Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Bülent ACUN


EĞİTİMİN BEŞ ESASI

Eğitimin beş esası: Müfredat, okul, öğretmen, öğrenci ve aile...


Yine bir eğitim ve öğretim yılına Bismillah dedik. Zil çaldı; öğretmeni, öğrencisi, velisiyle hepimize aydınlık yarınların ay yüzlü altın kalpli nesillerini yetiştirmek için eğitim öğretim yolunda seferber olmak kaldı. Hiç kuşkusuz bu alanda söyleyecek bir çok söz, sorulacak bir çok soru ve çözüm bekleyen bir çok sorun var. Biz bütün bunları müstakbel zaman ve zeminlere havale ederek nitelikli bir eğitim ve öğretimin vazgeçilmez beş unsuru hakkında karınca kararınca düşüncelerimizi serdetmeye çalışacağız.

Eğitim ve öğretimin o mühim unsurlarını kısaca ele almaya geçmeden önce şu hususu beyan etmek fevkalade yerinde olacaktır. Bizim birazdan ele alacağımız unsurların her biri, değil sadece müstakil bir yazı konusu olmak, başlı başına birer sempozyum, panel, şura, konferans ve kitap konusudur. Yani dememiz o ki yazacaklarımız, yazılması gerekenler deryasında bir damla mesabesindedir.

Müfredat:    

Müfredat hiç kuşkusuz eğitim ve öğretimin beyni mesabesindedir. Bir yol haritasıdır, bir kılavuzdur, bir rehberdir müfredat… Bilgi binamızı ayakta tutan ilkelerden müteşekkil sütunlardır. Müfredat; tarih, kültür, inanç ve medeniyet değerlerinden beslenmeli, bugünden emin adımlarla yarına yürümenin iyi yapılmış bir planı olmalıdır. Milletinin değerlerinden beslenmeyen bir müfredatın, memleketinde hak ettiği değeri bulmasının imkanı yoktur. Hakikatlerden soyutlanmış bir müfredat hayatta asla yer bulamaz. Fıtrata uygun hazırlanmayan bir müfredatın fetret getirmesi kaçınılmazdır.

Okul:

Eğitim ve öğretimin evi olan okul, okuma ve yazmanın menbaı ve mekanıdır. Hayat okulunu öğretmeyen okul hayatının hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Okulun asıl işlevi okuma yazmayı öğretmeden ziyade sevdirmek olmalıdır. Okulunu sevmeyen bir öğrencinin okumayı sevmesinin imkânı yoktur. Bugün ne yapıp edip okulu batı taklitçiliği ve bunun sonucu olan kültür emperyalizminin merkez üssü olmaktan çıkarmalıyız. Nitelikli bir okul erdemli toplum, güçlü devlet ve müreffeh bir milletin teminatıdır. Okullarda ahlak ve maneviyatı hakim kılarak sınıfı değil sıratı geçme gayesi ile yetiştireceğimiz nesiller erdemin bayraktarı, faziletin sancaktarı olarak iki cihanda yüz akımız olacaktır.

Öğretmen:

Bilgi binamızın bilge mimarı olan öğretmen eğitim-öğretimin adeta motorudur. Bu yönüyle öğretmen, eğitim öğretimin en önemli unsurlarından birisidir. Eğitim öğretimde bütün yollar öğretmene çıkar. Bütün işler onda başlar, onda biter. Eğitim ve öğretimin nabzı öğretmenin elinde atar. Bir milletin en önemli kazanımlarından birisi de nitelikli öğretmenlere sahip olmasıdır. Öğretmenini seven çocuk dersi sevecek, dersi seven çocuk okulu sevecek, okulu seven çocuk da okuma yazma ve düşünmeyi severek hayatında başarılı olacaktır. Bu durumun kahramanı öğretmen olduğu gibi tersi durumun sorumlusu da öğretmendir.

Bir öğretmenin en önemli başarısı bildiklerini öğrencilerine anlatıp dinletmek değil onlara o bilgileri özümsetmek, benimsetmek ve yaşatmaktır. Sevgiden yoksun şefkatten mahrum, sabrı kifayetsiz, emeği yetersiz birinin öğretmenlik gibi bir meslekte asla ve kata işi olmamalıdır.

Öğrenci:

Öğrenci, eğitim ve öğretimin kalbi, müfredat, okul, öğretmen ve ailenin aynasıdır. Eğitim ve öğretimde başarının yegâne ölçüsü öğrencidir. Öğrenciyi ihmal eden bir müfredat geçersiz, bir okul gereksiz, bir öğretmen başarısız, bir aile sorumsuz ve duyarsız demektir. Nesilleri gaflet içinde olan milletler cehalet ve sefaletten kurtarılamazlar. Alemde boşluk kabul etmeyen şeylerin başında insan gelir. Küçükken eğitemediğimiz bir insanı, büyüdüğünde eğitmek çok zordur. Nesilleri küçük yaşta yetiştirmenin hasılasının büyük olacağından kuşku yoktur. Öğrenciyi canı gönülden sevmeli, onlara kitabı, kalemi, defteri, okumayı, yazmayı, düşünmeyi sevdirmeli böylece cehalete boyun eğdirmeliyiz.

Aile:

Aile, öğrenciyi tanıma ve anlama kılavuzudur. Bir öğretmen öğrencisinin ailesini ne kadar tanırsa o kadar başarılı ve verimli olur. Ailenin ihmal edildiği bir eğitim ve öğretimin başarılı olması mümkün değildir. Ev, okulun en önemli yardımcısıdır. Evsiz okul da, okulsuz ev de eksiktir, yetersizdir. Evde öğretilenlerin okulda, okulda öğretilenlerin evde yaşanamıyor oluşu çocukları “Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar.” durumuna düşürecektir. Okul ve ailenin birliği, eğitim ve öğretimde öğretmene etkinlik ve yetkinlik, öğrenciye ise mutluluk ve başarı getirecektir. Bir öğretmen için aileyi dinlemeden çocuğu anlamanın, çocuğu anlamadan da ona laf anlatmanın, söz dinletmenin mümkünatı yoktur.

Kaynak: Yeni Söz Gazetesi

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR