Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Ramazan DEVECİ


Ebul Fazl Abbas, Kerbela’nın Yiğit Savaşçısı

Ramazan DEVECİ'NİN Makalesi; Sünni dünyanın çok tanımadığı, Kerbela’nın yiğit savaşçısı Ebul Fazl Abbas Hicretin 26. Yılında Şaban ayının 4’ünde doğdu.


Sünni dünyanın çok tanımadığı, Kerbela’nın yiğit savaşçısı Ebul Fazl Abbas  Hicretin 26. Yılında Şaban ayının 4’ünde doğdu.

Sünni Müslümanlar Hz. Abbas denilince Peygamberimizin amcası Hz. Abbas’ı hatırlarlar. İmam Ali’nin oğlu Ebul Fazl Abbas’ı ise çok tanımazlar. Bu Sünni Müslümanların Kerbela kültüründen uzak kalmasının bir belirtisidir esasen.

Ebul Fazl Abbas doğduğunda, İmam Ali oğlunu kucaklamak için büyük sevinçle evine gitmiş bu yeni doğan yavrusunu kucağına almış ellerini, kollarını öpmüş sonra ağlamıştı. Hz. Abbas’ın annesi Ümmül Benin İmam Ali’ye neden ağladığını sordu. Bir babanın yeni doğan bebeğini kucağına alıp severken ağlaması görülmüş bir şey değildi. İmam Ali şöyle dedi; “Bu yavrumun kolları Hüseyin’ime edeceği yarenlik uğrunda kesilecek” Anne Ümmül Benin yavrusunun kollarını kesileceğini duyar duymaz feryad etmeye ağlamaya başlamıştı. O zaman İmam Ali anneyi teskin edecek müjdeyi veriyordu. “Bilesiniz ki gözümüzün nuru Abbas, Hak Teala katında yüksek derecelere sahip olacak. Hak Teala, daha önce kardeşim Cafer’e (Cafer-i Tayyar) nasıl iki kanat hediye ettiyse, ona da iki elinin karşılığı olarak iki kanat bağışlayacak ve Abbas da bu kanatlarla, cennette meleklerle birlikte uçacak! ” 

Ebul Fazl Abbas Kerbela’nın bu yiğit savaşçısı otuz bin kişilik Yezid ordusunun karşısına çıkarak şöyle diyordu.

"Allah'ı arayan kalbim ölüm korkusuyla sarsılmaz. Ne yazık; biraz düşünüp benim soyuma dikkat etseydiniz, teslim olmamı beklemezdiniz. Ben Ali'nin oğluyum ve bilin ki Allah'a tevekkül eden yürek ölümden korkmaz."

Muharrem ayı başlamış Kerbela’da susuzluk hat safhaya çıkmıştı. İmam Hüseyin’in altı aylık küçük oğlu Ali Asgar susuzluktan ağlıyordu. Susuzluktan Ali Asgar’ın annesinin sütü de kesilmişti.

Ebul fazl Abbas, küçük yeğenine ve amcasına su getirmek için silahını kuşanmış tek basına düşman ordusuna saldırıp onların saflarını yararak Fırat nehrine ulaşmayı başarmıştı.

Susuzluktan takati kesilen Ebulfazl Abbas, Suyun başında, susuzluktan dudakları kurumuş bir şekilde suya baktı, suyu avuçladı ama içemedi, su boğazından geçmedi. Ebul Fazl abisi İmam Hüseyin ve altı aylık yeğeni Ali Asgar susuz beklerken o ulaştığı sudan su içmedi, içemedi. İçmek için avuçladığı suyu geri bıraktı.

Bu nasıl bir fedakarlık nasıl bir sevgi idi böyle….

İmam Hüseyin’e olan sevgisi, İmam Hüseyin’e olan aşkı kurumuş dudaklarına suyu götürmekten alıkoymuştu. Yüreğindeki aşk yangını, susuzluktan daha baskın gelmişti.  

Tek bir yudum su bile içmeden, su testisini suyla doldurdu Ebul Fazl Abbas. Bir elinde su testisi diğer elinde kılıcı ile Aşkına, İmam Hüseyin’e ulaşmaya çalışırken Yezid’in askerleri kuşattılar onu. Ebul Fazl Abbas tek başına otuz bin kişilik ordu ile savaşıyordu. O kadar çok Yezid askeri öldürmüştü ki sayısı bilinmiyordu.

Sanki elindeki kılıç İmam Ali’nin Zülfikar’ı idi. Önce su testisini tutan elini kestiler, sonra kılıç sallayan kolunu. Tıpkı amcası Cafer-i tayyar gibi önce iki kolunu şehit vermişti. Onun için İmam Ali Ebul Fazl Abbas’ında cennette iki kanatlı olacağını müjdelemişti.   

Doldurduğu suyu İmam Hüseyin (as) ve Ehl-i Beyt'ine ulaştıramadan şehit olmuştu Ebul fazl Abbas…. 


 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR