Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Abdulbaki ÇAĞATAY


Enbiya Yurdu Kudüs, Müslümanların 3000 Yıllık Başkentidir İşte Delili!

Delilinizi Getirin! ?Bir de; "Yahudi ve Hıristiyanlardan başkası Cennet´e girmeyecek" dediler. Bu, onların kuruntuları! De ki: "Eğer doğru söyleyenler iseniz (iddianızı ispat edecek) delilinizi getirin." (Bakara:111)


Hz. İsa´nın doğumundan 3000 yıl önce Kudüs şehrini ilk inşa edenlerin Yebusiler ve Kenanlılar olduğu rivayet edilmektedir. Hatta o dönemde Kudüs, Yebus olarak adlandırılmıştır. Söz konusu İsrailoğulları´nın Kudüs hikâyesi ise, Hz. İsa´nın (as) doğumundan yaklaşık 1700 yıl önce Hz. İbrahim´in (as) eşi Sare ile birlikte Nemrud´un hâkim olduğu Mezopotamya´dan Filistin´e yerleşmesi ile başlar. Oysaki Hz. İbrahim Filistin toprağından bir karış dahi satın almadan Rabbine yürümüştür. Hanımı Sare´nin onun defnedilmesi için Filistinlilerden bir mezar istemesi bunun kanıtıdır.

Yüce Allah Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurmaktadır: ?Ona (İbrahim´e) bir tuzak kurmak istediler, ancak biz onları hüsrana uğrattık. Onu (İbrahim´i) ve Lût´u kurtarıp, âlemler içinde bereketli kıldığımız yere yerleştirdik.? (Enbiya: 70,71)

Söz konusu ayeti kerimede muhtemelen Hz. İbrahim´in (as) Mezopotamya´dan veya Babil´den Filistin´e yaptığı hicret anlatılmaktadır. Hz. İbrahim´in oğlu İshak´ın durumu da aynıdır. İshak´ın vefat etmesinden sonra onun oğlu Yakup, ailesiyle beraber Mısır´a yerleşir. Tevrat´ın verdiği bilgiye göre; İsrailoğulları, 430 yıl Mısır´da kaldıktan sonra Hz. Musa onları oradan çıkarır ve 40 yıl Sina çölünde yaşarlar. Söz konusu Hz. Musa´nın bu durumu Kur´an-ı Kerim´in değişik sure ve ayetlerinde dile getirilmiştir.

İsrailoğulları Hz. İsa´nın doğumundan takriben 1250 yıl önce Mısır´dan çıkıp Filistin topraklarını Eriha´dan başlayarak ele geçirmeye başlamışlardır. Kuvvetle muhtemeldir ki bu dönem Hz. Musa´nın vefatından sonra olup Yuşa´nın liderliği dönemine tekabül eder. Zira İsrailoğulları Yuşa´nın liderliğinde ilk kez Filistin topraklarına girmişlerdir. Ancak Yuşa´da İsrailoğulları´na geride bir devlet bırakmamıştır.

Kudüs´ün İsrailoğulları´nın topraklarına dâhil edilmesi ise milattan bin yıl önce yaşamış olan Kral Saul dönemine tekabül etmektedir. Bu Kral, yaklaşık 200 yıl süren Hâkimler döneminden sonra İsrailoğulları´nın ilk kralı olan ve Yüce Allah´ın kral olarak kendilerine gönderdiği, tevhid mücadelesi veren bir Müslüman olan Talut´un ta kendisidir. Talut M.Ö 1010 ile 1050 yılları arasında yaşamıştır. Ne hazindir ki İsrailoğulları -çok azı hariç- ona isyan etmişlerdir, ihanet etmişlerdir. Kur´an bu olayı şöyle dile getirip İsrailoğulları´nın ihanetlerini ve hasetlerini deşifre edip suratlarına çarpmaktadır:

?Mûsâ´dan sonra İsrailoğulları´nın ileri gelenlerini görmedin mi (ne yaptılar)? Hani, peygamberlerinden birine, "Bize bir hükümdar gönder de Allah yolunda savaşalım" demişlerdi. O, "Ya üzerinize savaş farz kılındığı hâlde, savaşmayacak olursanız?" demişti. Onlar, "Yurdumuzdan çıkarılmış, çocuklarımızdan uzaklaştırılmış olduğumuz hâlde Allah yolunda niye savaşmayalım" diye cevap vermişlerdi. Ama onlara savaş farz kılınınca içlerinden pek azı hariç, yüz çevirdiler. Allah, zalimleri hakkıyla bilendir.? Bakara:246)

?Peygamberleri onlara, "Allah, size Tâlût´u hükümdar olarak gönderdi" dedi. Onlar, "O bizim üzerimize nasıl hükümdar olabilir? Biz hükümdarlığa ondan daha lâyığız. Ona zenginlik de verilmemiştir" dediler. Peygamberleri şöyle dedi: "Şüphesiz Allah, onu sizin üzerinize (hükümdar) seçti, onun bilgisini ve gücünü artırdı." Allah, mülkünü dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.? (Bakara:247) 

Talut´un Ordusunda Çoban Davud Talut´un ordusunda İslam peygamberliğiyle müşerref olacak eli sapanlı bir çocuk? Hz. Davud (as)? Kur´an ayetleri ile devam edelim. ?Tâlût, ordu ile hareket edince, "Şüphesiz Allah, sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim ondan içerse benden değildir. Kim onu tatmazsa işte o bendendir. Ancak eliyle bir avuç alan başka" dedi. İçlerinden pek azı hariç, hepsi ırmaktan içtiler. Tâlût ve onunla beraber iman edenler ırmağı geçince, (geride kalanlar) "Bugün bizim Câlût´a ve askerlerine karşı koyacak gücümüz yok." dediler. Allah´a kavuşacaklarını kesin olarak bilenler (ırmağı geçenler) ise şu cevabı verdiler: "Allah´ın izniyle büyük bir topluluğa galip gelen nice küçük topluluklar vardır. Allah, sabredenlerle beraberdir." (Tâlût´un askerleri) Câlût ve askerleriyle karşı karşıya gelince şöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam bastır ve şu kâfir kavme karşı bize yardım et." Derken, Allah´ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Davud, Câlût´u öldürdü. Allah, ona (Davud´a) hükümdarlık ve hikmet verdi ve ona dilediğini öğretti. Eğer Allah´ın; insanların bir kısmıyla diğerlerini savması olmasaydı, yeryüzü bozulurdu. Ancak Allah, bütün âlemlere karşı lütuf sahibidir.? (Bakara:249,251)

Görünen o ki İsrailoğulları´nın birinci kralı Talut, ikinci kralı Hz. Davud (as), üçüncü kralı Hz. Süleyman´dır. Hz. İsa´nın doğumundan 1000 yıl önce Hz. Davud (as) ?Birleşik İsrail Krallığı?nı kurup Kudüs´ü başkent olarak ilan eder? 1000 yıl M.Ö., 2018 yıl M.S., toplam 3018 yıl eder? Günümüzde Siyonistlerin, ?Kudüs bizim 3000 yıllık başkentimizdir? demeleri bundan dolayı olsa gerek. Ancak şunu unutuyorlar ki kendileri bu kraliyetin kurucusu olan Hz. Davud tarafından lanetlendiler ve yine bu hanedanın en önemli liderlerinden biri olan Hz. Süleyman´a sihirbaz deyip hükümetini yıkmaya, iktidarını zayıflatmaya çalışıyorlardı? Türlü türlü oyun ve tuzaklara başvuruyorlardı? ?Sihirbazdır, bu saltanata sihir ile ulaşmıştır? deyip duruyorlardı? Kur´an bu hakikati şöyle gündeme getirmektedir: ??Süleyman´ın hükümranlığı hakkında şeytanların uydurdukları yalanların ardına düştüler. Oysa Süleyman (büyü yaparak) küfre girmedi?? (Bakara:102) Bu oyunlardan biri de Babil´de ki Harut ve Marut meselesidir? (Bak: Bakara,102-103)

İsrailoğulları´nın peygamberlerin ve ilahi kitapların arkasına saklanıp iddialarına meşruiyet kazandırmaya çalışmaları ve manevi değerleri istismar etmeleri karşısında Kur´an şöyle cevap vermektedir: ?? De ki: "Eğer inanan kimseler idiyseniz, daha önce niçin Allah´ın peygamberlerini öldürüyordunuz?" (Bakara:91)
Yani ?bizim peygamberlerimiz, bizim atalarımız, bizim tarihimiz, bizim dinimiz, bizim değerlerimiz? deyip duruyorsunuz ya! Gerçekten bu söylemlerinizde sadık ve dürüst iseniz o gerçekleştirdiğiniz Enbiya katliamlarına bir açıklama getiriniz? Fatihleri öldürüyor, sonra onların fetihlerini kutluyorsunuz? Davud ve Süleyman´a sihirbaz diyorsunuz, sonra da Kudüs bizim 3000 yıllık başkentimizdir diyorsunuz. Heyhat!? İşte böyle katlettikleri, ihanet ettikleri, iftira attıkları peygamberlerin mücadele ve fetihlerini kendi laik ve siyon politikalarına alet edip istismar ediyorlar? Kur´an soru soruyor? Cevap versin Siyonistler? Hz: Peygamber döneminde yine böyle söylemler dile getirmiş, Kur´an şöyle müdahale etmişti? Hz. Davud (as) tarafından kurulan bu krallığın temelleri tevhid üzerine kurulmuştur. ?Ona dedik ki: "Ey Dâvûd! Gerçekten biz seni yeryüzünde halife yaptık. İnsanlar arasında hak ile hüküm ver. Nefis arzusuna uyma, yoksa seni Allah´ın yolundan saptırır. Allah´ın yolundan sapanlar için hesap gününü unutmaları sebebiyle şiddetli bir azap vardır." (Sad:26)

Davud ve Süleyman (as) gibi peygamberlerin Kur´an´a konu olmaları İsrailoğulları´nın bazı entrikalarına birer cevap niteliği taşımaktadır. Davud ve İsa (as)´ın diliyle lanetlenen bu Siyonist kavim hangi hak ve hangi gerekçeyle onların şeref dolu tarihlerini, fetihlerini kendi tarihleri olarak yâd edebilirler ki? Madem öyle, siz niçin Allah´ın peygamberlerini öldürüyordunuz sorusunu soruyor Kur´an? Kur´an lanetlenen bir ağaçtan (soydan) söz ediyor? O lanetlenen ağacın Beni İsrail, lanetleyen ise; Kudüs´ü 3ooo yıl önce birleşik İsrail Krallığına başkent yapan Davud (as) değil midir? Ey Siyonistler! Meryem oğlu İsa değil midir? 

Kur´an diyor ki; ? İsrailoğulların´dan kâfir olanlar, Davud´un ve Meryem oğlu İsa´nın diliyle
lanetlenmişlerdir. Bu, onların isyan etmeleri ve taşkınlık yapıp haddi aşmalarından dolayıdır.? (Maide:78)

/resimler/2019-2/15/1019204549839.jpg

Bu ilahi fermana göre; Kudüs sizden kâfir ve Siyonist olanların değil, Müslüman olanların başkentidir. Sizler ancak Davudi olursanız yani Müslüman olursanız Kudüs sizin de başkentiniz olur. Ya da İsrailoğulları olarak kalabilseydiniz, Yahudileşmeseydiniz, Siyonistleşmeseydiniz Kudüs sizin de başkentiniz olabilirdi?

Kendisi tarafından lanetlendikleri bir İslam ve tevhid peygamberinin Kudüs´ü İslam topraklarına dâhil edip, başkent yapmasını nasıl olur da üzerlerindeki laneti silmeden sahiplenebilirler?? Kendisine atıfta bulunduğunuz o muzaffer komutan (Davud) sizi lanetledi, sizi kovdu. O sizin değil, İslam´ın peygamberiydi. Siz değil, Müslümanlar O´nun varisleridir? O halde Kudüs Müslümanların 3000 yıllık başkentidir. Kur´an´a, Tevrat´a ve İncil´e göre; İbrahim´e, Yakup´a Musa´ya, İsa´ya, -İslam peygamberi Hz. Muhammed (sav) başta olmak üzere- Müslümanlar daha yakındır. Onların varisleri ne Yahudiler, ne Hıristiyanlar, ne de müşriklerdir? Kur´an; ?Süleyman, Dâvûd´a varis oldu?? (Neml:16) diyor. Siz ise Süleyman´ın sihirbaz olduğunu söylemektesiniz? Şimdi söyleyin Davud´un varisi Süleyman mı yoksa siz misiniz? Yani biz Müslümanlar mıyız, yoksa siz Siyonistler mi? Kusura bakmayın Kudüs; İslam´ın 3000
yıllık başkentidir? Siyonizm´in değil? Peygamber Efendimiz (sav) Medine´ye hicret ettiğinde orada ki Yahudilerin oruçlu olduğunu gördü ve sordu:
-?Bu ne orucudur??
Yahudiler:
-Bu salih bir gündür. Allah Teâlâ İsrailoğullarını düşmanlarından bugün kurtardı.
Bu sebeple Musa (as) bugün oruç tutmuştur, dediler.
Allah Resulu (sav):
-?Biz Musa´ya sizden daha yakınız? dedi ve insanlara da oruç tutmalarını söyledi.
(Müslim:1130)

Geçenlerde de Netenyahu: ?İbrahim bizim atamız, ceddimiz ve tarihimizdir, biz İbrahim´in torunlarıyız? deyip emperyal politikalarına meşru zemin hazırlamaya çalışmıştır. Soğan, sarımsağın dışında ilkeleri olmayan baklagillerin şımarık çocuklarına Kur´an-ı Kerim Şöyle cevap vermektedir, had bildirmektedir: ?İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyan. Fakat o, hanif (Allah´ı bir tanıyan, hakka yönelen) bir Müslümandı. Allah´a ortak koşanlardan da değildi. (Al-i İmran:67)

Böylece İbrahim (as) ve çocuklarının girdiği ve vatan edindikleri topraklar ? ki buna Filistin topraklarının tümü dâhildir- ne Yahudilerin, ne Hıristiyanların, ne de müşriklerin vatanı olamaz. Günümüzde olan bu tartışmalar Peygamber efendimizin döneminde de olmuş, ancak Kur´an son noktayı şöyle koymuştur:
?Şüphesiz, insanların İbrahim´e en yakın olanı, elbette ona uyanlar, bir de bu peygamber (Muhammed) ve mü´minlerdir. Allah da mü´minlerin dostudur.? (Al-i İmran:68)

?? Babanız İbrahim´in dinine uyun. Allah, sizi hem daha önce, hem de bu Kur´an´da Müslüman diye isimlendirdi?? (Hac:78) İbrahim ve Yakup/İsrail Oğullarına İslam Dinini Vasiyet Etti ?İbrahim, bunu (İslam)kendi oğullarına da vasiyet etti, Yakub da öyle: "Oğullarım! Allah, sizin için bu dini (İslâm´ı) seçti. Siz de ancak Müslümanlar olarak ölün" dedi.? (Bakara:132) ve tartışmalara şu ilahi soru damgayı vuruyor ve Siyonistleri susmaya mahkûm ediyor: ?Yoksa siz Yakub´un, ölüm döşeğinde iken çocuklarına, "Benden sonra kime ibadet edeceksiniz?" dediği, onların da, "Senin ilâhına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak´ın ilâhı olan tek bir ilâha ibadet edeceğiz; bizler O´na boyun eğmiş Müslümanlarız" dedikleri zaman orada hazır mı bulunuyordunuz?? (Bakara:133)

Bu ayetleri takip eden ayetler ise onların Yahudiliği ve Hıristiyanlığı uydurduklarını hatırlatıp İbrahim ve Yakup´un onlarla hiçbir alakasının olmadığını vurgulamaktadır: ?(Yahudiler) "Yahudi olun" ve (Hıristiyanlar da) "Hıristiyan olun ki doğru yolu bulasınız" dediler. De ki: "Hayır, hakka yönelen İbrahim´in dinine uyarız. O, Allah´a ortak koşanlardan değildi." (Bakara:135)

Ve Kur´an onlara şu soruyu sorarak sükûta mahkûm ediyor: ?Yoksa siz, "İbrahim de, İsmail de, İshak da, Yakub ile Yakuboğulları da Yahudi, ya da Hıristiyan idiler" mi diyorsunuz? De ki: "Sizler mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı?" Allah tarafından kendisine ulaşan bir gerçeği gizleyen kimseden daha zalim kimdir? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.? (Bakara:140)

Delilinizi Getirin! ?Bir de; "Yahudi ve Hıristiyanlardan başkası Cennet´e girmeyecek" dediler. Bu, onların kuruntuları! De ki: "Eğer doğru söyleyenler iseniz (iddianızı ispat edecek) delilinizi getirin." (Bakara:111)

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR