Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Musab Aydın


AŞKIN İZDÜŞÜMÜ

Mem ile Zin ve Ğece ile Siyahmed, Mezopotamya´nın trajik aşk hikâyelerinin kahramanları olarak akla ilk gelenlerden olduğunu söyleyebiliriz.


 
 
Aşk, bütün zamanların sihirli kelimesi. İlâhi aşk´a, beşerî aşklara dair çok şey dinlemiş veya okumuşuzdur.
 
Toplumsal hafızamızda her devrin aşk hikayelerini taşıyoruz. Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Tahir ile Zühre, Ferhat ile Şirin en çok bilinenleri.
 
Mem ile Zin ve Ğece ile Siyahmed, Mezopotamya´nın trajik aşk hikâyelerinin kahramanları olarak akla ilk gelenlerden olduğunu  söyleyebiliriz.
/resimler/2019-3/29/1042584775461.jpg
 
Aşk hikâyelerinin kahramanı kimdir?Ulaşılmayı bekleyen mi yoksa ulaşmanın savaşını veren mi?
Mecnun´unu konuştu insanoğlu uzun bir zaman. 
 
Hâlâ da konuşuyoruz kadim zamanların aşk hikayelerini. Bu maceranın cefâsını erkek çeker ama yine de bu öykülerin kahramanı kadındır kanımca. 
 
Mecnun´u görmek için Leyla´nın ayak izlerini takip ediyoruz. Mecnun´unu peşinden sürükleyen Leyla´dır. 
Kâh bir uçurumun burçlarına çekti kâh bir dağ başında bıraktı onu. Olmadı ıssız çöllere çekti Leyla Mecnun´unu. 
 
Ne şehir vardı ne kasaba. İnsan da yoktu çölde, Leyla´ da. Çöl de aradığı büyülü bir serap mıydı? Yoksa Mecnun´unu çölde tutan şey sonsuzluk duygusu muydu?
/resimler/2019-3/29/1043324463610.jpg
 
Ferhat, Şirin diye dağlara vurdu kendini.  Biliyordu Şirin´e kavuşmanın yolu bu değildi. Belki de Şirin, suya kavuşmanın düşüydü. Ferhat´ı sevdalı kılan şey neydi?  Dağların ardında ki gizem, Şirin değildi.  Bunu Ferhat da biliyordu.
 
Kimdi Ferhat´ın Şirin´i? Şirin su oldu bazen yüce dağların ardında, bazen ulaşılmaz denilen dağ. Kim bilir belki de Ferhat olmaktı düş´ü, Şirin bu yolda sadece bir semboldu. Karar sizin, Ferhat´ın Şirin´i kim?
 
Mem ile Zin ayrı bir öykü.
Niçin Dicle nehrinin dehlizlerindeki zindana atıldı Mem? Ölüme terk edilmek miydi Zin´e ulaşmanın yolu? yolunuz düşerse Cizre´ye şehrin yanı başındaki zindanın surları hâlâ ziyarete açık. Gitmiştim bir zamanlar ve sordum o zindanın rutubetli duvarlarına. Bana Mem´i anlattılar. Bülbül gibi geziyormuş aşkın bağlarında. Muhayyelinde ki ayın gölgesi yansımıştı Sübhan dağının yamaçlarına. 
 
Ne asildi ne de varlıklıydı Mem. Botan Beyi, kız kardeşi Zin´e layık görmemişti Mem´i. Kalbinden uzak düşmüştü Mem. Cudi dağı ile dost olmuştu bir zaman. Sonra sarayda görüldüğü duyulmuştu. Botan beyi zindana atmıştı Mem´i. Zindan Zin´ in gölgesinde Mem´e bir mezar olmuştu. Zin, Dicle´ nin yamacında ağıtlar yakmıştı, sesi Cudi´de yankılanıyor hala duyabilene...
Her duvarda ayrı bir hikaye dinledim. Kurumuş olsa da duvarları, gözyaşının ıslattığı taşlar hâlâ nemliydi.
 
Zaman değişti, insan değişti aşk değişti...
Artık değersizleştirildi bütün değerler. Her şey ayağa düşürüldü. 
Mahremiyeti aşka kurban etti günümüz insanı, aşkı da şehvete...
Ne hâyâdan eser kaldı şimdi ne edepten. İnsan da tükendi bir meta gibi bu insanlık pazarında.
 
gitme
 
gitme diyorum
mecnun´un gittiği gibi
leyla deyip çöllere gidiyorsun
kaybolduğun çöllerde 
leyla´yı değil seraplar görüyorsun
çöl fırtınalarında kaybolan 
ilk mecnun sen değilsin
son mecnun da
 
gitme diyorum
ferhat´ın gittiği gibi
şirin deyip dağlara çıkıyorsun
deldiğin dağlarda 
şirin´i değil akacak suyun hayalini görüyorsun
bu dumanlı dağlarda kaybolan
ilk ferhat sen değilsin
son ferhat da
 
gitme diyorum
kerem´in gittiği gibi
aslı deyip yollara düşüyorsun
arşınladığın yollar da
aslı´yı değil kaybettiğin sevdasını görüyorsun
sonsuzluk yolunda kaybolan 
ilk kerem sen değilsın
son kerem de
 
gitme diyorum
tahir´in gittiği gibi
zühre deyip gökyüzüne yürüyorsun
yıldızlarda aradığın
zühre´yi değil göğe yansıyan gölgesini görüyorsun
sabaha ulaşamayan
ve gecenin karanlığında kaybolan 
ilk tahir sen değilsin
son tahir de
 /resimler/2019-3/29/1044047589262.jpg

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Ömer Bayhan
29.03.2019 17:15:11
Aşk ve insan.Birbirini tamamlayan en anlamlı,en güzel iki kelime.Yazar tarafından çekilen çok nefis bir fotoğraf.Finalde damaklarda lezzet bırakan şiir. Aşkın fotoğrafını çeken ve şiirini yazan ilk sen değilsin. Son da sen değilsin.

Osman Baharçiçek
30.03.2019 09:28:00
Eyvallah üstat ellerine yüreğine sağlık. Aşka dair bu yazıyı ve ardında kaleme aldığın Şiir´i okuyunca eski aşklar ve günümüzün sanal aşklarını mukayese ettiğimizde eski sahih aşkların bugüne kadar dilden dile dolaşmasının bir hikmeti olsa gerek diye düşünüyorum. Sanırım eski aşıkların aşkı ilahi idi. Selam ve dua ile....

Osman Baharçiçek
2.04.2019 09:05:05
Bir taraftan eskinin sahici aşkları,diğer taraftan günümüzün sanal aşkları bir mukayese yapmak gerekirse eski aşkların günümüze kadar dilden dile gelmiş olması bu aşkların sahih ve ilahi olmasıdır. Selam vr muhabbetle efendim...

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR