Engellilerin kendileriyle barışık bir şekilde yaşayarak topluma kazandırılmasında hiç kuşkusuz en önemli görev engelli ailelerine düşmektedir. Fertleri arasında engellilik bilincinin hakim olduğu ailelerde yaşayan bir engelli insanın aşamayacağı hiçbir engel yoktur. Engellilik konusunda bilgisiz, bilinçsiz ve farkındalık olgusundan uzak bir aile, en başta o ailenin fertleri için en büyük bir engeldir. Engellilerin sorunlarına getirilecek en köklü çözümlerin başında ailelerin bu konuda eğitilip, bilgilendirilip, bilinçlendirilerek onların neyi nerede niçin yapması ve söylemesi gerektiğini bilen, iletişim konusunda donanımlı, üstlendiği sorumluluğun hakkını verecek, bir öz güven sahibi fertler haline getirilmesi gelir.
Engelli ailelerinin bu konuda yeterli bilgi, bilinç ve donanıma sahip olmalarında medyanın rolü fevkalade mühimdir. Bu hususta medyaya düşen görev sadece, Dünya Engelliler Günü ve Haftasıyla ilgili zevahiri kurtaracak haberler bulup, ekran ve sayfalarına taşımak değil, kendilerini ailelerindeki engellilerin engellerini aşmasına adamış fertlerin yetişmesine imkan sağlayacak, nitelikli, ciddi ve sürekliliği olan zengin içerikli programlar, analiz ve yazılara yer vererek, insani değerlerin topluma hakim olmasına hatırı sayılır bir katkıda bulunmaktır.
Ben deniz bu yazımda engelli ailelerinde gördüğüm, görmek istediğim, görmek istemediğim hususları tavsiyeler makamında zikrederek, konunun bir de bu açıdan fikredilmesine kapı aralamak istiyorum.
- Ailenizdeki engelliyi sevin ve kendisine onu sevdiğinizi hissettirin. Sevginiz sözde değil özde olsun. Unutmayın sevgiyle aşılamayacak engel, ulaşılamayacak menzil yoktur.
- Ailenizdeki engelliye sadece anne, baba, evlat, eş ve kardeş olmanın yetmediğini bilin, ne yapıp edip ona sırdaş, yoldaş ve arkadaş olmanın yollarını bulun.
- İçinizde bulunan engelli anneniz, babanız, eşiniz, çocuğunuz, kardeşiniz sizin için en az bir imtihan olduğu kadar, değerlendirmesini bilirseniz bir imkândır. Size düşen sabır ve rıza ile bu imtihanı önce imkana, sonra da ihsana dönüştürmektir.
- Kendini bilmez, haddini bilmez, saygıdan yoksun, sevgiden nasipsiz, insanlıktan bir haber, nezaket fukarası, şımarık, küstah ve barbar kimselerin söz, fiil ve davranışlarından asla incinmeyin, etkilenmeyin. Kerim kitabımızın veciz ifadesiyle kınayıcının kınamasına bakmayın.
- Burada sabredenlerden olabilirseniz, inşallah orada şükredenlerden olacaksınız. Bunu asla unutmayın.
- Ailenizdeki engellilerin gören gözü, işiten kulağı, yürüyen ayağı, tutan eli, konuşan dili olun.
- Kendinizin ve içinizdeki engellinizin her zaman moral ve motivasyonunu yüksek tutun. Yüksek moral ve motivasyonun yegane kaynağı yüce Rabbimizin, yüce Dinimizin, yüce Peygamberimiz ve yüce Kitabımızın insana verdiği değerdir, asla unutmayın!
- İmkânlarımız nispetinde ailenizdeki engelliyi yapabileceği şeyler noktasında eğitin, yetiştirin, geliştirin.
- İçinizdeki engelliyi her yönüyle keşfedin. Şimdiden söylüyorum, çok büyük sürprizler sizi bekliyor.
- Her zaman ve zeminde empatiyi elden bırakmayınız. Görmek istemediğiniz şeyi yapmayın, duymak istemediğiniz sözleri söylemeyin.
- Ailenizdeki engellilerin etrafına örülen bütün duvarları yıkın. Onu, içinde yaşadığı toplumla her zaman iç içe kılacak köprüler kurun.
- Ailenizdeki engelleri kaldırma noktasında anne, baba, çocuk, eş ve kardeş olarak hepinize farklı görevlerin düştüğünü bilin. Bunların neler olduğunu araştırın, bulun…
- Sizinle aynı kaderi paylaşan aileleri arayıp bulup, onlarla bir araya gelerek birbirinizin tecrübelerinden istifade edin.
- İslam'ın insana ve engelliye verdiği değeri, Müslüman bir aile olarak hayata taşıyarak, İslam'ın ve Müslümanların farkını bu alanda da farkettirin.
- Ailenizdeki engelliye moral ve motivasyonun yanısıra imkân, görev ve o görevi hakkıyla yerine getirecek özgüven verin.
- Yeter artık, bittik, tükendik, yorulduk, usandık diyorsanız Kerim kitabımız'ı açın, Abese süresinin nüzul sebebini bir okuyuverin.
- Kaynak: Milat Gazetesi
