Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Selvigül ŞAHİN


Edebiyatın Kalesi: Sanatı ve Sanatçıyı İnşa Eden Dergiler

Yazarımız Selvigül Şahin'in Özgün İrade Dergisi 2019 Aralık Sayısında yayımlanan yazısı...


Her Cuma bir meclis kurulur Yedi İklim’ de, kimler gelir kimler geçer. Onlar bizim büyüklerimizdir. Öncülerimizdir. Gençler etrafını kuşatır, Ali Haydar Haksal, Hasan Aycın, Recep Yumuk, Mete Çamdereli, Osman Bayraktar, Nurettin Durman, Adem Turan, Mustafa Özel ve şu an aklıma gelen gelmeyen üstatlarımızın etrafında …
 

Bir Cuma akşamı Üsküdar’ın, deniz esintili, sonbaharın gazelleriyle kuşanmış manevi atmosferini soluyarak Yedi İklim Dergisi’ne uğradım. Yedi İklim Dergisi’ne neredeyse elimden geldiğince 25 yıldır uğruyorum. Ne kadar zaman geçmiş ve nasıl geçmiş bu yıllar… Dergi ’de Ali Haydar Hocamı göremedim, Osman Bayraktar Hocam ve gençlerle sosyal medya üzerine, çağın gençlerle muhataplığı üzerine anlamlı bir sohbetimiz oldu. Çok uzaklardan Şakir hoca, Gökhan Serter’i davet etmişti ve tertemiz çehresiyle, sanki başka zamanlardan tebessümler yüklenmiş duruşuyla genç Musab çaylarımızı tazeledi.
 

Her Cuma bir meclis kurulur Yedi İklim’ de, kimler gelir kimler geçer. Onlar bizim büyüklerimizdir. Öncülerimizdir. Gençler etrafını kuşatır, Ali Haydar Haksal, Hasan Aycın, Recep Yumuk, Mete Çamdereli, Osman Bayraktar, Nurettin Durman, Adem Turan, Mustafa Özel ve şu an aklıma gelen gelmeyen üstatlarımızın etrafında Edebiyata ve okumaya meraklı öğrenciler, genç öğretmenler her daim Yedi İklim Dergisi’nin müdavimleridir.
 

Böylesine sıcak, kitap kokuları ile kadim bir semtin adeta gizemli sokaklarının arkalarında bulursunuz Yedi İklim’i, size her daim umut, her daim yeni diriliş soluğu aşılar.
 

Ali Haydar Hocam rahatsızlığı dolayısıyla yoktu dergide, hüzünlendim, bizim ne değerli kıymetlerimiz var onu düşündüm. Onun yokluğu, dergide nasıl da büyük bir boşluk oluşturmuştu. Gençlere yakınlığı, onlara her daim umut ve ümit aşılaması manidardır. Hiç çekinmeden yeni yazmaya başlayan bir genci Ali Haydar Hocama gönderebilirsiniz. Onun mütevazılığı, kuşatıcı kimliği ve amatör ruha verdiği eşsiz destek çok değerlidir ve sizi hiç yanıltmaz, düşkırıklığına uğramazsınız bir usta ile karşılaştığınızda. Dergiye gelen, sohbete dâhil olan her hoca büyük bir kıymettir ve Ömer Lekesiz ’in bir kitap beyi olarak tanımladığı Recep Yumuk hocamın sessiz, sakin duruşundan bile ilham alırsınız, çekinirsiniz… Her bir hocamızın gençlere, arkadan gelenlere kattığı değerleri düşünüyorum ve dergilerin ne denli önemli olduğunu anlıyorum… Hasan Aycın Hocam, zamane dervişlerinden bir derviş gibi tane tane akıtır yüreğinize kelimeleri. Soluksuz dinlersiniz. Mete Çamdereli, entelektüel eşsiz birikiminin vakur duruşunu, samimiyetiyle ve mütevazılığıyla öylesine örter ki, bu samimiyet ve vakar sizi adeta erdemli duruşlara, gerçek bilgeliğe yöneltir. Osman Bayraktar tıpkı yazdıkları gibi, derin, donanımlı, kalıcı olana talip sessiz akan ırmaklar gibi arada bir suskunluğunu bozar ve tane tane konuşur gençlerle…
 

Dergiler böyledir, özellikle edebiyat dergilerinde edebi öğrenir ve yaşarsınız. Büyüklerin karşısında duruşunuzu, oturuşunuzu terbiye edersiniz adeta. Hangi dergi olursa olsun Ustalar her daim gençlerin ruhlarına dokunur, onları yarınların edebiyatına doğru inşa ederler adeta. Bu doğal bir süreçtir. İster yolunuz Yedi İklim, ister, Dergâh, Hece Dergisi, Ay Vakti, Bir Nokta, hangi dergiye yolunuz düşerse düşsün bu böyledir. Aklıma gelmeyen yeni yeni çıkan her bir dergi kıymetlidir değerlidir ve kültüre sanata büyük katkılar sağlar.
 

Bir Nokta, tıpkı Hz. Ali’nin sözü gibi, “İlim bir nokta idi onu cahiller çoğalttı” ifadesine has bir sadelik ve durulukta Usta şair Mürsel Sönmez’in mihmandarlığında gençlerle buluşur yıllardır. Şiirinin naifliğini, ağabeyliğe, sohbetin ve sözün sıcaklığına taşımış ender şairlerimizdendir Mürsel Sönmez Hocamız.
 

Dergâh Dergisi’nin kapısını da çalalı neredeyse 25 yıl oldu. Mustafa Kutlu hocam sen buraya geleli ne kadar oldu diye sorduğunda yılların nasıl da hızla geçtiğini anladım. Yazma serüvenimde başlangıç noktasında beni yüreklendiren üstat nice yazarlara da mihmandarlık yapmıştır. Onun duruşu, sohbeti, sizinle yürekten kurduğu eşsiz bağ yazmaktan ziyade gönle dokunan bir hâl ile sizi adeta huzura, mutlak güzelliklerin eşsiz duraklarına taşır. Ali Ayçil’in ve dergi ekibinin gayretleri ile çıkan dergiden büyük şairler geçmiştir, büyük yazarlar geçmiştir. İbrahim Tenekeci de bunlardan birisidir. İsmail Kara gibi kıymetli bir Üstadı ben Dergâh Dergisi’nde tanıdım.
 

Her bir derginin kendi mahallesi, kendi cemaati vardır. Ve olmalıdır mutlaka. Ankara’ya gittiğinizde Hece Dergisi’nin Kızılay’ın kalabalık caddelerini geçerek kapısını çalarsınız. Sıcak ve samimi bir ortamdır sizi karşılayan. Yazmanın ve okumanın erdemli ve onurlu duraklarında buluşursunuz. Ali Karaçalı, Hayriye Ünal ve diğer üstatlarla, Ankara’nın resmi ortamına meydan okuyan bir sıcak sohbetle sizleri karşılarlar adeta.
 

Sultanahmet’in tam göbeğinde, kalabalıkları yara yara geçerek Türk Edebiyatı dergisine uğradığınızda, kadim medeniyeti an an inşa etmiş Ahmet Kabaklı hocanın hatıraları ile başka bir dünyayı, hatıraları, eskimeyen zamanlara ait anılara adım atarsınız adeta. Bahtiyar Aslan oradadır, Özcan Ünlü, şair naifliğinde sizi karşılar, Cengizhan Orakçı’nın eşsiz sohbeti, türkülerin eşsiz sıcaklığıyla sizi kuşatan Şerif Aydemir Hocamızın davudi sesiyle Anadolu hikâyelerini dinlemeniz mümkündür.
 

Mahalle Mektebi, taşrada edebiyatın yapılamaz oluşunun tabusunu yıkmış büyük ve değerli bir ekip çalışmasıdır. Abdullah Harmancı, Muammer Ulutürk, Ulvi Kubilay Dündar, Mehmet Kahraman, Abdullah Kasay ve aklıma hemen gelmeyen çok değerli kıymetli yazar ve akademisyenlerle tam da Anadolu’nun artasında merkez bir edebiyat dergisi olarak emin adımlarla güçlü bir şekilde yoluna devam ediyor.
Muhayyel Dergisi, son dönem entelektüel birikim ve donanımla gençleri kuşatırken, arayışlar ve postmodern yönelimlerin çıkış noktası olarak ayrı bir seslenişle, Usta yazar Cemal Şakar, Güray Süngü ve pek çok yazarla büyük bir boşluğu doldurarak kadim kültüre büyük katkılar sağlayarak yoluna devam ediyor.

 

Yine Post Öykü Aykut Ertuğrul önderliğinde kıymetli bir yazı kadrosu ile gençlerin dilini oluşturmada, yenilikçi ve dildeki gelişmelerle büyük bir cesaret örneği göstererek yeni kuşaklara anlamlı seslenişler gönderiyor.
 

Ay Vakti yirmi yılını doldurmuş, nice yazarların yetişmesinde öncülük etmiş güzide bir dergimizdir. Şeref Akbaba hocamız babacan duruşu, kadim kültüre olan güçlü bağı ile gençleri kuşatmaya, yeni yazarları keşfetmeye devam ediyor.
 

Karabatak Dergisi, yıllardır büyük özveri ve çaba ile Ali Ural Hocamızın gayretleri ile yoluna devam ediyor. Yeni kuşaklara, yeni açılımlar, yeni umutlar aşılıyor ve pek çok yazar yetişmesine katkı sunuyor.
 

Şiar Dergisi, Şair Serap Kadıoğlu’nun ve ekibinin eşsiz gayretleri ile büyük heyecanlarla okuru kuşatıyor. Kapak tasarımlarını da yapmaktan onur duyduğum dergideki heyecan ve canlılık doğrusu genç kuşakları edebiyatın bitimsiz ilhamına, eşsiz keşfine taşıyor.
 

“ Kitap fazla ciddi, gazete fazla sorumsuz. Dergi, hür tefekkürün kalesi. Belki serseri ama taze ve sıcak bir tefekkür” diye bahseder dergilerden Cemil Meriç ‘ Bu Ülke’ adlı kitabında. Yazar adayları ve has edebiyatın taliplileri okur için edebiyat dergileri adeta bir mektep ve ocak görevi görürler. Yüreği heyecan ile çarpan genç yazar adayları dergilerin kapılarına geldiklerinde, köklü, soylu ve erdemli bir medeniyet yürüyüşüne de çıkmış olurlar. Çünkü her dergi bir ocak, tedrisatından geçen genç yazar adayı için adeta bir dergâh gibidir. Önden yürüyen üstatlar, dergi editörleri, şairler, öykü – hikâye yazarları genç yazar adayları için verimli ve sağlam bir yoldurlar daima…
 

Dergiler sanat, edebiyat ve kültür iklimimize her ay yepyeni heyecanlar ve umutlarla dopdolu akarlar durmaksızın. Kültür ve Edebiyat Dergileri, her ay yeni dirilişlere ve muştulara gebe duru ırmaklar gibi öylece kültür iklimimizi yeşertirler.
 

Bizim yolumuz bu dergilerden geçmiştir. Yazarlığa ilk adım heyecanını bu dergilerin kapılarını aşındırarak yaşadık. Değerli üstatların izinden nice sabır ve meşakkat dolu yolu takip ederek yol almaya çalıştık. Sosyal medya ağlarını örmemişti bizim gençliğimizde, sanal edebiyat iklimi, söz kirliliği böylesine ayartan hal ile yoktu günlerimizde. Heyecanla kapısını tıklattığımız dergiler ve gözlerinin içine baktığımız yazar ağabeylerimiz, üstatlarımız vardı. Ömürlerine bereket hala o dergiler bir kale gibi dimdik duruyorlar. Her bir dergi kendi membaında gürür gürül akan ırmaklar gibi has yazarı ve has okuru besliyor, yeşertiyor. Ve has yazarlar bu büyük, köklü dergilerin terbiyesinde yetişirken ulu çınarlar gibi derin köklerini salıyorlar toprağın derinliklerine… Kolay olmuyor elbet has edebiyatın bu topraklarda mayalanması hiç kolay olmuyor. Ama arayanların, köklü, derin, geleneğe yaslı ve geleceğe uzanan has edebiyatın müdavimlerinin yolu mutlaka bu dergilerden geçiyor.
Emektar pek çok yürekli yazar ve şair önden yürürler dimdik ve sarsılmadan. Sırat-ı Müstakim üzeredirler hep… Hece Dergisi’nin yıllarca yükünü omuzlamıştır Hüseyin Su. Necip Tosun, Abdürrahim Karakoç nice genç yazarı keşfetmişler yazın hayatlarına mihmandarlık yapmışlardır. Derinden ve sessizce akan bir ırmak gibi damardan konuşan Usta şair, Nurettin Durman ve Metin Önal Mengüşoğlu, Ümit Aktaş, Mustafa Özçelik, Hüseyin Akın, Ömer Lekesiz, Yasin Doğru, Cahit Koytak, Arif Ay, İbrahim Demirci, Sadık Yalsızuçanlar, Ali Sali, Kamil Eşfak, Recep Seyhan, Recep Garip, Cihan Aktaş, Yıldız Ramazanoğlu, Fatma Barbarasoğlu, Sibel Eraslan, Şakir Kurtulmuş, Adem Turan, İbrahim Tenekeci, Ahmet Murat, Mustafa Celep, ve pek çok aklıma gelmeyen usta yazar – şair öncü olarak, yetiştirdikleri nice sönmeyen genç yıldızlarla dergilerde buluşarak ağartmıştır göğümüzü.

 

Yaşadığımız dönemde; Türk Dili( Dil ve Edebiyat Dergisi), Dergah, Yediiklim, Varlık, Dil ve Edebiyat, Hece, Türk Edebiyatı, Bir Nokta, Ay Vakti ve yukarıda da değindiğim gibi aklıma ilk gelen köklü dergilerden… Onları takip eden, Aydos, Temmuz, Butimar, Hayal Bilgisi, Ihlamur, İtibar (yakın zamanda kapandı), Tasfiye, Değirmen, Aşkar, Kün Edebiyat ve aklıma gelmeyen pek çok edebiyat dergisi hala büyük bir heyecan ile her ay okuyucu ile buluşuyor.
 

“Ama nesiller birbirini izliyor dergide. Meş’ale sönmüyor” diyor Üstad Cemil Meriç. Evet, birbirini izleyen nice nesiller ve bereket kuşanmış yarınlar için iyi ki dergiler var. Bereketli ve muştu yüklü yarınları adımlamak, gençleri yazın kervanının derin soluğuna taşımak için iyi ki önden giden güzel yazan güzel yürekli Üstatlar var. Hepsinin ömrüne bereket diyorum.
 

Tüm dergilerin kapıları sonuna kadar açık olsun gençlere, ümidimiz budur. Bu kapının arkasındaki üstatlar, gençlerin kalemlerinin uçlarını sivriltirken, onların körpe dimağlarına kurtuluş aşını, has edebiyatın soylu mayasını çalsınlar yegâne umudumuz ve duamız budur…
 

Medeniyete kök salmış daima meşale olan dergilere selam olsun… Önden giden öncü yazarlara ve üstatlara esenlik ve dua olsun… 

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR