Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Seyit Ahmet UZUN


Çocuğum Oku(ma) Zengin Ol

Seyit Ahmet Uzun'un yeni yazısı;


 

 

Bize küçüklüğümüzden beri "oğlum oku adam ol!" derlerdi. Galiba yaşadığımız çağ bu idealist söylemin karşılık bulmadığı bir dönem. Çünkü realist yaklaşım idealist yaklaşımın önüne geçmiş ve adam olmanın değil zengin, ünlü ve unvanlı olmanın bir değer ettiği zamanı yaşamaktayız.

Okuyan vasıflı insanların enflasyon canavarının dişleri arasında kürdana döndüğü bir zaman diliminde alınan ücretlerin insanları mutlu etmediğini ve bunun yanında sanatçı ve sporcuların aldığı dolgun ve olgun ücretlerin göz kamaştırıcı bir özellikte olması hem eğitim sistemimiz hem de gençlerimizin hayata bakış açısı üzerinde yeni arayışlara neden olmaktadır.

Son günlerin popüler gündemi olan Arda Güler'in yeteneğiyle dünya gündemine oturması anne babaları artık çocuklarını okuyan adam olmaktan çok yeteneğiyle kendisini fark eden birey olmasına yönelik adımlar atmaya sevk etmektedir.

Gençler otuz yıl çalışıp tasmalı bir köle olarak görev yaptıktan sonra alacağı 400- 500 bin civarında tazminatla ne yapacağını bilemeyen zavallı memura inat, bölüm başı 100- 200 bin lira ücret alarak zavallı memurun 30 yılda elde edeceği kazanımı bir ayda alan zamanın idollerine özenmesinler de ne yapsınlar? Bir transfer ücretiyle binlerce memurun alacağı parayı bir sezonda alan sporcuları görünce onlara özenmesinler de ne yapsınlar?

Yıllarını vererek, dirsek, beyin çürüterek memur olmaya hak kazanan bireylerin aldıkları maaşlarla ev geçiminde zorlandıkları bir dönemde gençlerimize yeni ufuklar açacak, okumayı, vasıflı bir insan olmayı özendirecek bir eğitim sistemine ihtiyacımız vardır. 

Gençlerin yeteneklerinin farkında olunan, matematik, fizik bilmiyorsan hiçsin anlayışından uzak, mesleki eğitime hak ettiği değeri veren ve en önemlisi de okumanın insanı değerli kılacağı bir maaşla okumayı özendirecek bir açılıma ihtiyaç vardır.

Bir Arda Güler, Messi,  Ronalda, Icardi, Hakan Çalhanoğlu... Bir Engin Altan Düzyatan, Kıvanç Tatlıtuğ, Burcu Biricik... Bu ve benzer yeteneklerin aldığı ücretler dudak uçuklatacak cinsten olurken onların izleyicisi konumundaki memurların zor geçinenler sınıfında olması okumak mı yoksa sanat ve spor mu sorusuna cevap olarak gençlerin ikinci şıkkı evetlemesine neden olmaktadır. 

Haklılar mı?

Bunun cevabını siz değerli okurlara bırakıyorum.

Burada sanatçı ve sporcu yeteneklerin aldığı ücretleri konuşmaktan ziyade bir bakış açısı olarak okumanın zaman içinde nasıl değersizleştirildiğini anlamaya çalışıyorum. Gençler "Okuyup da ne olacak?" "Yıllarca çalışıp ne alacağım?" "Bir evde iki kişi çalışmadan geçim olmuyor." "Bir transfer bir sezon yıllara bedel." Bu replikler okumaya teşvik efolen gençlik döneminden kesitler. İşte bu açıdan baktığımızda gençliğin okumayla ilgili sorunlarını görebilir ve onları geleceğin kalifyer bireyleri olarak yetiştirmenin yöntemleri üzerinde durabiliriz. Ama ilk önce okuyan kesimin sosyo ekonomik durumunu düzeltecek ve imrendirecek adımların atılması önemlidir. Çünkü paranın ciddi bir güç olduğu dönemde yaşıyoruz.

Memurlar emekli olmaya çekiniyor çünkü nefes almanın yaşamayla eş değer görüldüğü bir hayata muhatap kalma korkusuyla daha ne kadar çalışabilirim diye düşünmektedir. Hele hâlâ okutacağı, evlendireceği çocukları var ve bir de kiradasaysa değme gitsin emeklimin hâline. 


 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR