Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


ALTAN TAN


Cemevlerine Yapılan Saldırı

Yazarımız Altan Tan'ın "yeni" yazısı...


İzmir’den geldiği söylenilen bir saldırgan aynı gün Ankara’da 3 Cemevine birden saldırıda bulundu. Saldırıları gerçekleştiren kişi kısa bir sürede kaçtığı Eskişehir’de yakalandı ve verdiği ilk ifadede İllimunati örgütüne bağlı olduğunu söyledi.

Arkasından da bu tip eylemlerde bulunan daha önceki kişilerin ustaca yaptıkları gibi akıl sağlığını sorgulatacak davranışlar sergiledi.

Türkiye geçmişten günümüze yüzlerce, binlerce kez tekrarlanan bu tip provokatif eylemlerden bıktı.

Ancak her ne hikmetse bu işleri tezgahlayanlar aynı oyunları oynamaktan bıkmadı.

1950’li, 1960’lı yıllarda dönem dönem Atatürk heykellerine saldırılarda bulunulur ve hemen peşinen bu eylemleri Ticani Tarikatı’na mensup ‘yobazların’ yaptıkları ilan edilir ve günlerce ‘İrtica hortladı’ nidaları yeri göğü inletirdi. Arkasından da İslami kurum ve kuruluşlara operasyonlar yapılırdı.

Türkiye’nin geçmişten bugüne devem eden başta Kürt Sorunu, Alevilik ve dindar-laik gerilimi olmak üzere belli hassas noktaları, sinir uçları var.

Ülkenin karışmasından yarar uman şer odakları her dönem bu sinir uçlarını tahrik etmeye çalışırlar.

1980 öncesi vahşice sahneye konulan eylemlerle Anadolu’nun ‘göbeğindeki’ Alevi nüfus önce İstanbul İzmir gibi sahil kesimlerine, sonrasında da yurt dışına gitmek zorunda bırakıldı.

Çorum, Sivas, Malatya, Maraş…olayları sonrası Anadolu çok büyük bir oranda Alevilerden ‘arındırılarak’ sağcı milliyetçi, muhafazakar kitlelerin ‘kalesi’ haline getirildi.

Tüm bu yaşananlar habis bir derin aklın ürünleriydi.

Yıllar sonra gittiğim yurt dışı gezilerinde özellikle İngiltere’de çoğunluğu Maraş Elbistan ve Pazarcıklı on binlerce Alevi vatandaşla karşılaştığımda oldukça şaşırmıştım.

Niye gelmişlerdi, nasıl gelmişlerdi, evlerini yurtlarını apar topar kitleler halinde neden terk etmişlerdi?

Her birinin dramlarla dolu ayrı bir göç hikayesi vardı.

Türkiye için çok önemli 2023 seçimi yaklaştıkça da aynı şer odakları harekete geçmiş durumda.

Birileri, masum halk kitlelerinin felaketinden kendileri için ‘mutlu’ bir gelecek kotarma gayretindeler.

Geldiğimiz bu noktada bu tip eylemlere karşı ülkenin barış ve refahını isteyen herkesin çok dikkatli olması gerekiyor.

Yapılması gereken başlıca iki önemli şey var.

  1. İç İşleri Bakanlığı başta olmak üzere tüm güvenlik kuvvetleri, Adliye ve Milli İstihbarat Teşkilatı bu tip eylemcileri en kısa zamanda cezalandırmalı ve arkalarındaki şer güçleri deşifre etmelidir.
  2. Provokasyona maruz kalan kitle Kürt, laik, dindar, Alevi kim olursa olsun tepkilerinde hassas olmalıdır.

Kastı aşan ifadeler, orantısız tepkiler ve sokak eylemleri istenilen kamplaşma ve çatışmalara hizmet etmekten başka bir işe yaramaz.

Bu tip eylemlere karşı ülkedeki tüm çevrelerin birlikte ortak tepki vermeleri yangını söndürmenin en etkili yoludur.

 

Kaynak: Farklı Bakış

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR