Korona Virüs ile demlenen günlerimiz Ramazan’ımızı başkalaştırdı. “Nerede o eski Ramazanlar?” sorusu belki de ilk defa böyle anlamlı ve yerinde oldu. Salgın bizleri millet olarak kendisine alıştırırken Ramazanımızı başkalaştırdı. Tabi bu başkalaştırma öyle görünüyor ki bayramımızı da başkalaştıracak. Bayram öncesinde kucaklaşmanın, el öpmenin, sarılmanın, bağra basılmanın ve anne kokusunun en yoğun teneffüs edileceği ve bambaşka duyguların yaşanacağı anneler günümüz de sosyal başkalaşmadan nasibini aldı. Yeter ki sağlık olsun dedik, sinemize gömdük, zira bu da geçer yahu dedik. Geçecek inşallah.
Her ne kadar bu günler Emperyalizmin oyunları olarak görülse de her gün yaşadığımız bir duygunun böyle günlerde tavan yapmasından da rahatsız olmamak gerekir. Zira sosyal bir varlık olan insan tek yönlü değildir. İçinde yaşadığı hayatın bireysel ve toplumsal ve ekonomik boyutları vardır. Bu mesele basitleştirilmemelidir.
Bugün 10 Mayıs 2020 Pazar ve Anneler günü ve tüm annelerimizin ‘anneler günü’ kutlu olsun. Tüm annelerimizin güzel günleri olsun, tüm annelerimiz sağlık ve afiyetler içerisinde olsun. Annelik duyguları bereketli olsun, daim olsun. Ahirete göçen annelerimize rahmet olsun, mekânları cennet olsun.
Televizyon programcısı Bekir Develi anlatıyor: “Bir mekânda arkadaşlarımızla toplandık, çay içip muhabbetleşiyoruz. Sohbet çaylarımız gibi çok demli. Telefonlarımız masanın üzerindeydi. Bir arkadaşımızın telefonu çaldı. Gözüm ilişti. ‘annem arıyor’ yazıyordu. Arkadaş telefonu kapattı. Gözlerim doldu. Keşke benim telefonumda ‘annem arıyor’ yazsaydı. Nerede?… O yazı için, o cümle için, ‘annem arıyor’ için neleri vermezdim ki?...
İnsanlık ailesinin en değerli varlığı olan annelere, insanlığa Allah’ın rahmetinin tecellisi olarak gönderilen ve Hz. Peygamberi doğuran Amine annemize, Cennet annelerin ayakları altındadır diyen sevgili Peygamberimize annelik yapan, “Annemden sonra annemdi.” diye nitelendirdiği yengesi Fatıma annemize rahmet olsun, selam olsun.
Ömürleri hep çile ve hep hicret ile geçen annelere, Mekke müşriklerinin zulümlerinden uzaklaşıp, Medine’de insanlıkla karşılanan annelerimize rahmet olsun, selam olsun.
Asya bozkırlarından yola çıkıp Anadolu’nun bağrına hicret eden annelere, Anadolu topraklarının insani değerlerle buluşmasına öncülük eden Baciyan-ı Rum’un müstesna annelerine, bin yıllık vatanımız olan Anadolu’muzu bizlere yurt eden yiğitlerimizi doğuran mübarek annelere selam olsun.
İnsanlığın sığınağı olan Anadolu’da sadece evlat değil, devlet doğuran annelere, evladım değil, vatanım üşümesin diye cepheye taşıdığı mermilere yorgan saran annelerimize, anasız yaşanır ancak vatansız yaşanmaz diyen Nene Hatunlara ve Şerife Bacılara, toprağı ilmek ilmek işleyen, otuz beşlerinde yaşlanan eli nasırlı, alnı secdeli annelerimize selam olsun.
Srebrenitsa katliamında küçük bir çocuğun: “Çocukları küçük kurşunlarla öldürürler değil mi anne.” sorusuna muhatap olan soykırıma tabi tutulan annelerimize, Filistin’de vatan için, maişet için, ilim için evlat doğuran annelerimize, Firavuni zulmün evlatlarını katletmesine rağmen doğurmaktan vazgeçmeyen kutlu annelerimize selam olsun.
Yetimhanelerdeki yastıklarına “Annem” yazarak sarılıp uyuyan, sarıldığı yastıkta anne kokusu teneffüs etmeye çalışan yavruların annelerine rahmet olsun, selam olsun.
Egemizin Efelerini, Doğu Anadolu’nun mertlerini, Akdeniz’in yiğitlerini, Karadeniz’in vatan delisi delikanlılarını, Trakya’nın üj bejlerini, Güney Doğu’nun huzura muhtaç yavrularını, İç Anadolu’nun vatanına, milletine sadık üretken evlatlarını doğuran pak toprak gönüllü annelerine rahmet olsun, selam olsun.
Büyük milletimizin birliği, dirliği ve geleceği için, vatanımızın selameti ve istikbali için güzel nesiller yetiştiren cennet kokusu taşıyan tüm annelerimizin anneler günü kutlu olsun.
