Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Yusuf YAVUZYILMAZ


Bir Dosttan Ayrılmak

Yazarımız Yusuf Yavuzyılmaz'ın, Özgün İrade Dergisi 2020 Aralık (200.) Sayısında yayımlanan yazısı..


Dergiler söz konusu olduğunda hemen akla Cemil Meriç’in “Dergiler, hür tefekkürün kaleleridir” sözü gelir. Kuşku yok ki, bu ifade önemli bir gerçeği dile getirmektedir. Dergiler gerçekten belli bir düşünce biçiminin, ideolojinin ve dünya görüşünün kaleleridir. Bir ülkedeki entelektüel seviye, kuşku yok ki, yayınlanan dergilerin etrafında oluşur.

Düşünce tarihi açısından en önemli olumsuz gelişmelerden biri bir derginin yayın hayatına son vermesidir. Özgün İrade, 200. Sayısıyla yayın hayatına ara veriyor. Kuşku yok ki, bunun ekonomik gerekçeleri olabileceği gibi, dergiciliğin giderek internet ortamına kaymasının da etkisi var. Hayatın her alanında olduğu gibi dergicilik anlamında da zamanın ruhuna uygun davranmak gereklidir. Dergilerin niteliği ve niceliği değişime uğruyor. Ama yine de bir dergiyi eline alıp sayfaları karıştırmak çok önemli bir geleneğin işaretidir.

Dergiler, bir yandan bir düşüncenin sözcülüğünü yaparken, diğer yandan yeni yazarların ortaya çıkmasına zemin oluştururlar. Bu anlamda “Sıratı Müstakım”, “Beyan’ül Hak”, “Saday-ı Hak”, “Sebilürreşad”, “Hareket”, “Büyük Doğu”, “Hakka Doğru”, “Serdengeçti”, “İslam”, “Hicret”, “Yeryüzü”, “Kitap Dergisi”, “Bilgi ve Hikmet”, “Girişim”, “Yeni Zemin”, “Mektep”, “Değişim”, “Altınoluk” gibi çeşitli dönemlerde yayınlanan dergiler çok sayıda yazarın yetiştiği okul işlevi görmüşlerdir.

Başta Türkçülük, İslamcılık, Yeni Osmanlıcılık ve Batıcılık akımları kendi siyasal ve ideolojik anlayışlarına sözcülük eden dergiler çıkarmışlardır. Abdullah Cevdet, Kılıçzade Hakkı ve Celal Nuri gibi aydınlar olan Batıcılık akımının iz bırakan yayın organı “İçtihat Dergisi”dir. Batıcılığın kızıl elması “Çağdaş Uygarlık Düzeyi”ne ulaşma hedefidir. Bu hedef hiç şüphesiz Batıcılığı devletin bir numaralı ideolojisi haline getirmiştir.

Kurucularının genellikle yurtdışından gelen Türklerin oluşturduğu akımım en önemli temsilcileri Yusuf Akçura, Ziya Gökalp, İsmail Gaspıralı, Ömer Seyfettin, M. Fuat, Ahmet Ağaoğlu, Hamdullah Suphi ve Nihal Atsız gibi yazarlardır. Türkçüler temel fikirlerini “Genç Kalemler”, “Küçük mecmua”, “Türk Yurdu”,”Orkun” gibi dergilerde savunmuşlardır. Şurası muhakkak ki, Cumhuriyetin kuruluş ve gelişim sürecinde Milliyetçilik akımı, yönetici elit tarafından, yeni bir kimlik oluşumu için aktif olarak kullanılmış ve Batılılaşma ile birlikte devlet katında meşruiyet sağlayan iki akımdan biri olmuştur.

İştirakçi Hilmi, Suphi Ethem, Ethem Nejat gibi aydınların yaptığı sosyalizm akımının en önemli yayın organları “İnsaniyet”, “Beşeriyet” gibi dergilerdir. Özelikle 1960 Darbesinden sonra daha da aktif hale gelen sol düşüncenin en önemli entelektüel oluşumu “Kadro” dergisidir. Bu dergi Kemalizm ile sosyalizmin sentezini yapmak ve Kemalizm’e yeni bir entelektüel derinlik kazandırmak için yoğun çaba harcamıştır.

Osmanlı döneminde çıkan ilk dergi olan “Vekaiyi-i Tıbbiye” dergisinden Özgün İrade”ye kadar binlerce dergi çıkmıştır. Dergilerin sürekliliği de önemli bir sorun alanıdır. İlk derginin tıp öğrenceleri tarafından çıkarılması şaşırtıcı değildir. Çünkü II. Abdülhamid’e yapılan muhalefet tıp fakültesinde okuyan öğrencilerden geliyordu. Bu öğrenciler daha sonra İttihat ve Terakki’nin çekirdeğini oluşturacaktır. Bu da dergilerin muhalif yönünü ortaya koymaktadır.

Önde gelen temsilcilerinin Said Nursi, Babanzade Ahmet Naim, Sait Halim Paşa, Mehmet Akif Ersoy ve Şemsettin Günaltay’ın olduğu İslamcılık akımının en önemli yayın organları “İslam”, “Sebilürreşat”, “Sırat-ı Müstakim”, “Beyanül Hak”, “Saday-ı Hak” ve “Ceride-i İlmiye”dir.

İslamcılık akımı, Cemaleddin Afgani ve öğrencisi Muhammed Abduh’un, İslam'ı yeni bir okumaya tabi tutmasıyla başlamıştır. Bu okumanın ilk adımını, İslam dünyasının Batı dünyasından geri kaldığı tezi oluşturmaktadır. Özellikle Afgani, bütün yaşamını baştan başa sömürgeleştirilmiş İslam aleminin içine düştüğü durumdan nasıl kurtulacağı sorununa ayırmıştı. Aslına bakılırsa daha geniş açıdan değerlendirildiğinde, aralarında bir takım farklar olsa da İslamcılar, şu sorunların altını çizmişlerdi:

“1)İslam dünyası askeri, ekonomik, siyasi ve teknolojik alanlarda kesin bir gerileme ve çöküş içindedir.

2) Bunun gerçek sorumlusu İslam dininin kendisi değil, fakat gelenek, yerleşik kurumlar ve dış etkiler altında teşekkül eden tarihsel anlayışlar ve yanlış uygulamalardır.

3) Babadan oğla devir esasına dayalı teşekkül eden saltanat rejimleri bu gerilemenin önemli sebeplerindendir.”(1)

Kuşku yok ki, İslamcılık akımı da ortaya çıktığı andan itibaren kendini dergiler aracılığı ile ifade etmiştir. Cemaleddin Afgani ve Muhammed Abduh’un çıkardığı ve ilk sayısı 13 Mart 1884 tarihinde yayınlanan “El Urvet’ul Vuska” İslamcılık ile dergiciliğin birlikte oluştuğunu gösteriyor. Bu derginin amaçları şöyle özetlenebilir:

1-Emperyalistlere ve özellikle İslam ülkelerini sömüren İngiliz Emperyalizmine direnmek

2- Ümmetin birliğini savunmak

3- Müslümanların geri kalmasının nedenlerini sorgulamak.

4- İslam’ın tarihsel tortulardan arındırılarak Kur’an ve Sünnete dönüşü, içtihat kapısının açılmasını ve cihat ruhunun uyandırılmasını savunmak.

İslamcı dergiler projesi, Özgün İrade dergisi hakkında şu bilgileri vermektedir: “1 Mayıs 2004 tarihinde yayım hayatına başlayan Özgün İrade Dergisi, Çıra Basın ve Yayın Organı adına Davut Güler’in sahipliğinde ve Ramazan Kayan’ın editörlüğünde basımı gerçekleştirilen bir yorum ve düşünce dergisidir. Daha sonra ise kendisini ‘İlmi, Fikri, Edebi Dergi’ olarak tanımlamıştır. İlk sayısında amacını şu şekilde belirtmiştir: ‘Yaşamakta olduğumuz coğrafya da fiziki ve psikolojik yıpranmışlığın ve dağılmışlığın sebebini araştırarak çözüm yolu üretmek ve çözümün bir parçası olabilmek’. Zengin ve güçlü bir yazar kadrosuna sahip dergide Mehmet Cengiz, Ramazan Kayan, Cüneyt Toraman, Hasan Eker, Davut Güler ve Mehmet Özdemir gibi isimlerin yazıları yayımlanmıştır. Güncel siyasi konulara dair yaptığı özgün yorumlar ve İslamcılığa kendi cenahından yapıcı bir eleştiri sunabilmesi nedeniyle İslamcı Dergiler arasında önemli bir yere sahiptir.”

Derginin ilk çıktığı yıllar, Türkiye’nin 28 Şubat’ın sıkıntılı günlerinden çıktığı ve Türkiye’nin bu dönemle siyasal olarak hesaplaşma dönemine girdiği bir dönemde yayına başladı. Dergi yayın hayatı boyunca l ilk sayısında belirtilen “‘Yaşamakta olduğumuz coğrafya da fiziki ve psikolojik yıpranmışlığın ve dağılmışlığın sebebini araştırarak çözüm yolu üretmek ve çözümün bir parçası olabilmek’ ilkesine bağlı kalmıştır. 17 yıl bir dergi için uzun bir zaman değil, bu anlamda dergi ancak delikanlılık dönemini yaşamaktaydı.

Kuşku yok ki, form değiştirerek, dergicilik devam edecek. Zamanın ruhunun da zorlamasıyla daha geniş kitlelere ulaşma imkanı olan sanal aleme kayacak dergicilik. Dergilerin yerini internet siteleri alacak. Ancak hangi aracı hangi formlarda kullanırsa kullansın İslam var olduğu müddetçe onun sözcülüğünü üstlenenler de var olacaktır.

Özgün irade dergisiyle tanışmamız çıktığı günden beri olmuştur. Ancak dergide bir yazar olarak tanışman iki- üç yıl kadar geri gitmektedir. Kuşku yok ki, bu kısa zaman süresinde bile birbirimize iyice alışmıştık. Bu anlamda bir dostu kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyorum. Tüm ayrılıklar hüzünlüdür kuşkusuz.

Öyle görülüyor ki, dergiciliğin en önemli sorunu ekonomiktir. Bazı dergilerin çıkması, dergiyi çıkaranların çabasıyla çıkmaktadır. Öncelikle derginin ekonomik bağımsızlığa kavuşması son derece önemlidir. Sonra kurumsallaşma başlamaktadır.

  1. Kutsala, Tarihe ve Hayata Dönüş, Ali Bulaç, Yeni  Akademi Yayınları.

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR