Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Aziz DARICI


Düşünceye İffet ve Hayâ Gerek /1

Sosyolojik-toplumsal ve tarihsel olarak uç fikirlerin toplumsal olarak kabul görmeyişleri, o fikirlerin tarihsel bilgi olarak bırakılmasına, Allah tarafından o toplumun gündeminden düşmesi ile sonuçlandığı bir hafızaya sahibiz.


(Resûlüm!) Sana vahyedilen Kitab´ı oku ve namazı kıl Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah´ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir. ( Ankebut/45)

?Her dinin bir ahlâkı vardır; İslam´ın ahlâkı da hayâdır.? (İbn Mace, Zühd, 17) 

Fikriyatımızın derinliği sizin yapacaklarınızın da öngörüsüdür. Sağlam bir fikriyat, insanlığı huzur sokağına götürür. Vahiy ve Hz. Peygamberin sünneti ile şekillenmiş bir düşünce elbette her yanı ile İslam kokacaktır. İslam ilminin havzasında beslenen ve gelişen bir düşünce berrak olduğu gibi geçtiği yerlere izini de bırakacaktır.  Tarihin hafızasından, kitapların sayfalarından çıkarak insanlığın hizmetine sunulacaktır. O yüzden hiçbir güzel fikir tarihin çöplüğünde atılmamıştır. Allah bu tür güzel fikriyatları belki belli dönemlerde ertelenmiştir ama kaybolmasına müsaade etmemiştir. İslam düşünce tarihi bunun örnekleri ile doludur.

Fikir adı altında, bu benimdir düşüncesi adı altında İslam ilminin sınırlarını zorlayan düşünceler sarf edilmiştir, edilmeye devam edilecek. Düşünce özgürlüğü adı altında sunulan fikirlerin iffet ve hayâ gerektiği söylemek gerektiği bir dönemden geçiyoruz. Davranışsal olarak sürekli dillendirilen iffet ve hayâ aynı zamanda düşüncede, duruşta da olması gerekir. Bu olmadığı takdirde her akla geleni ortaya-ortama söylemek düşüncede iffet ve hayâ sınırlarını çoktan aşmıştır demektir. Kimse söylediğimize inanmak zorunda değil tezi bu söylediklerimizi masum kılıfına katmaz. Eğer bir şey ortama söyleniliyorsa bunun anlamı açıktır. Ben buna inanıyorum sizde buna inanın demektir. Yoksa inanmadığın bir şeyi söylemek başka bir hastalığın teşhisini gerektirir.

Nefsi izlerini bırakmak isteyenlere İslam fikriyatı asla izin vermeyecektir. Bu izin vermeyiş bir kurumsal yapıdan kaynaklanan bir durum değildir. Sosyolojik-toplumsal ve tarihsel olarak uç fikirlerin toplumsal olarak kabul görmeyişleri, o fikirlerin tarihsel bilgi olarak bırakılmasına, Allah tarafından o toplumun gündeminden düşmesi ile sonuçlandığı bir hafızaya sahibiz.

Bu bağlamda son zamanlarda hadis üzerinden koparılan fırtınada elbet dinecek ve herkes hakkettiği yerde elbette hakkettiği cevabı alacaktır. Bu konuda yapacağımız şey hangi kutsal değerimize bir saldırı olursa, tartışma malzemesi yapılırsa, onu korumak ve kollamak bir Müslümanın görevidir. Kur´an ve Hz. Peygamberin sünnetini ayrıştıranlar, Allah ile peygamberin sevgisini farklılaştıranlar, Allah ile Hz. Peygambere itaati sululaştıranlar, ben benim sen sensin meali yorumlar, tarihi konuşmak yerine tarihi kendi cenahından konuşturanlar, vahiy hatırına onun canlı hali (sünneti) Kur´an-ı değersizleştirenler, alimleri tarihin tozlu raflarında bırakmak isteyenler, İslam fikriyatını yeniden keşfettiğin sinyalini verenler? Bu bize yeni bir şey katmamakta? Bu parçalanmışlığımıza ?bir darbede benden? demekten başka bir işe yaramıyor?

Vahyin ve Sünnetin tanımları, İslam kaynakları nazarındaki değeri konusunda âlimlerimiz ittifak halindedirler. İstisnalarda kaideyi bozmamakla beraber Kur´an ve Sünnet tanımlaması yapmayacağız? Bir düşünce-yorum-tevillere olan itirazlarımızı paylaşacağız? Paylaşırken İslami kavramlar ile sınıflandırma, isimlendirme yapmayacağız? Çünkü İslami kavramlar tüm ümmetin malıdır.

Bu bağlamda hadisi reddeden ve Hz. Peygamberin sünnetini değersizleştiren akla;

?Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü´minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.? (Tevbe-128)

Sahabe nesli çok şanslı saymalıyız? Bazı yorumlara göre bu ayetin hükmü yok?Olması da mümkün değil?Çünkü Hz. Peygamber misyonunu tamamladı. Dolayısı ile ?şefkatli ve merhametten? yoksun kaldık?

Ey iman edenler! Seslerinizi,Peygamber´in sesinin üstüne yükseltmeyin.Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber´e yüksek sesle bağırmayın, yoksa siz farkına varmadan işledikleriniz boşa gider.(Hucurat-2)

Sesinizi Hz. Peygamberin sesinden, O´nun söylediği sözlerden daha kuvvetli ve daha albenisi yüksek, daha akla yatkın bir dille söyleyebilirsiniz? Bu ayetin hükmü de sizlerin tevillerinize göre bir ayara tabi tutulabilir? Muhatap aldığınız aklı çok değer vermeniz ayetleri ya törpületir ya da farklı yorumlara götürür.

Andolsun, Allah´ın Resûlünde sizin için; Allah´a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah´ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır. (Ahzap-21)

Zaten sizin için Arap geleneğini yaşamsal izlerini taşıyan bir peygamberin, modern yaşam tarzını yansıtacak bir örneklik,  şekle ve şemale takılacağından bundan da vazgeçebilirsiniz. Batı aklı bizimle alay etmesin diye bize tarihsel fikrimizi ve izlerimizi yansıtacak İslami figürleri çoktan bıraktınız ve bu toplumunda modern kafaya sahip olmasını talep ediyorsunuz.  Diliniz ve üslubunuz batının kavramsal iz düşümlerini sergilerken, tevil ve yorumların tirajının artması beklenmekte?

Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü´minlerin kadınlarına söyle, bedenlerini örtecek elbiselerini giysinler. Bu, onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. (Ahzap-59)

Sözüm ona bu çağda İslam´ın hayatın içinde var olması gerekir tezinden, kadınların evlerini artık bir zindan olarak görmelerini sağlayan yaklaşımlar, kapitalist sistemin sokağa çağırırken; buna çanak tutan yorumları sanal ortamlarda, televizyon ekranlarında rahatça söyleyiniz? Mahremiyet artık bir ahlak konusu değil..! Dünyada gizli bir şey kalmadı..! Kendinize güveniniz yok mu nasihati şeytan ve avenesinin gözlerini kamaştırmakta?

?Yalnız erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.(Bakara-228)

Eşitlik adına hak ve adalet çizgisini es geçerken, eş cinslere yaklaşayım derken eşlerini çoktan geçen, benim neyim eksik mantığından birçok şey eksilirken, kadın peygamber, miras paylaşımını, erkeklere tanınan haklar sizinde hakkınız meali yorumlar? Allah ve Resulünün taksimatı beğenmeyip kendileri taksimata kalkışanlar?Allah ve resulü adalet olmasında kim adaletli olsun?

?Sizden biriniz beni annesinden-babasından, çoluk-çocuğunuzdan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş olamaz.? [Buhari, Sahih, İman, 2/8 (I;9)]

İman ve salih ameli bir bütün olarak gören sizlerden, bu ümmet şu yukarıda ki hadisin pratiğe dökülmüş halini çok görmek ister? Bir sevdiğiniz aklına gelince rahmet ile anarken Hz. Peygamberi akla ve dile gelince bir salavat çekmeyi bu ümmete çok görmeyin? Önemli olan kalben sevmek ise Allah´tan başka hiç kimse kalplerin bilgisine ve hallerin ne olduğu bilgisine sahip değil?

Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamberi överler: Ey inananlar! Siz de onu övün, ona salat ve selam getirin. (Ahzap-56)

Bu ümmet saf hali ile bu ayet okunduğunda ?Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed? salavat getirir. Hayır ummak için?Hz. Peygamberi yad etmek için?Gözyaşları ile bunu sulayan insanlar çok? Lakin bunu bir ?riyakarlık? ,?eyyamcılık?, ?torpilcilik? olarak yorumlamak, yorumlara haya ve iffet gerektirir. Allah kendi peygamberini zaten destekler? Onu desteklemeyi hepimize de emreder? Ama Hz. Peygamberin aynı zamanda Allah katında şanı yücedir?Allah O´nu anıyor?Senin de Hz. Peygamberi anmanı istiyor? Andığın insana da itaat etmeni istiyor? Onun söylediklerini de(hadislerini) baş göz etmen gerektiğine dair emri, tevil getirecek bir yorum bu ümmet daha keşfetmedi?

Bu yaklaşım tarzları; İslam´a ne yeni bir açılım, ne yeni bir ruh, ne yeni bir medeniyet getirir. Gelenekselciliğe olan tepkiniz sakın sizi-bizi-herkesi geleneğe muhalefet ettirmesin? Kur´an hatırına ne Sünneti, ne Sünnet adına Kur´an-dan ayrılmak bu ümmetin iki yakasını bir araya getirmez?

De ki: ?İşte bu benim yolumdur. Ben ve bana uyanlar bilerek Allah´a çağırırız. Allah´ın şanı yücedir. Ben, Allah´a ortak koşanlardan değilim.? (Yusuf Suresi-108)

Ayetine ram olmak duası ile?(Devam edecek)

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR