Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Ali BULAÇ


Bir Aşk Destanı Zenbilfroş: Zembilfroş û Xatûn Un Öyküsü

Yazarımız Ali Bulaç'ın "yeni" yazısıiii


Efsanenin geçtiği yer Mezopotamya’nın tarihi ve kültür beşiği, çeşitli uygarlıklara yurtluk yapmış, Mervani Devleti’nin başkenti Farqin yani bugünkü adıyla Silvan dır.

Zembilfroş û Xatûn

Zembîlfiroş Efsanesi de, en az Yusuf ile Züleyha, Mem û Zîn ve Siyabend u Xecé kadar bölgede bilinen ve halk şarkılarına konu olan hazin bir aşk hikayesi.

Zembîlfıroş zembîla tine (Zembîlfiroş, zembiller getirir)
Dikan bi dikan di gêrîne (Dükkan dükkan gezdirir)
Hiş li Xatûnê namîne (Xatûn’un aklı başından gidiyor)
Serî li zeman di gerîne (Aklıyla arıyor zaman yaratmak için)
Gazi dike ku bibîne (Sesleniyor ki, onu görmek için)
Were ser doşeka mîr e (Gel Beyin döşeğinin üstüne)
Li te helal, herama mîr e (Beyin haremi sana helaldir)
Bidime te zulfî harîr e (Güzel zülüflerimden sunayım sana)
Çavê min ê xezalan e (Gözlerim ceylanların gözüdür)
Sîngamin wek zozana ne (Bağrım yaylalar gibidir)
Bejna min wek rihane (Endamım reyhan gibidir)
Çiqa bêjî hêjan e… (Dilediğin gibi güzel ve uygundur …)

Bu hikaye Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde (Amed-Farqin) yaşanmıştır.

Kürdistan coğrafyasının zenginliği olan efsanelerden biridir Zembîlfiroş. Tıpkı Mem û Zin, Xecê û Siyabend gibi yöremizde çok bilinen, şiirlere, masallara, filmlere, türkülere konu olan hazin aşk hikayelerinden biridir Zembîlfiroş.
“Gökten zembille inmiş.” Gibi güzel sözlere de konu olmuştur zembîl (sepet)…

Zembîlfiroş’taki aşk, karşılıksız bir aşktır. Ölümü çare gören aşkın hikâyesidir. Efsanenin Mezopotamya’nın tarih ve kültür bakımından oldukça zengin ve birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış, Mervanilerin başkenti Farkin’de geçtiği yaygın olarak söylenir.

Yörede hüküm süren bir kralın çok yakışıklı oğluymuş. Görenin bir daha dönüp baktığı, prenseslerin gönlünde yatan beyaz atlı prensmiş Zembîlfiroş. Önceleri kral oğluna yaraşır bir yaşam tarzı varmış. Zevk û sefa içinde yaşar sık sık ava çıkarmış. Yine avlanmaya çıktığı bir günde Allah aşkı onu avlamış. Öylesine avlamış ki ilahi aşkın etkisiyle adeta mecnun olup yollara düşmüş.

Avlanma esnasında gördüğü bir mezar ve mezardan dışarıya çıkmış iskelet parçaları onun ölüm gerçeğiyle yüzleşmesine vesile olmuş. Zenginlik ya da fakirliğin ölüm karşısında hiçbir hükmünün olmadığını, bir gün kendisinin de bir iskelete dönüşeceği gerçeğiyle hemen oracıkta Allah’a sığınarak dünya nimetlerinden vazgeçeceğine ve sadece Allah yolunda yürüyeceğine diz çökerek hûşu içinde yemin eder. Yaşadığı sarayı, ihtişamı hiç arkasına bakmadan geride bırakarak eşiyle birlikte yollara düşer. Diyar diyar gezerek zembil yapıp satar ve hayatını böylece idame ettirir. O, artık bir ZEMBÎLFIROŞ’TUR… Çocuklarıyla, hanımıyla birlikte sırtlarında çadırları, üstlerinde eski püskü elbiseleriyle köy köy, kasaba kasaba dolaşan bir Allah dostudur.

İşte böyle dolaşırken kader onu son durağı Farkin’e getirir. Farkin Beg’in karısı Xatûn Xan’ın dikkatini çeker Zembîlfiroş. Zembîl alma bahanasiyle onu saraya çağırır. Xatûn Xanım yıldırım aşkına çarpılmıştır adeta. Bir yanda beg xanımı olmak diğer yandan yana tutuşa bir aşka kapılmak… Çok zor durumdadır ama yüreğe söz geçiremez, gönül beglik meglik tanımaz. Aşkını dizelerle anlatmaya çalışır…

Zembîlfroş zembîla tine

 Dikan bi dikan di gêrîne

Hiş li Xatûnê namîne

Serî li zeman di gerîne

Gazi dike ku bibîne

Were ser doşeka mîr e

Li te helal, herama mîr e

Bidime te zulfî harîr e

Çavê min ê xezalan e

Sîngamin wek zozana ne

Bejna min wek rihane

Çiqa bêjî hêjan e…

Zembîlfiroş, zembiller getirir

Dükkan dükkan gezdirir

Xatûn’un aklı başından gidiyor

Aklıyla arıyor zaman yaratmak için

Sesleniyor ki, onu görmek için

Gel Beyin döşeğinin üstüne

Beyin haremi sana helaldir

Güzel zülüflerimden sunayım sana

Gözlerim ceylanların gözüdür

Bağrım yaylalar gibidir

Endamım reyhan gibidir

Dilediğin gibi güzel ve uygundur …

Ama Zembîlfroş dünya nimetlerinden vazgeçmiş bir derviştir. En önemlisi tövbe etmiştir. Sadece Allah’a kulluk etmeye yemin vardır, haramı yaşamından silmiştir. Hem bunun için değil miydi onca malını, mülkünü, ihtişamını, zevk û sefayı bırakıp yollara düşmek?.. Hem evliydi hem de karısını çok seviyordu. İşte bu yüzden ölüm fermanı olan REDD-İ AŞKI hiç çekinmeden yapar ve Xatûn’un aşk çağrısına olumsuz olarak o da dizelerle cevap verir.

Xatûnê ez tobedar im

Delalê ez tobedarim

Zarok birçîne li malin

Ji rebbê jorî nikarim…

Xatûn ben tövbekarım

Güzel kadın ben tövbekarım

Çocuklar evde açtır

Allah adına yapamam.

İşte bu dizlerle Zembîlfiroş, Xatûn’un aşkını reddeder. Farqin beginin karısı Xatûn, red cevabını kabul etmez. Ölesiye bir tutkuyla aşıktır Zembîlfiroş’a. Ne yapıp edip yakışıklı Zembîlfiroş’la birlikte olmaktır amacı. Xatûn’ın ısrarları karşısında Zembîlfroş çareyi kaçmakta bulur. Xatûn peşini bırakmaz, sora sora Zembîlfiroş’un kaldığı çadırı öğrenir. Xatûn, bir gece çadırda kalmak için Zembîlfiroş’un karısına yalvarır. Karşılığında tüm mal varlığını ve mücevherlerini bağışlayacağını anlatır, sadece bir gece Zembîlfroşile kalmak ister. Xatûn’un bu kadar yoğun ısrarı üzerine Zembîlfiroş’un eşi, çocuklarını da yanına alarak oradan ayrılır. Xatûn, Zembîlfiroş’un eşinin giysilerini giyer ve yatağa girerek Zembîlfiroş’u beklemeye başlar. Karanlık Farqin’e çökerken, Zembîlfroş zembillerini sattıktan sonra çadırına döner. Xatûn’un yatağında olduğundan habersiz, aynı yatağa uzanır. Ancak yataktaki kadının kendi karısı olmadığını, Xatûn’un ayağındaki gümüş halhalın çıkardığı sesten anlar. Bunu anlar anlamaz, çadırdan dışarı çıkar.

Efsane bu ya, sonuçla ilgili yörede birçok anlatım var. Her anlatım ölümle sonuçlanır. Kimilerine göre Zembîlfiroş, Xatûn’dan kurtulamayacağını anlar ve gidip sarayın burçlarından kendini aşağı atar. Efsanenin başka bir anlatımına göre ise, Zembîlfroş bu noktadan sonra çaresiz kalır ve canını alması için Tanrı’ya yalvarır. Zembîlfroş ölünce, peşinde koşan Xatûn’da aynı dilekte bulunur ve ikisi de ölür. Bu sevda masalının da diğer masallar gibi sonu hazindir… Aynı Mem û Zîn destanındaki gibi, Xatûn’un Zembîlfiroş’a olan aşkında da ölüm çare olmuştur…

Şarkılara, öykülere konu olan Zembîlfroş ile Xatûn’un aşk hikayesi, bugün sadece olayın yaşandığı Diyarbakır`ın Silvan ilçesinde değil, Kürt kültürünün olduğu tüm bölgelerde hala dillerde.

İnanç ve tutuklu aşk arasında efsaneleşen ZEMBÎLfroş ile Xatûn’un aşk hikâyesi, olayın yaşandığı söylenen sadece Farkin’de değil Kürt kültürünün olduğu tüm bölgelerde hala dillerde dolaşır. Kimi zaman bir türküdür, kimi zaman bir şiirdir kimi zaman uzun kış gecelerinde anlatılan hazin bir öyküdür ZEMBÎLFİROŞ…

Zembîlfiroş zembîla tine

Dikan bi dikan di gêrîne

Hiş li Xatûnê namîne

Serî li zeman di gerîne

Gazi dike ku bibîne

Were ser doşeka mîr e

Li te helal, herama mîr e

Bidime te zulfî harîr e

Çavê min ê xezalan e

Sîngamin wek zozana ne

Bejna min wek rihane

Çiqa bêjî hêjan e

Zembîlfiroş, zembiller getirir,

Dükkan dükkan gezdirir,

Xatûn’un aklı başından gidiyor,

Aklıyla arıyor zaman yaratmak için,

Sesleniyor ki, onu görmek için

Gel Beyin döşeğinin üstüne,

Beyin haremi sana helaldir,

Güzel zülüflerimden sunayım sana,

Gözlerim ceylanların gözüdür,

Bağrım yaylalar gibidir,

Endamım reyhan gibidir,

Dilediğin gibi güzel ve uygundur,

Ama Zembîlfiroş evlidir, karısını sevmektedir, dünya nimetlerinden vazgeçmiş bir derviştir. En önemlisi tövbe etmiştir. Allah’a kulluk edecektir, haramı yaşamından silmiştir. Zaten bunun için değil miydi onca malını, mülkünü, ihtişamını bırakıp yollara düşmek?.. Bu yüzden Xatûn’un aşk çağrısına olumsuz yanıt verir. Ve Xatûn’a cevabı hemen oracıkta verir…

 

Kaynak: Farklı Bakış

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR