baktığında kafası namus bekçiliğinden başka bir şeye çalışmayan, namusu insanların kıyafetinde arayan insanların tek gördüğü şey şort olan insan fotokopileri gayet tabii olmuştur ve ne yazık ki olmaya devam edecektir.”
Öncelikle “filenin sultanlarına!” “İslam’ın Kızları” isimlendirmesini doğru bulmuyorum. Ama İhsan Hocanın Müslüman kızlara yönelik davetinin doğruluğu; İslami esaslar çerçevesinde isabetlidir. Müslüman olduğunu söyleyen kadınlar nerde ve ne zaman; nasıl bir duruş ortaya koyacaklarını; İslam’a göre yapmak zorundadırlar. Hocanın çağrısı Yahudilere değil Müslümanlaradır. Yahudi İgal’ın zoruna giden, kabul edemediği şey nedir! Üstelik Yahudi kadınların giyimi söz konusu değildir. Konu Müslüman kadınların giyim tarzıdır. Ayrıca bu bir hatırlatmadır zorlama değil.
Hümanizmi/insana saygıyı sakız gibi ağızlarında çiğneyenlerin; konu Müslümanlar olunca, Müslümanların onurlarına yönelik, kişilik haklarını ve düşünce özgürlüğünü yok sayan şu ifadeler “Nefesimiz yettikçe, sizin çok değersiz, küçücük beyinlerinizle savaşacağız. Sizi düzeltmek için veya sizleri aramıza alabilmek için değil, bu ülkenin iyiliği için yapacağız bunu” ağızlarından çıkandır. Ya ajandalarında neler saklıdır! Kin, nefret, ötekileştirme ve yok etmek… işte İgal tam da bunu yapıyor “nefret söylemi.”
Başka isimler altında da olsa Yahudi medeniyeti iflas etmiştir. İnsanlığa vereceği hiçbir şey yoktur. Yüzyıl İslam’ın yüzyılı olacaktır; “küçük beyinler” bunu öğrenseler iyi olur. Anlamakta geç kalırlarsa, Filistinli kadınlar onlara bunu anlatacaktır.
Müslüman olduğunu söyleyenler Yahudi İgal’ın gözüyle mi olaylara bakmalılar? Sahi İgal “savaş açma” yetkisini nereden alıyor*
