Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Seyit Ahmet UZUN


En İyi İŞ Veren Olmanın 5 Yolu

Yazarımız Seyit Ahmet Uzun'un "yeni" yazısı...


Marka Olmak

Marka olmak bir işveren açısından oldukça önemlidir. Çünkü bu durum marka olan firmanın hangi pazarda ürün veriyorsa o alanda önde olması anlamına gelecektir. Bu da işyerinin göz doldurması demektir. Marka olan bir ürünün patronu iş alımı yapacağı zaman doğal olarak kendi firmasına bir değer katacak elaman arayacaktır. Özellikler bu noktada yoğunlaşacaktır.

Biz konumuz açısından marka olmanın iyi bir elaman bulma üzerindeki etkisini sorgulayacağız.

Bulunduğu departmana değer katacak yetenekli bir eleman her şeyden önce çalışacağı yerde bir istikrar arar. Sürekliliği olmayan veya şüpheyle yaklaşacağı yerde kendisini güvende hissetmeyecektir. Bu da endişeli bir ruh haline sahip olarak orayı kendisi için iş yeri olarak seçmesine engel olacaktır.

Marka olan bir firma ise yetenekli bir elamanın hem kendisini daha iyi ifade edeceği, düşünceleriyle ufuk açabileceği bir yer olması münasebetiyle orayı tercih etmesi daha yüksek olacaktır.

İyi patron markalaştırdığı iş yerine en iyi elamanı bulmakta sıkıntı çekmeyecektir. Çünkü zinde ve güçlü elamanların gözü her zaman marka firmalarda olacaktır. Yeni mezunlar, tecrübeli elamanlar her zaman kendilerini daha iyi hissettikleri yerde çalışmak isterler. Markalaşmış bir firma bu açıdan öne çıkan bir alandır.

Güçlü Olmak

Güçlü olmak nedir? Bunu konumuz açısından ele aldığımız zaman sorunlar karşısında yenilgiyi kabul etmeyen, mücadeleci ve azimli demektir. Güçlü olmak güce sahip olmak değildir. Çünkü nice güce sahip olan insanlar yaşadıkları sorunlar karşısında acizliğe düşerek sahip oldukları imkanları kaybederler. Bu da çalışanlarının kendisine güven duygusu kaybetmesine neden olur.

Güçlü olmak için insanın her şeyden önce kendisini geliştirmesi, işiyle ilgili risklerin farkında olması risk almasını bilmesi ve bu risk durumlarını aldığı kararlarla kazanca çevirmesini bilmesidir. Mahatma Gandi; “ Güç fiziki kapasiteden değil, boyun eğmeyen bir iradeden gelir.” Derken aslında gücün iradeyle, mücadeleyle, savaşmakla ne kadar ilgisi olduğunu dile getirmektedir.

Korkak insanlar risk alamayan insanlardır.

Ey iyi elmanı bulmak isteyen işveren, elamanlarının gözünde, zorluklar karşısında karar alabilen, güçlü, mücadeleci bir kişiliğe sahip oldukça en iyi elamanları bulma noktasında önde demektir. Çünkü güçlü insanlarla çalışmak elamanlara da hayata karşı nasıl duracaklarını göstermesi açısından önemli bir ipucu vereceği için tercih edilirliğini arttıracaktır.

Güvenilir Olmak

Güçlü bir markanın sahibi olan Robert Bosch; “İnsanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim.” Diyerek aslında bize hem bir marka sahibinin hem de bir işverenin nasıl olması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.

Kaybedilen para bir şekilde kazanılır. Ancak kaybedilen güvenle birlikte para da, sermaye de kaybedilir.

Bir elaman her şeyden önce güvenilir bir patronun yanında çalışmak ister. Çünkü işyerinin sürekliliği ve kazancın artması bun bağlıdır.

Maaşların zamanında verildiğini, kasadan ziyade çalışanın emeğinin öncelendiği, iş piyasasında güvenin sağlandığı bir firma her zaman yetkin elemanların tercihi olacaktır.

Yüksek İletişim Gücüne Sahip Olmak

Bir iş yerindeki en önemli faktörlerin birisi işverenin pozitif bir iletişime sahip olmasıdır. Bir ata sözümüz vardır; “Kendisi bal satarken yüzü sirke satar.” Bu deyim bir pazarda bal ve sirke satan iki arkadaşın durumundan ortaya çıkmıştır. Adam bal satıyordur. Arkadaşı ise sirke satmaktadır. Gelen müşterilerin çoğu sirke satıcısının yanına gider. Bundan rahatsız olan arkadaşı balın fiyatlarını düşürür. Ancak yine müşteriler sirke satıcısının yanına giderler. Bunun nedeni anlamak için arkadaşına sokulur; “Ya kardeş, bu nasıl bir iş? Ben balı neredeyse senin sirke fiyatına indirdim ama hala gelen benim yüzüme bakan yok!” der. Sirke satıcısı; “Kardeşim git aynaya bak! Sen bal satıyorsun ama suratın sirke! Ben sirke satıyorum ama suratım bal! İnsanlar sirkeye değil, suratımdaki bal tebessümüne gelmektedir.” Der.

Buna benzer bir olayı da babam anlatmıştı. Kendisi öğretmendir. Bir pazartesi sabahı okula gider. O gün bayrak töreni vardır. Babam oldukça neşeli ve heyecan dolu birisidir. Aynı zamanda düşündüğünü söyleyendir. İşte o sabah okula neşeyle gittiğinde okul müdürünü asık surat, çatık kaşlı görünce dayanamaz.

“Müdürüm hayırdır bu ne hal? Seni böyle görünce bütün enerjim gitti! Bugünü nasıl bitireceğimi bilmiyorum. Gül biraz ya hu!” der. Müdür bunun üzerine aynaya bakar. Gerçekten de öyle göründüğünü fark eder. Bunun üzerine tören başladığında bütün öğrencilerin karşısında; “Sevgili gençler bugün öğretmeniniz gelip bana; “Seni görünce bütün enerjim bitti! Bu ne asık surat, çatık kaş, diyerek uyardı. Buradan ona teşekkür ediyorum. Öğretmenimiz için bir alkış istiyorum.” Der. Ve o gün hem babam için hem de okul müdürü ve diğer personel için oldukça neşeli geçmiş.

İşte aslında iyi bir işveren çalışanlarının duygularını dikkate aldığı gibi iyi bir iletişim becerisiyle onları daha verimli hale getirmesini bilir. Böyle işverenler çalışanlarını uzun bir müddet yanlarında tutabilirler. 

Dolgun Maaş

İyi işverenin özeliklerinden birisi de çalışanlarına dolgun ücret vermesidir. İnsanlar nihayetinde daha rahat yaşamak, çalıştığının karşılığını almak, değerinin bilinmesini ister. Bunun için de aldığı maaş önemlidir. Çalışmasının karşılığını almadığını düşünen bir eleman mutlaka gözü dışarıda olacaktır.

Gözü dışarıda olan bir elemanın iş yerinde tutulması kolay olmayacaktır.

Çalıştığı yerden daha fazla ücret veren olduğu zaman orayı tercih etmesinin önünde hiçbir engel görmeyecektir. İşveren çalışanına verdiği ücreti angarya veya gereğinden fazla vermiş görürse elemanlar bunu fark ederek oradan uzaklaşmanın yolunu arayacaktır. Yine iş dünyasının duayenlerinden Robert Bosch; “Çok param olduğu için iyi maaş vermiyorum, iyi maaş verdiğim için çok param var.” Demektedir.

Aslında bu bakış açısı elemanın işyerini sahiplenmesi ve aidiyet duygusu yaşaması için önemli bir adımdır. İyi bir maaş alan eleman çalıştığı yeri sahiplenerek oranın üretimini, pazarlamasını, reklamını yeterince yapacaktır.

Çünkü insan kendisini ait olduğu yere ihanet etmez. 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR