Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


ALTAN TAN


Aysel Tuğluk ve Fetvacıbaşılar

Yazarımız Altan Tan'ın "yeni" yazısı...


Aysel Tuğluk ile tanışıklığımız yirmi yıldan fazlaya dayanıyor. Uzun yıllar birlikte siyaset yaptık.

Bu dönem zarfında ideolojik olarak aynı şeyleri savunmadık, birçok kez  içerik olarak oldukça sert tartışmalar yaptık.

Siyaset olarak da çoğu kez ayrı yol ve yöntemleri savunduk.

Ancak hakkını teslim etmek gerekir ki; Aysel Hanım kibarlığı ve hanımefendiliği ile her zaman  dostluğun hakkını muhafaza etti ve hiç bir zaman nezaket sınırlarını aşmadı.

Keşke tüm arkadaşlarla ilişkilerimiz de aynı şekilde düzeyli olsaydı.

Aysel Tuğluk yıllardır cezaevinde ve bugün çok ciddi sağlık sorunları yaşıyor.

Henüz 56 yaşında olmasına rağmen yaşadığı elim olayların travması ile genelde daha ileriki yaşlarda görülen alzheimer teşhisi konulmuş bulunuyor.

Tek başına hayatını sürdüremiyor.

İlgili makamlara defalarca durumunu doğrulayan raporlar ibraz edilmesine rağmen  ısrarla cezaevinde tutuluyor, tahliye edilmiyor.

Değişik hastalıklardan dolayı bu durumda olan  çok sayıda tutuklu ve hükümlü var. Bazıları içeride can veriyor.

Halk arasında ‘Din ayrı, kin ayrı’ diye bir atasözü var.

Her ne olursa olsun insanın ve özellikle de devletlerin hukuk dışına çıkmamaları gerekir.

İş kin ve intikam noktasına geldiğinde zulüm başlar.

Hz. Peygamber ‘Küfür devam edebilir ancak zulüm devam etmez’ diyor.

Aysel Tuğluk hayatının en büyük travmasını annesi Hatun Tuğluk’un 13 Eylül 2017’de Ankara Gölbaşı İncek Mezarlğı’ndaki cenaze töreninde yaşadı.

Cenaze törenine katılanlara saldıran bir grup rezil;

‘Burası Sünni mezarlığı, Aleviler buraya defnedilemez’

‘Burası Türk toprağıdır, Ermeni toprağı değil, burada Ermenileri istemiyoruz’

“Buradan çıkamazsınız, buraya terörist cenazesi gömdürmeyiz’ küfür ve sloganlarıyla cenazenin gömülmesini engellemeye çalıştılar.

Bu olayların devam etmesi üzerine aile defin işlemi henüz  gerçekleşmiş cenazeyi tekrar mezarından çıkararak Dersim’e götürme kararı aldı ve cenaze Dersim’e götürüldü.

Anlatırken bile insanın içini yakan, insanı insanlığından utandıran bu olay Türkiye siyasi tarihine kara bir leke olarak geçti.

Bu vahşetten daha da elim olanı;

Başta;

Üstüne vazife olan birçok konuda susan, üstüne vazife olmayan birçok konuda ise ahkam kesen İlahiyat Profesörü Hayreddin Karaman olmak üzere  hiç bir alim ve şeyh;

‘Yahu! Ne oluyor?

Bu yaptığınız rezaletin hiç bir dinde, hele hele de rahmet, merhamet ve adalet dini olan İslam dininde yeri yok! demedi.

Demeyenler utansın!

Aysel Tuğluk ve onunla aynı durumda olan tutuklu ve hükümlülerin durumları görmezden gelinemez.

Merhamet değil, adalet bekliyorlar.

Geciken adaletin de zulmün başka bir çeşidi olduğu unutulmamalı.

Çermikli ünlü bir alimin torunu olan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e duyurulur:

 

Kaynak: Farklı Bakış

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR