Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Ahmet TAŞ


BALIK YEMEYECEKSİN

Ahmet Taş'ın yeni yazısı;


 

Korona virüs ülkemizde yayılmaya başladığından bu yana vatandaşı ve toplumu koruma amaçlı olarak çok sayıda kısıtlama tedbirleri alındı, genelgeler yayınlandı.

Çoğu zaman akşam açıklanan tedbirlerin sabah yürürlüğe konması, tedbirlerin toplum hayatında karşılık bulup doğru uygulanabilir olmasında vatandaş açısından ve emniyet güçleri açısından kafa karışıklığına ve anlaşmazlıklara sebep oldu ve olmaya da devam ediyor.

İlk zamanlarda sanırım Bursa ilinden bir manzara ekranlara yazılmıştı. Kırsalda bir köy, köyün kenarında bir ev ve evin sahibi yaşlı bir teyze bahçesine ineklerini otlatmaya çıkarmıştı. Köye gelen Jandarma Komutanı ya da eri teyzeye şöyle sesleniyordu. “Teyze korona var neden dışarı çıktın evine gir.” Kadın da şöyle karşılık veriyordu “Evladım      inekler acıktı melemeye başladılar bu dağ başında kimselerde yok bunları otlatıyorum.”

Jandarma sorumlusu aldığı emrin hikmetine vakıf olmadan dağ başında uygulamasını yaparak vazifesini yapıyordu ama karşılığının nasıl olacağını vatandaşa nasıl yansıyacağını ne gibi zararlara sebep olacağını bilemiyordu. Niye çünkü emri veren büyükleri onu nasıl uygulayacağını vatandaşa maliyetinin nasıl olacağını hesap etmemişler o da emir demiri keser diye dağ başında insanın olmadığı yerde korona tedbirleri uygulamaya kalkıyordu, sonunda o da emir kuluydu.

Geçenlerde bir arkadaşım telefonla aradı Kayseri'de Sivas Caddesi'nde hanımı ile birlikte balıkçıya geldiklerini, balık almak istediklerini ama polis engeline takıldığını söyledi. Nasıl diye sorduğumda balıkçı esnafın evine yürüme mesafesinde olduğunu ama polis memurlarının niye sokağa çıktınız diye ikaz edip ceza yazmakla tehdit ettiklerini, balık alacaklarını söylediklerinde de balık yemeyeceksin sokağa çıkma yasağına karşı çıktın hemen buradan gidin yoksa cezayı yersiniz diye tehdit ettiğini söyledi. Bazı yerlerde ise aynı belgesi olan vatandaştan birsine polisin geç dediği diğerinin geçişine ise müsaade etmediği şikayetleri geliyor.

Sahi bakanlığın genelgesinde eve yürüme mesafesi olan fırın, market, bakkal, manav, balıkçı ve camilere gitmek serbest iken polis memurumuz hangi gerekçe ile buna engel oluyor anlamadım diyor bu arkadaşım ve ekliyordu bu bir hukuk ihlali, görevi kötüye kullanma ve insan hakkı ihlali değil mi hocam. Mazlumder bu konuda ne yapar, derdimi kime anlatayım diyordu.

TEDBİRLER BAĞ, BAHÇE SAHİPLERİNE EZİYET OLDU

Korona tedbirleri çerçevesinde en çok mağdur olan kesimlerden biri de bağ bahçe sahipleri ile bağ ve bahçeler oldu.

Sokağa çıkma kısıtlaması sebebiyle istisnalar dışında çok sayıda insanımız tarımda işleme ve ekim dikim, budama mevsiminde bağına bahçesine gidemeyip bakım ve hazırlıkları yapamadı.

Elinde bağ ve bahçesinin belgesi olan insanımıza sokağa çıkma günlerinde muafiyet belgesi vermek zor bir şey değildi. Ne hikmetse Ziraat Odasına kayıt, bağ kur'a kayıt gibi yaptırımlarla çok sayıda insanımız bağını bahçesini bakımsız ve imarsız bırakmak zorunda kaldı.

Halbuki aklın yolu bir, bağ ve bahçelerde sahibi dışında insan yok ki hastalık bulaşsın. Zaten hasta olan da karantinada olup bahçesine ulaşamıyor ki birine hastalık bulaştırsın, olan bağ bahçelere oluyor. Tam işleme vaktinde bakanlığın genelgesinin doğru yorumlanıp uygulanmaması yüzünden bu yılda imarsız ve bakımsız kaldılar.

Sanırım önemli olan kanun çıkarıp yaptırım kararları almanın yanında onun nasıl uygulanacağı ve nelere mal olacağını da hesabını katmaktan geçiyor. Ne diyelim Allah idarecilerimize kural koyup genelgeler, yasaklar yapma gücü yanında nelere mal olacağı, zarar ve kazancını hesap edebilme basireti versin.

Selam ve dua ile

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR