Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Cafer AKDENİZ


BİYOLOJİK SİLAHLAR

Yazarımız Cafer AKDENİZ'İN 'YENİ' YAZISI...


Gelecekte karşımıza daha fazla çıkacak olan ve gözle görünmeyen biyolojik silahlar yine zalimlerin elinde mazlumlara karşı hep kullanılacaktır.
Biyolojik silahlar, yeryüzündeki canlılara zarar veren en büyük ve en tehlikeli silahların başında gelmektedir. Bu silahlar uygun ortamlarda hızla çoğalır ve kalıcı hale gelebilirler. Tüm koruyucu önlemleri etkisiz hale getirebilecek şekilde ortama uyum sağlayabilirler. Kimyasal silahlar tüm şiddetlerine karşın dağıldıklarında ya da sulandırıldıklarında daha az öldürücüdürler. Fakat biyolojik silah olarak kullanılan ve hastalık yapıcı mikroorganizmaların en ufak miktarı bile öldürücü olabiliyor. Örneğin botulinum toksininin kimyasal bir sinir ajanı olan sarinden üç milyon kat daha güçlü olduğu belirtilmektedir.

Yaşayan biyolojik maddeler 1 ila 5 mikron boyutunda son derece küçük parçacıklardan oluştuğundan insan gözüyle görülemezler.
Günümüzde emperyalist devletler , sömürdükleri ve işgal ettikleri devletleri kontrol etmek için her türlü entrikalara baş vurmaktadırlar.Ama toplumlarımızda eski toplumlar değildirler,gelişen teknoloji ve sanal haber ağlarından dolayı herkes bilgiye ulaşabilmektedir,sömürülen ve işgal edilen bu devlet yöneticileri sömürgeciliğe razı olsalarda, O topraklarda yaşayan halklar ve milletler sömürüyü artık kabul etmemektedirler . Batılıların sömürdüğü ülkelere atadıkları kayyum yöneticileri toplumu tatmin edememekte artık o devletlerde yaşayan halklar kayyumları devirmektedirler.

Bundan dolayı emperyal devletler insanların kısa sürede anlamakta zorluk çekeceği ama uzun sürede anlayacağı biyolojik silahlara baş vurmaktadırlar.

Bu biyolojik silahların dökümanına baktığımızda yine başını büyük sömürgeci devlet olan Amerika çekmektedir.

Bugün de insanlar açıktan itiraf etmeseler dahi bu virüslerin üretilmesinde Amerika’yı işaret etmektedirler.

Bu gün dünyada biyolojik silah kapasitesine sahip 16 ülke laboratuvarı bulunmaktadır.

Amerika 15,İngiltere 6,Almanya 4,Avusturya 4,Hindistan 3,İtalya 2,Japonya 2,İsveç 2,Kanada 1,Rusya 1,Çin 1 olmak üzere yaklaşık 33 laboratuvar ABD ve Avrupa’da bulunmaktadır.

Çin’deki laboratuvar 2015 yılında Vuhan da kuruldu. Kuruluşunda ABD’nin tehdidine muhatap olmuştu,çünkü diğerler bir şekilde kendi insiyatifindeyken Çinin biyolojik silah çalışmaları ayrı kulvarda gidiyordu ve kendisine karşı tehdit olarak görüyordu.

Biz müslümanlar ve mazlum halklar insana zarar veren her virüsün üretimine karşı durmamıza rağmen dünya bu mazlum Müslüman halkların sesini duymak istemedi,güç zehirlenmesi hastalığına düşen emperyalizm istediğini yaparak dünyaya meydan okumaktadır, Çin devlet başkanı bizden güçlü dünyada kimse yok derken,Amerika’nın ise yıllarca en güçlü benim diyerek yine mazlum Ortadoğu’daki insanların kanına girerken, Allah’ı unutarak hem kendilerine hemde diğer toplumlara acı bir sonuç bıraktılar,bırakmayada devam ediyorlar.

Batı unutmasın ki gün gelir ürettiği canavar insanlarla birlikte biyolojik silahlarda kendilerinede zarar verecektir.

Yeryüzünde nedense güçlü devletler adaleti yaymaları gerekirken girdiği yerlerin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini talan ederek adaletsizliği yaymaktadırlar. Günümüzde Batılıların sömürdükleri islam ülkelerinin çoğuna ismi ve dili bizden olan ama kendilerinin yetiştirdikleri insanları bu islam topraklarındaki devletlere kayyumlar olarak atadılar.

Bundan dolayıdır ki islam ülkeleri satılmış yöneticiler sayesinde halkın ihtiyaçlarını yaşadığı çağa göre karşılıyamamakta.
21.yüzyılda mazlum halkların bir kısmı umudunu sosyalist Rusya,Çin vb bloklara bağlarken diğer bir kısmı ise karşı blok ABD ve Avrupaya bağlamakta,ama ne yazık ki bu blokların ciddi anlamda kendi aralarında hiç büyük kavgaları olmamıştır. Mesela 60 yıldır Amerika ve İngiltere Filistin’de Müslüman kanı dökerken Rusya ve Çin hiç müdahalede bulunmamıştır.

Tam tersine gerektiğinde islam ülkelerinin ezilmesi ve sömürülmesi için el altından bu bloklar birbirlerine destek vermişlerdir.

Sonuç olarak yeryüzü ve alem Allah’ındır imtihan gereği zalimler ve mazlumlar tarih boyunca olacaktır. Bize düşen zalime karşı mazlumdan yana imtihanı vermektir aksi takdirde başta müslümanlar ve insanlık kayıp eder.Allah zalimleri yenecek güçtedir çünkü onun üstünde bir güç yoktur.
 

“Sizin ilâhınız bir tek ilâhtır. O’ndan başka ilâh yoktur. O, Rahmân’dır, Rahîm’dir.”
(BAKARA/163) 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR