Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Ahmet TAŞ


BUNLAR KİMİN NESİ

Ahmet Taş'ın yazısı;


 

Ramazan ayının son günlerine gelmiş bulunuyoruz. Cenabı Hak sağlığı yerinde olan Müslümanlara oruç tutmanın zevkini, sağlığı ve maddi imkanı olanlara da hem oruç tutma hem de zekat ve fitre verme ibadetinin zevkini, hayrını nasip etti, ediyor.

Bu yıl ülkemizde ki gerek kamu yararına gerekse bağımsız insani yardım kurumları Ramazan ayı münasebeti ile hayır çalışmalarını öncelikle yurt içine ve Türkiye vatandaşlarına yönelik olarak yaptı, yapıyor. Valiliklerimiz, Kaymakamlıklarımız da aynı paralelde çalışmalar yapıyor iken son günlerde durumun vahametinin anlaşılması üzerine sivil yardım kuruluşlarını aracı kılarak sığınmacı insanlarımıza yönelik yardım çalışmalarına başladılar.

Önemli bir kısmı Korona virüs ile mücadele döneminde oluşturulan Vefa Destek Grubu vasıtası ile yapılan tüm yardımlarımızı Allah kabul etsin. Bu alanda görev alan Valilerimiz, Kaymakamlarımız belediye görevlilerimiz, sivil insani yardım kurumlarımız ve Vefa Destek Grubu görevlisi resmi ve sivil tüm görevlilerimizi tebrik ediyorum. Bu çalışmalar sayesinde açta açıkta insanımız kalmadı, istisnai aksamalar dışında dar zamanda ve Ramazan'da insanımızın yardımına koşuldu, koşuluyor.

Bu çalışmaların hepsi devlet adına, insanlık adına yapılması gereken çalışmalardı, hamdolsun devlet ve millet desteği ile yapılmaya devam ediliyor.

Tüm bu çalışmalar yapılırken kamuoyunda gündeme gelmeyen sanki devletinde, sivil yardım kuruluşu ve insanımızın da göremediği bazen de görmezden geldiği bir kesim var ki, bunların sorumluluğu bu dünyada da öbür dünyada da bizim başımızı ağrıtacağa benziyor.

Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve mahkumların ailelerinin durumu. İnsanlar ne yer, ne içer evlerine ekmek giriyor mu? Çoğunlukla aile reisleri cezaevinde, geride eşler çocuklar var. Onlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları suçlu ya da suçlanan cezaevinde ama; hiç suçu olmayan hakkında hiçbir tahkikat bile olmayan yakınları, hayatlarını nasıl idame ettiriyor. Bunların durumları için devlet bir çalışma yapıyor mu, insani yardım kurumlarımızın tutuklu ve mahkumların yakınlarını takip edip ihtiyaç halinde yardımlarına koşan, onlara kimseniz yoksa biz varız diyen bir çalışması var mı? Ne yazık ki kamuoyuna duyurulan böyle bir çalışma yok.

Sahi bunlar kimin vatandaşı, hangi sivil toplum kurumunun muhatabı? Ülkemizde ve dünyada birçok insana ulaşan kamu ve sivil yardım kurumlarımız bunları neden dikkate almaz. Başta devletimiz,  kendine Allah'ın emaneti olan bu insanları neden dikkate almaz, devlet yetkililerimizin,  milletvekillerimizin, iktidar partisi il ve ilçe teşkilatlarımızın, sivil toplum kurumlarımızın gündemine bu insanlar niye girmez. Yoksa daha önemli işlerimizden mahpus yakınlarına ayıracak zamanınız mı yok. Koca bir Ramazan geldi geçti, eğer bunları düşünememiş isek, sonucunu yukarıdaki hesaba katıyor ve zamanı geldiğinde soracak demektir. O zaman vah halimize.

Biz düşünemesek de unutmayalım bu dünya hayatında yaptıklarımız kadar yapabilecekken yapmadığımızın da hesabı var. “Eğer ahirete istenildiği gibi inanabiliyor isek.” O zaman hesabımız zor olacak demektir. Yazık korumalarımızda olmayacak o zaman.  

Selam ve dua ile

BUNLAR KİMİN NESİ

Ramazan ayının son günlerine gelmiş bulunuyoruz. Cenabı Hak sağlığı yerinde olan Müslümanlara oruç tutmanın zevkini, sağlığı ve maddi imkanı olanlara da hem oruç tutma hem de zekat ve fitre verme ibadetinin zevkini, hayrını nasip etti, ediyor.

Bu yıl ülkemizde ki gerek kamu yararına gerekse bağımsız insani yardım kurumları Ramazan ayı münasebeti ile hayır çalışmalarını öncelikle yurt içine ve Türkiye vatandaşlarına yönelik olarak yaptı, yapıyor. Valiliklerimiz, Kaymakamlıklarımız da aynı paralelde çalışmalar yapıyor iken son günlerde durumun vahametinin anlaşılması üzerine sivil yardım kuruluşlarını aracı kılarak sığınmacı insanlarımıza yönelik yardım çalışmalarına başladılar.

Önemli bir kısmı Korona virüs ile mücadele döneminde oluşturulan Vefa Destek Grubu vasıtası ile yapılan tüm yardımlarımızı Allah kabul etsin. Bu alanda görev alan Valilerimiz, Kaymakamlarımız belediye görevlilerimiz, sivil insani yardım kurumlarımız ve Vefa Destek Grubu görevlisi resmi ve sivil tüm görevlilerimizi tebrik ediyorum. Bu çalışmalar sayesinde açta açıkta insanımız kalmadı, istisnai aksamalar dışında dar zamanda ve Ramazan'da insanımızın yardımına koşuldu, koşuluyor.

Bu çalışmaların hepsi devlet adına, insanlık adına yapılması gereken çalışmalardı, hamdolsun devlet ve millet desteği ile yapılmaya devam ediliyor.

Tüm bu çalışmalar yapılırken kamuoyunda gündeme gelmeyen sanki devletinde, sivil yardım kuruluşu ve insanımızın da göremediği bazen de görmezden geldiği bir kesim var ki, bunların sorumluluğu bu dünyada da öbür dünyada da bizim başımızı ağrıtacağa benziyor.

Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve mahkumların ailelerinin durumu. İnsanlar ne yer, ne içer evlerine ekmek giriyor mu? Çoğunlukla aile reisleri cezaevinde, geride eşler çocuklar var. Onlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları suçlu ya da suçlanan cezaevinde ama; hiç suçu olmayan hakkında hiçbir tahkikat bile olmayan yakınları, hayatlarını nasıl idame ettiriyor. Bunların durumları için devlet bir çalışma yapıyor mu, insani yardım kurumlarımızın tutuklu ve mahkumların yakınlarını takip edip ihtiyaç halinde yardımlarına koşan, onlara kimseniz yoksa biz varız diyen bir çalışması var mı? Ne yazık ki kamuoyuna duyurulan böyle bir çalışma yok.

Sahi bunlar kimin vatandaşı, hangi sivil toplum kurumunun muhatabı? Ülkemizde ve dünyada birçok insana ulaşan kamu ve sivil yardım kurumlarımız bunları neden dikkate almaz. Başta devletimiz,  kendine Allah'ın emaneti olan bu insanları neden dikkate almaz, devlet yetkililerimizin,  milletvekillerimizin, iktidar partisi il ve ilçe teşkilatlarımızın, sivil toplum kurumlarımızın gündemine bu insanlar niye girmez. Yoksa daha önemli işlerimizden mahpus yakınlarına ayıracak zamanınız mı yok. Koca bir Ramazan geldi geçti, eğer bunları düşünememiş isek, sonucunu yukarıdaki hesaba katıyor ve zamanı geldiğinde soracak demektir. O zaman vah halimize.

Biz düşünemesek de unutmayalım bu dünya hayatında yaptıklarımız kadar yapabilecekken yapmadığımızın da hesabı var. “Eğer ahirete istenildiği gibi inanabiliyor isek.” O zaman hesabımız zor olacak demektir. Yazık korumalarımızda olmayacak o zaman.  

Selam ve dua ile

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR