İşlediği her haram insan için ancak zarar, ziyan ve hüsrandır.
Her haram, insan için tarife sığmayan viran...Haramlar insanı ve toplumu ancak afete, felakete, musibete, rezalete ve cehalete götürür. İşlediği her haram insanın kendi kendine kurduğu bir tuzaktır.
Rahmanın rahmet, nimet ve cennetine kavuşmanın yollarını şu iki cümlede özetlemek mümkün;
1-Helallere koşmak
2-Haramlardan kaçmak
Haram ateştir; yakar. Haram depremdir; yıkar. Haram bıçaktır; keser, Haram zehirdir; öldürür.
Haram insanı rahmanın nurundan uzaklaştırır, cehennemin narına yaklaştırır. Yılandan, sırtlandan, akrepten kaçar gibi kaçmalıdır her Müslüman haramdan.
Bugün dünya insanlığını inim inim inletip, perişan eden ne varsa mutlaka hepsinin kökünde, özünde, içinde, temelinde ,yanında, yönünde, mutlaka bir yada birden fazla haram, söz, fiil, davranış ve kazanç vardır. Haramları, hayata taşımak insanlığa dün ve bugün huzur getirmedi, yarın da getirmeyecek.
İnsanlık rahmanın kendilerine haram kıldığı şeylere topyekün savaş açmadıkça aradığı sevgi, huzuru ve barışa asla kavuşamayacaktır. Haramların adı bile hayatların tadını kaçırmaya devam edecektir.
Haramlar insanları azdırır, kızdırır mutlaka canından bezdirir. Haramlar ve onların hayatımız üzerindeki olumsuz etkilerine dair söylenecek o kadar çok söz var ki....
Bugünlerde Adana'da yaşanan üzücü bir olay çerçevesinde içki belası üzerine birkaç kelam etmeye çalışalım.
Medyada yer aldığı şekliyle Adana'da görev yapan 1.sınıf bir hakim aldığı alkolün etkisiyle kendisine hakim olamıyor ve ortaya son derece üzüntü verici görüntüler çıkıyor.
Bu alkol belası maalesef şişede durduğu gibi durmuyor. 1.sınıf bir hakimi bile öfkenin ve şiddetin mahkumu haline getirebiliyor.
O haberi izlerken çok üzüldüm. Alkol belasının Dünya'da ve ülkemizde yıktığı yuvalar ,söndürdüğü ocaklar ve aldığı canlar geldi aklıma. Hayli öfkelendim.
'Ayıptır, yazıktır, günahtır,'' dedim.
Dünya'da neredeyse savaşlar, terör olayları ve trafik kazaları kadar cana ve mala tasallut edip, zarar veren alkol belası karşısında kimsenin çıtının çıkmamasına hiçbir anlam veremedim. Sonuçlarına bakıldığında içki içmek bir özgürlük. Kaynağı değil, esaret menbağıdır. Alkol belasının çağdaşlık ve uygarlıkla zerre kadar bir ilgisi yoktur.
Alkole müptela olmak birilerinin göstermeye çalıştığı gibi bir hayat tarzı değil, sağlık ve huzurumuza vurulan korkunç bir darbedir.
Alkolizm dinine, devletine, vatanına, milletine can-ı gönülden bağlı bu toprağın insanını kötü alışkanlıklara bağımlı kılmanın adıdır, projesidir. Kerim kitabımızda içki; kumar, fal okları ve tapınmaya mahsus dikili taşlar ile birlikte Rabbimiz tarafından şeytan işi pislikler olarak nitelendirilmektedir.
Öyleyse buradan soralım Rahman'ın kulu olan insanın o tertemiz ağzına şeytanın iğrenç içeceği yakışır mı?
Rahmet elçisi efendimiz hemen hemen hepimizin bildiği şu hadis-i şerifinde içki hakkında bu zamana kadar söylenmiş ve yaşanmış, kıyamete kadar söylenecek ve yaşanacak olumsuzlukları bakın nasıl özetlemiş;
‘'İçki kötülüklerin anasıdır.''
Allah ve Rasulü'nün konuştuğu yerde her Müslümana ‘'işittik ve itaat ettik'' demek düşer.
Sağlıklı, mutlu, huzurlu, kazasız, belasız bir hayat için dumansız hava sahasından kat be kat mühim gayemiz olmalı....
"Alkolsüz Hayat Sahası''
Kaynak: yenisoz.com.tr
