Çimen kokulu yeşilin tabiattan fışkırırcasına arzı endamı ve börtü böceğin güzel kokular yayan bin bir çeşit çiçekle salınarak yeryüzünü ziyareti, bu bahar da Rabbimizin nimetlerinin sonsuzluğunu hatırlattı yine bize.
Ve belki de, baharın serin esintili güzelliğinin yerini yazın hoyrat, kavurucu ve yok edici sıcaklarına bırakışı, her şeyin gelip geçici, fani ve bir sonu olduğunu fısıldayıverdi gönüllerimize.
Evet! Yaz geldi!
Artık soğuktan bunalıp ısınma turları bahanesi ile sokaklarını arşınladığımız şehrin sükûnet dolu yollarında karşılaştığımız dostlarımıza sarılarak muhabbet dolu gülüşler atma bahanelerimizi de yitirmiş olacağız kalabalıkların hengâmesinde.
Uzun gecelerde bir arada, anı yaşadığımız sevdiklerimizle dolu geceler ve şükür dolu tebessümler, kısa yaz geceleri ile beraber kaybolup gidecek, geride kalan sevgi izlerini silerek?
Evet! Yaz geldi!
Soğuk gecelerin utangaçlık dolu hicap giyinikliği, melankolik bir aşkla bağlı olduğumuz TV ekranlarına rutubet tadında yapışarak; her sahnesi isyan davetkârlığında olan bodrum geceleri ile bizleri, sıcak yaz gecelerinin şeytani kışkırtıcılığında bir türlü Nasuh tövbesini yapamadığımız erguvan renkli günahlara sevk edecek.
Tanınırlığın sınırlarında gezinen sıcakkanlı kızlarımız, yaşamın kıyısına tutunmaya çalışan bizleri, sıcak bodrum gecelerinde, paparazziler eşliğinde bol köpüklü partilerle, zifirilik dolu gecelerin cazibesine katılmaya zorlayacak?
Evet! Yaz geldi!
Tenhalarda yalnız gezinecekler günahkârlarımız, Marmaris gecelerinde; bir ellerinde çerez, diğer ellerinde içki şişeleri ile salınarak.
Sabahları geç kalkacak ve geceden kalma halleri ile sağlıklı yaşam için koşuyorum pozlarında ellerinde plastik kanserojen şişelerle sahil kenarlarında koşuverecekler, kulaklarında Shakira´nın hit parçaları çalan mp3 leri ile?
Geceleri, yine her zamanki gibi marinalarda ellerinde rakı kadehleri ile poz verecekler, körkütük sarhoşken.
Memleket meselelerine saracaklar yine, ülkenin kötü yönetiliyor olmasına inat, kahredercesine?
Bizler mi?
Bizler üzerinde ?Oylarımız kutsaldır, çaldırmayız!? yazılı tişörtlerimiz ve altımızda muhafazakârlığımızın sembolü haşemalarımızla mütevazı yazlığımızın balkonunda oturacağız bu yaz da keyifle.
Bitişik komşularımızın sesini sonuna kadar açmış oldukları yabancı müziğe inat, Hacı Faik Efendinin Rast makamındaki ?Nihansın dideden..? parçasını dinleyeceğiz, elma kokulu tömbekimizi nargilede fokurdatarak.
Anadolu´nun bağrından kopup gelerek yazmış olduğumuz başarı öyküleri ile villamızın önündeki garaja, yaramaz mahalle çocuklarınca çizilmemesi için pahalı aracımızı park ederken, ülkenin asıl sahipleri olarak gururla bakacağız geleceğe?
Evet! Yaz geldi.
Gelişmişlik, çağdaşlık ve modernizme inat, asfalta yapışıp sıcaktan yamulup yayılan camış pislikleri, koku ve çirkin görüntüsüyle unutmaya çalıştığımız köylülüğümüzü hatırlatarak yine bu yaz da içimizi cızırdatacak..
Arkalarına torba bağlamadan sokağa salınan öküzlerimiz belediye görevlilerinin ceza-ı müeyyidelerine rağmen şımarık ve müstağni bağırışlarla yine sokaklarımızda salınacak.
Evet! Yaz geldi!
Bu yaz da yine at izi it izine karışacak?
Selam ve dua ile?
