Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


MUSTAFA AYGÜN


ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ ELDEN GİDİYOR FARKINDA MISINIZ?

Yazarımız Mustafa Aygün’ün “yeni” yazısı…


Kızılderililere atfedilen bir atasözü var, duymuşsunuz belki: “Yeryüzü bize atalarımızdan miras kalmadı. Çocuklarımızdan ödünç aldık.” Ne kadar bilgece bir söz.

Şu bir gerçektir ki; kendinden önceki nesillerin hatalarını daima çocukları ödemiştir. Bundan önce böyle idi, bundan sonra da böyle olacak. Ne demek istediğimi Irak, Suriye, Filistin’e ve ekonomik olarak geri kalmış ülkelere bakın anlarsınız.

Gelelim ülkemize;

Bu ülkede en az bulunan şey feraset sahibi insan sanırım. Eskilerin “kaht-ı rical” dedikleri şey. Elbette burada makamı, mevkii, parası, gücü olanları kastediyorum. Yoksa, vergisini ödemek dışında devlet ile işi olmayan; işten eve, evden işe giden insanlarımızı kastetmiyorum.

Etkili ve yetkililere bir kez daha sesleniyorum. Bu ülkenin çocuklarının geleceği mahvediliyor, görmüyor musunuz, göremiyor musunuz?

Bundan seneler evvel bir oportünist bir başbakan çıktı, insanların en verimli çağında emekli olmasının yolunu açtı. Üstelik bu yolu seçim vadi olarak sundu ve gerçekleştirdi. Etraf 38, 40 yaşında emekli olmuş gençlerle doldu. Erken emekliler sigortasız olarak sağda, solda çalıştıkları için istihdamın önünü tıkadılar. Çalışan sigortalı işçi sayısı azaldığı için emekli maaşları düştükçe düştü. Emeklilik ve sağlık sistemi çökme noktasına geldi. Sonuçta kimse sevinemedi. Ama yeni nesil bu hatanın bedelini ağır ödedi. Batıda 6-7 çalışan bir emeklinin maaşını öderken, bizde zaman içinde iki çalışan bir emeklinin maaşını öder hale geldi. Bu sırada gelişmiş ülkelerde emeklik yaşı 62-65 arası idi. Onlar aptal ve iş bilmez oldukları için çalışanları “mezarda emekli” ediyorlardı.

Yukarıda anlattığım, göz göre göre gelen felaket konusunda kim ne yaptı biliyor musunuz?

Oyumuz düşmesin diyen siyasetçiler kafasını kuma gömdü.

Emekli ve sigortasız işçi çalıştırmayı düşünen işverenler kafasını kuma gömdü.

İşçi ve memur sendikaları, gazeteci ve yazarlar kafasını kuma gömdü ve böylece elbirliği ile çocuklarımızın geleceği mahvedildi. (Allah’ım sen bize basiretli yöneticiler ve bu yöneticileri görüp seçebilecek halk nasip et.)

Bugün de benzer bir sorun ile karşı karşıyayız. Okullarımız kapalı. Okulların açılabilmesi için ilk sırada aşılanması gereken öğretmenler ikinci grubun son sırasında. UNİCEF bas bas bağırıyor, öğretmenleri aşılayıp okullarınızı açın diye. Biz de duyan yok ya da aşı yok. Finlandiya, Norveç, İsveç öğretmenlerini aşılayıp okullarını açtı. Feraset sahibi yöneticileri olan ülkeler öğretmenleri 2. grubun ilk sırasında yani 70 yaş üzeri, organ nakli olanlar, tedavi gerektiren kanserli kişiler, hamileler grubunda.

Öğretmenlerin aşılanması için maalesef üç beş kişinin dışında kimsenin sesi çıkmıyor. Bakanın, bakan yardımcılarının bu duruma itiraz edip gerekirse istifa etmek akıllarının ucundan bile geçmiyor. Öğretmen sendikaları zaten Allahlık. Gazetecilerin siyaset dışında gündemi yok.

Bu sırada çocuklarımız, şiddet, aldatma, cinayet, cinsellik ve kötü adına ne varsa hepsini açıkça sergileyen tv kanallarına, sosyal medya uygulamalarına, pc ve mobil oyunlara emanet.

Tarih bir gün hepimizden hesap soracak çocuklarınız için ne yaptınız!

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR