Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Yusuf YAVUZYILMAZ


ELEŞTİRİ KÜLTÜRÜ

Yusuf Yavuzyılmaz; Sosyalizmden faşizme, İslamcılıktan milliyetçiliğe, oradan İsmailağa ve Kemalizm’e kadar çoğu insan militanlaşmıştır.


 

Sosyalizmden faşizme, İslamcılıktan milliyetçiliğe, oradan İsmailağa ve Kemalizm’e kadar çoğu insan militanlaşmıştır. Dini cemaatlere mesafeli bakan bir kişi, eleştirel düşünceyi yüceltirken, bunu sadece karşıt gördüğü cemaatler üzerinden yapıyor. Bu militanlar, kendi cemaatine ya da ideolojisine dönük en küçük bir eleştiriyi bile kabullenemiyor. Örneğin devletin memur alımında ve bürokrasisinin örgütlenmesine dini cemaatlere ayrıcalık tanınmamasını isteyenlerin, Kemalizm üzerine yapılan tören ve ibadet boyutuna varan uygulamaları eleştiri dışında tuttuğuna tanık olursunuz. Onlar eleştirilerinde asla samimi değildirler. Dini alandaki sorunları eleştirideki iştahları, Kemalizm söz konusu olunca yerini mutlak itaate bırakıyor. 

Bir arada amaç kendi anlayışına dönük eleştiriyi etkisizleştirmek için eleştirel yaklaşımı araçsallaştırmaktır. Dinin araçsallaştırılmasını tek eleştiri alanı olarak belirleyip, diğer ideolojileri devre dışı tutanlar samimi değildir. Bu tipler, "eleştiri münafıklarıdır." Bunlar, yaptıkları darbeleri ve demokrasi dışı uygulamaları Kemalizm perdesi arkasına gizlenerek rasyonelleştirmeye çalışırlar.

Cemil Meriç ; "ideolojiler idraklerimize giydirilmiş deli gömlekleridir." derken haklıdır. Bir ideolojiye eleştirisiz bağlanmış biri militandır. İster ki benim görüşüm diğerlerince tartışmasız kabul edilsin. Hiç eleştirilmesin, eleştiri dışı tutulsun. Kuşkusuz bu kişi, özgürlük, hukuk gibi kavramların arkasına ustaca gizlenen bir militanıdır. Bu insanlara söyleyeceğimiz şey Aliya İzzetbegoviç veya Ali Şeriati gibi çok iyi eleştirel metinler yazanları okumaktır.

Ne yazık ki, bazı insanların demokrat ve özgürlükçü görünümlerinin altında güçlü bir faşizm gizlidir. Bu gizli yüzlerinin ortaya çıkmaması için olağanüstü bir gayret sarf ederler. Kendilerini tarafsız olarak tanımlarlar. Oysa düşünmek, eleştiri yapmak, sorgulamak zordur. Ahlaklı olmak, tutarlı olmak, Hakperest olmak lazımdır iyi bir eleştirmen olabilmek için. Oysa slogan atmak için hiç birine gerek yoktur; taraftar olmak, fanatik olmak yeter. Asıl eleştirinin kendi inançlarını, sahip olduğun ideolojiyi eleştirmek olduğunu bilmez. Kader konusundan söz eder, bu konuda en güçlü metinleri yazan Hasan Basri’den haberi yoktur. Akıldan söz eder, bu konuda en güzel metinleri yazan Maturidi, Kadı Abdülcabbar’ı bilmez, Kemalizm’i savunur Nutuk’u okumaz. İslamcılıktan söz eder, Cabiri'yi, Hanefi'yi, Şeriati'yi, Aliya'yı incelemez bile. Oysa düşünce emek ister, sadece aktarma yoluyla düşünce üretilemez. 

Eleştirinin en verimli olanı özeleştiridir. Bundan dolayı, tövbe en iyi özeleştiri eylemidir. Cesaret ister, emek ister, samimiyet ister. Bu yüzden kendine, bağlı bulunduğu öğretiye güvenen insanlar sürekli kendilerini iç denetime açık tutarlar. İç eleştiri, insanları diri tutan bir ortam üretir.

Kur’an iç eleştiriye büyük önem verir. İyiliğin, ahlakın güzelliğin egemen olmasını bireylerin kendilerini inşa etmesine bağlar. “Bir toplum özünü değiştirmedikçe Allah onlar hakkındaki hükmünü değiştirmez". (Aziz Kur'an) Bu ifade İslam sosyolojisinin temel ilkesidir. Değişim dışarıdan içeriye değil, içeriden dışarıya gerçekleşir. İslam toplumlarını geri kalmasının sebepleri dış güçler değil, kendi zaaflarıdır. Sürekli sömürgecileri suçlamak yerine şu soru sorulmalı: "Neden sömürülmeye bu kadar açık ve müsait bir yapımız var."

Kur'an okumayan Müslümanlar, Nutuk okumayan Kemalistler ve Marks okumayan sosyalistler; aynı meraksızlığın, sıradanlığın ve düzeysizliğin yol arkadaşlarıdır. Duydukları bilgilerle ve sloganlarla idare ederler. Okumazlar, çünkü okudukça sahip oldukları ezberlerin bozulacağından korkarlar. Unutmayalım Aziz Kur'an bizi düşünmeye davet eder. Düşünmeyen, aklını kullanmayan bir topluluk üzerine Allah pislik yağdırır, der Kur'an. Bir düşünceyi, ideolojiyi savunan kişiye o ideolojinin temel klasiklerini okuyup okumadığını sormak gerekir. Çoğu kişilerin ezberlenmiş sloganlar üzerine konuştuğu görülecektir. Oysa sloganlar üzerine doğru bilgi inşa edilemez. Bilgi yoksa düşünce ve irfan da yoktur. Bilgi güçtür; güçlü olmak için okumak ve kendini her zaman yeniden inşa etmek gerekir.

Konumu, bilgisi, tarihteki yeri ne olursa olsun bir insanı, insanüstü bir varlık konumuna yükselterek "ölümsüzlük" üzerinden kutsayan ve "olmasaydın olmazdık" gibi sorunlu bir dille öven bir zihnin ne tasavvuf ne de din eleştirisi sahih ve samimi değildir.

Bizler kendi başbakanını astıran, kendi cumhurbaşkanını zehirleyen, demokratik süreçlerle kurulan bir hükümetin irtica gibi sanal bahanesiyle yıkılmasına seyirci kalınan, 28 Şubat sürecinde Atatürkçülüğü kurtarmak için şantajla milletvekili transfer eden, Ak Partinin iktidar olmasıyla başlayan süreçte iktidarı devirmeyi amaçlayan askeri bir zihniyetin sivil partiler tarafından desteklenen, kendi vatandaşlarının etnik ve kültürel çoğulculuğunu tanımayan, Kemalizm’i korumak için her türlü demokratik gelişimin önünü tıkayan, sevimsiz devlet törenleriyle herkesi nefret ettiren bir ülkenin evlatlarıyız. Bu yüzden eleştirel düşünceye karşı mesafeli bir tavrımız vardır.

İslam dünyası, genel anlamda eleştiriyi kurumsallaştıramamış bir geleneğe sahiptir. İçtihat kapısının kapatılması sonucu ortaya çıkan yerleşik veya değişime kapalı din algısı kendi kurumlarını yaratmıştır. Bu kurumlar, halk üzerinde mülkiyet kuran bir din dili oluşturmuşlardır. Yeni yorumlar bu mülkiyet ilişkisini sarsacağından tepki ile karşılanır.

Eleştirel düşüncenin önündeki en büyük engellerden biri de fanatik partizanlardır. Partizan, kendi partisinin bütün kararlarını onaylar. Daha da vahimi yoruma açık sosyal ve siyasal olaylarda alınan bir kararı itikadı bir alana taşır. Böylece kendi ait olduğu partinin kararını dinin de onayladığı meşru ve tek doğru karar olarak algılar.

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR