Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Musab Aydın


BİZİM TOPRAKLARDA BİR YUSUF HİKAYESİ

Musab Aydın; ZEMBİLFROŞ


 

“İMTİHAN”


Bu senin arayışın evlat, demişti derviş; bu senin imtihanın. Kendi imtihanını, bir başkasına yükleme. Seninle yürüyenler kaderlerini, senin arayışına bağlamış olabilirler. Bu arayışın, imtihanın ve zaafların için bir mücadele meydanı olacaktır. Evlat imtihan varlıkla da olur, yoklukla da unutma, demişti. Bazen canla imtihan edilirsin bazen mal ile. Kimi zaman kendinle sınanırsın kimi zaman eşinle, çocuğunla. Kaderin senin gibi onları da peşinden sürükleyecektir. Bu onlardan çok senin imtihanındır unutmayasın. Bu sebeple onlara karşı müşfik ol. Sakın güzel sözden vazgeçip arayışını heba etme. Bu imtihan yolculuğunda, tevekkülden uzak durma sakın evlat. Zaaflarına karşı seni uyaracak, imtihan da seni yalnız bırakmayacak yegâne azığın tevekkül olacaktır. Evlat hayat imtihandır, biri bitmeden bir diğeri başlar. Böyle zamanlarda Peygamberlerin yaşadıkları büyük imtihanları hatırla, demişti derviş.

Yusuf Peygamberin imtihanını biliyorsun. Babası Yakup Peygamberin sevgisine mazhar olmuştu. Çok sevilmekle sınanmıştı önce. Sonra ona bu sevgiyi verenlerden koparılmış ve kuyuya atılmıştı. Mısır Azizinin sarayında büyümek nasip olmuş lâkin ardından daha zor bir imtihana uğramıştı. Şehvetle imtihan olmuştu, sarayın hanımı türlü hileler ile tuzaklar kurmuştu ona. Yusuf Peygamberin ikinci kuyusu zindan olmuştu fakat imtihanı kazanan o olmuştu. Evet, Yusuf Peygamberin gömleği yırtılmıştı ama arkadan yırtılmıştı. Evlat bir gün yırtılacaksa gömleğin, sakın önden yırtılmasın demişti derviş. Nasıl ki herkesin çıkamadığı farklı bir kuyusu varsa, imtihanı da öyledir. Sakın unutmayasın “Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır” demişti derviş.

Zembilfroş, Silvan’ın daracık sokaklarını dolaşıyordu. Sokağın birinden çıkıp bir diğerine dalıyordu. Her iki omuzdan sallanan boy boy zembiller(sepetler), dilinde dua, kalbinde tevekkül, aklında dervişin nasihatleri… Arada sepetlerim var diye bağırıyordu. Her gün birkaç tane satıp eve eli boş dönmediği için şükrediyordu. Helali de biliyordu, haramı da. Nice zaman olmuştu, saraydan ayrıldığı. Alın teri döke döke öğrenmişti kanaat etmeyi. Kanaat etmek nedir biliyordu artık, bu yüzden işin de paranın da çokluğunda gözü yoktu. Bir gün şehrin iç kısmına doğru ilerlemişti. İç mahalleler, varlıklı ailelerin yaşadığı yerlerdir, daha çok sepet satabilirsin demişlerdi, öyle de olmuştu. Bir ikindi vaktinde, şehrin iç mahallesine doğru ilerlemişti. Kesmeli taşlarla yapılmış konaklar sıralanmıştı sokakların her iki yanın da. Şehrin en görkemli konağını görmüştü. Etrafı yüksek surlarla çevrili ve uzun burçları olan bir saraydı gördüğü. Terk ettiği saray gibi ihtişamlıydı, anlamıştı Zembilşfroş, burası (Mir’e Farqine) Farqin Beyinin konağıydı.

Zembilfroş, uzun boylu, buğday tenli, kara gözlü, görenin dönüp bir daha bakmaktan kendini alamadığı bir delikanlıydı. Alnında teslimiyetin nuru parlıyordu, kalbinde tevekkül. Yusuf Peygamberin, ahlakı yüreğine, gölgesi de yüzüne değmişti. Ayak izlerini takip ediyordu her işin de. Konağın surlarının önünden geçerken, kendisini yukarı çağıran bir kadın sesi duymuştu. Zembilfroş, başını kaldırıp baktığında, gözleri kamaşmıştı. Uzun boylu, genç bir hanım konağın terasında duruyordu. Yeşil, ipek bir elbise giymişti, başını sarı bir kefiye ile örtmüştü. Beyaz tenli, mavi gözlü bir kadındı, hani ay yüzlü derler ya bu sözün kifayetsiz kaldığı bir zamandı. Belli ki, bu Selvi boylu, konağın hanımıydı. Sepet almak için yukarı çağırıyordu Zembilfroş’u. Saf insan derler ya hani, Zembilfroş öyle biriydi, yani yüreği temiz insandı. Dua ile merdivenleri çıktı, terasın ortasında bekliyordu Ğatun…

                                                                                                               devam edecek

 

 

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Osman Baharçiçek
14.01.2020 10:04:13
Üstat Zenbilfroş'un yol hikayesinin bu bölümünü de bir solukta okuduk. Hayata dair içinde bizlere çok anlamlı masajlar barındıran bu hikayenin devamını sabırsızlıkla bekliyoruz. Ellerine yüreğine sağlık. Selam ve dua ile...

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR